Makale

Divanlarda Dua Metinleri

DÎVANLARDA DUA METİNLERİ

Halil İbrahim HAKSEVER*

Özet:
İslam kültürünün bütün dallarından beslenerek gelişen klasik Türk ede-biyatı, nazımda ve nesirde mükemmel bir üslup zenginliğine sahip olmuş-tur. Dîvan şairleri şiirlerini yazarken hem şahsî hünerlerini sergilemişler, hem de uzun zaman içinde oluşan kurallarla bir Dîvan şiiri geleneğini vücuda ge-tirmişlerdir.
Dîvan şiirinde görülen geleneklerden biri de manzum dualardır. Değişik nazım şekilleriyle şairler Allah’a münacâtta bulunmuşlar, kendileri ve baş-kaları için ona çeşitli isteklerini iletmişlerdir.
Bu makalede, dîvanlarda görülen çok çeşitli dualardan küçük bir seçme yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler:
Divan, Divanlarda Dua, Manzum Dua

Prayer Texts in Divans
Abstract:
Classical Turkish literature nourished from all branches of Islamic cultu-re has an excellent richness in style in poetry and prose
Divan poets, while writing their poems, both presented their individual talent and contributed in creating a Divan poetry tradition which has a set of rules formed over a long time.
One of the traditions in Divan poetry is the prayers in prose style. Utili-zing various prose styles, poets conveyed their wishes to God for mercy for themselves and the others.
In this article, a small selection is drawn from various poems that inclu-de prayers.
Key Words:
Divan, Prayer in Divan, Prayers in Prose
Klasik Türk edebiyatı şairleri, sözü en güzel ve veciz tarzda söylemeyi he-def bilmiş, duygu ve düşüncelerini muhataplarına en etkileyici bir şekilde nak-letmeye gayret etmiş kimselerdir. Onlar, edebiyatımızın nazım ve nesir alanla-rında şiir ve inşâ eserleri ortaya koyarken daima orijinal ifadeyi yakalamaya, kendilerini böylece ispat etmeye çalışmışlardır.
Klasik edebiyatımız İslâm kültürünün bütün dallarından beslenerek gelişti-ği için, nazım ve nesirde çok çeşitli ilimler konu edilmiş, söze dair her çeşit hüner denenmiş, sanatta zirveye çıkmak hedef kabul edilmiştir. Bunun için şa-irler şiirlerinde, münşîler inşâlarında kendilerini sanatlı söylemeye zorlamışlar, özgün sanatlarını ibdâ etmeye çalışırken, çoğu kere ortak malzemeyi kullan-mışlar, zaman içinde gelenekle oluşmuş bir üslûp zenginliği meydana getir-mişlerdir. İşte divanlarda çokça kullanılan ve şiir üslûbunun ortak malzemesini oluşturan bir husus da şiirde dua konusudur.
Divan şiirinin değişik nazım şekillerinde, muhtelif kimseler için yazılan dualar çok çeşitli olup, şairlerin sevdikleri insanlara karşı duygularını, onlar hakkındaki düşüncelerini yansıtmaktadırlar. Her çeşit duygu ile tanışan, fikir ve hislerini sanatlı ifadelerle anlatmaya çalışan şairler, kimler hakkında ne dü-şünmüşler, iyilik ve hayır duygularını hangi kalıplara sokarak dualaştırmışlar-dır?
Divanlardaki dua metinlerinin tespiti, klasik edebiyatımızdaki bir üslûp tarzını ortaya çıkaracağı gibi, şairlerimizin kimlerle teması olduğunu, bu in-sanlarla ilişki düzeylerini, dost muhitlerini tanımayı da kolaylaştıracaktır.
Çünkü şairler, herkes için umumî dua etmelerinin yanında, isim belirterek veya sıfat ve makamını yazarak da, kişiye özel dualar etmişlerdir. Şairlerin manzum dualarında, kimi kez soyut ve şairâne bir üslûp gözlendiği gibi, ya-şanmış bir olayla ilgili olarak daha somut ifade edilmiş üslûplar da vardır.
Biz bu yazıda dua kavramını kısaca açıkladıkta sonra, daha çok gazel ve kasidelerdeki dua beyitlerinden örnekler vereceğiz.
Dua
Dînî bir terim olan dua, sözlüklerde çağırmak, okumak, birinin iyiliği için Allah’a yalvarmak,3 Cenâb-ı Hakk’a niyaz,4 bir şeyin olup olmamasını medih ve senâ yoluyla istemek,5 manalarına gelir.
İsim olarak küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya vaki olan talep anlamına da gelen dua, İslamî literatürde, Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve ta’zim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini de ifa-de eder.6 Lügatlerde münâcât da aynı manaya gelmekle beraber kelimenin manzum dua anlamı da vardır.7
Dua kavramına pek çok dinî kaynakta yer verilir. Kur’ân-ı Kerim’de çok sayıda ayette, dua etmek emir ve tavsiye edilmiştir.8 Kaynaklarda duanın hükmü, şartları, nasıl yapılacağı, ne zaman daha çok makbul olduğu gibi hu-suslarda bolca bilgiler bulunmaktadır.9
Dîvanlarda Dua
Duanın özünde, kişinin kendisi ve başkaları için iyilik ve hayır duygusu bulunduğundan, herkes gibi bu duyguyu taşıyan şairler de, bunu ifade etme yolunu aramışlardır. Şiir onlar için en iyi ifade aracı olmuştur.Türk edebiya-tında 12. asırdan itibaren görülmeye başlanan münâcât türüyle, Allah’a yal-varma, ona sığınıp kudretini dile getirme konularında şiirler ortaya çıkmaya başlamıştır.10 Tevhid konulu şiirlerde olduğu gibi sadece, Allah’ın büyüklüğü-nü, kulun acizliğini belirtip ondan yardım istedikleri münâcâtlardan11 başka, Dîvan şairleri, kişilere ve makamlara yönelik iyi duygularını değişik nazım şekilleriyle, bazen kural gereği,12 bazen de ihtiyarî olarak dua kalıplarına dökmüşler, böylece şiirde dua (veya dualı şiir) klasik edebiyatımızda bir üslup özelliği haline gelmiştir. Bakabildiğimiz divanlardan, daha çok kaside ve ga-zellerden derlediğimiz beyitlerde, başta Hz. Peygamber (s.a.s) olmak üzere zamanın padişahlarına, onların şahıslarında devlete,vezirlere, şeyhulislamlara, diğer devlet ve din büyüklerine, çeşitli şahıslara, umum insanlara, şair için özel bir anlam taşıyan "muhayyel" sevgiliye, kendilerine vs. yapılan dualar göze çarpmaktadır.
Şairlerin dualarında, Allah’ın adı anılarak doğrudan O’na yönelik istekler olduğu gibi, yaratıcının adı geçmeyip bir temenni olarak dile getirilen; fakat istenen şeyin özelliğinden dolayı ancak dua olarak kabul edilmesi gereken ta-lepler de göze çarpmaktadır.
Değişik yüzyıllara ait seçtiğimiz şairlerden örnek beyitler vermeden önce hemen belirtelim ki, baştan sona dua üslûbuyla yazılmış gazeller ve kasideler de vardır. Biz, bir şiiri olduğu gibi buraya almaktansa, çeşitlilik arz eden fark-lı nazım parçalarını vermekle yetineceğiz.
Hz. Peygamber İçin Yazılan Dua Beyitleri
İslam’da Hz. Peygamber için dua etmenin önemi, gerekliliği ve sevabı çok açıktır. Dinî bir eğitimden geçen divan şairleri de bunun idrakinde oldukların-dan, çeşitli manzumelerinde Peygamberimize (âl ve ashabına) selam, övgü ile dua etmişlerdir:
Bin du’â vü bin selâm u bin senâ
Ben gedâdan olsun onlardan yana13
Usulî Miraciye 108/35
(Ben fakirden O’na binlerce selâm, dua ve övgüler olsun.)
Hezârân salât u hezârân selâm
Sana olsun ey dürc-i dürr-i kirâm
Ahmed Paşa Kaside /222
(Ey şerefli cevher kutusu, sana binlerce salât ü selâm olsun.)
Her dem sana vü âline Hak’dan hezâr bâr
Cân u cihân dolusu salât u selâm ola
Şeyhî Kaside 5/43
(Sana ve âline her an Cenab-ı Hak’tan dünya dolusu rahmet ve selâm ol-sun.)
Yine peygamberimiz için bir istek de, onun hükmünün (dininin) bütün âleme yayılmasıdır:
İltimâsım bahtdan oldur ki hükmün âleme
Ola cârî tâ çemen mülkündedir server sabâ
Fuzûlî Kaside 5/26
(Kaderden isteğim şu ki, senin hükmün, rüzgar yeryüzünde estiği sürece bütün âlemde geçerli olsun.)
Onun temiz neslinden din ve devletin izzetinin ayrılmamasına dua edilir:
Nesl-i pâkinden olmasın münfek
İzzet-i dîn ü devlet-i dünyâ
Ş. Yahya Na’t 1/9
(Senin temiz neslinden dinin şerefi ve dünya devleti hiç ayrılmasın.)
Necâti, Hz. Peygamberin bol bol övülmeye lâyık olduğunu söylüyor, O’na ve âline senâ ve ikrâm yolluyor:
Sezâ durur k’ola bezl-i medâyih-i Ahmed
Senâ vü mekrümet ü mahmidet aleyh ü âl
Na’t 1/3
(Ahmed’e ve onun âline medh u senayı çoğaltmak yakışır.)
Nâilî de Hz. Peygambere sonsuz selâm etmiştir:
Ola ol gâyete dek ruhuna dürûd selâm
Ki şûr-ı zelzeleden haşr pür-gubâr kalır
Kaside II 55/28
(Kıyamete ve haşr gününe kadar O’nun ruhuna dua ve selâm olsun.)
Nef’î kasidesinde, Hz. Peygamber’e bolca selam göndermekte, şiirlerinin, O’na selamını ulaştıran ulak olduğunu söylemektedir:
Her dem endîşemden olsun rûhuna yüz bin selâm
Arşa dek îsâle peyk-i râygânîdir sözüm
Kaside I/44
(Düşüncemden, her an O’nun ruhuna yüzbinlerce selâm olsun..Sözüm bu selâmı arşa kadar ulaştıran gönüllü bir ulaktır.)
Fâsih, arşın bahçelerinin ve Allah’ın rahmetinin ona nasip olmasını istemiş-tir:
Riyâz-ı ravza-i arş âsitânuna olsun
Revân salât ü selâm Hudâ-yı celle celâl
Kaside II/42
(Yüce Allah’ın rahmet ve selâmı, senin, arşın bahçelerinde olan dergâhına aksın.)
Divanlarda Hz. Peygambere yapılan dua örnekleri çoktur. Bu dualarda şa-irler, dua edilen kişiler için genellikle düşünülen ’Allah’tan iyilik isteme’ du-rumundan çok, kendileri ve bütün müminler için manevi istifadeyi hedefle-mişlerdir. Hz. Peygambere dua etmekle kendilerinin manevi kazanç elde ede-ceklerini, ümmetliğe kabule vesile olacağını ümit etmişlerdir. Ona dua eden her beytin derununda adeta ’Ya Resulallah, mahşerde bana yardım et’ nidası se-zilir.
Din-Tasavvuf Büyükleri ve Dînî Makam Sahiplerine Dualar
Divanlarda Hz. Peygamber’in dışında, diğer dînî tasavvufî şahsiyetler için de dua beyitleri bulunmaktadır. Hz. Ali, Dört Halife, Mevlâna başta olmak üzere, şairlerin yaşadığı dönemlerde hayatta olan veya vefat etmiş olan din büyükleri manzum dualara muhatap olmuşlardır.
Şeyhülislamlık, kadılık, müftülük gibi dînî-idarî makamlardaki kişilere ise, her türlü hayır isteğini içerecek şekilde yapılan dualarla birlikte, makamlarına uygun temennîlerin de söylendiği görülmektedir.
Ahmed Paşa Dört Halifeye Cenâb-ı Hakk’ın rahmet ve keremini istemiştir:
Dahî Çâr Yârine olsun dürûd
Vücûd ehline Hakdan oldukça cûd
Kaside 2/25
(Cenab-ı Hak’tan insanlara ihsan oldukça, O’nun dört sadık dostuna da selâm olsun.)
Fuzûlî’nin Hz. Ali’ye duası, ahiret günlerinin nevruz gibi mutlu olması te-mennisidir:
Her yerde tâ nevrûz ola gül bû-sitân-efrûz ola
Nevrûz tek firûz ola eyyâm-ı Şâh-ı Evliyâ
Kaside 8/19
(O veliler şahının günleri Nevruz gibi mutlu, gül bahçesi gibi parlak ol-sun.)
Nef’î’, dünyanın velisiz kalmaması ümidiyle Hz. Mevlânâ’nın temiz ruhuna hesapsız dualar göndermiştir:
Her dem olsun rûh-ı pâkine dua-yı bî-hisâb
Evliyâdan tâ ki hâlî olmaya dünyâ evi
Kaside 3/18
(Şu dünya yurdunun Allah dostlarından boş kalmaması için O’nun temiz ruhuna sayısız dualar olsun.)
Ahmed Paşa da Şeyh Taceddin Efendi’nin gelmişine geçmişine dua etmiş-tir:
Aslını ser-efrâz edip ol Dâim ü Bâkî
Fer’ini refî’ eylesin Allâhü Te’âlâ
Kaside 11/104
(Allah O’nun aslını ve neslini şerefli ve yüce eylesin.)
Meşhur şeyhülislâm Ebussuûd Efendi, döneminin şairi Bâkî’den şöyle dua almıştır:
Cihân musahhar-ı fermân ola murâdâtın
Müyesser eyleye dâim müyessiru’l-a’mâl
Kaside 21/34
(Dünya senin fermanına esir olsun. İşleri kolaylaştıran Allah, senin de işini kolaylaştırsın).
Şâir Nedim’in müftü İsmail Efendi’ye duası, “âlemlerin İlâhı onu hayra yö-neltsin, gece gündüz bunu istiyoruz” şeklindedir:
Rûz u şeb budur duamız kim hemân her hâlde
Hayra tevfîk eyleye zâtın ilâhe’l-âlemîn
Kaside (T) 31/18
Nef’î, zamanının makam sahiplerine çok kaside yazan bir şairdir. Şeyhülis-lam Muhammed ve Esad Efendiler de bunlardandır. Onlara ithafen yazdığı ka-sidelerinde duasını esirgememiştir:
Düşmeye câm-ı mey-i devlet elinden bir dem
Bezm-i ikbâli müretteb dura tâ rûz-ı kıyâm
Kaside 50/77
(Devlet şarabının (neşe ve mutluluğunun) kadehi elinden hiç düşmesin. Mutluluk meclisi kıyamete kadar düzenli kalsın).

Bula zâtıyla şeref mesned-i sadr-ı devlet
Neşve-i devlet ile gönlü ferah-nâk ola hem
Kaside 51/56
(Devletin yüce makamı onunla şeref bulsun. Devlet neşesiyle gönlü rahat-lasın).
Bula bâğ-ı murâdın gülbün-i ikbâl ile revnak
Ola câh u sürûr u emn ü râhat çâr dîvârı
Kaside 49/53
(Muradının bağı ikbal ile parlasın. Bu bahçenin içindekiler güvenli ve se-vinçli olsun).
Bu beyitlerde, dua edilen kişinin, bulunduğu makamda devamlı ve huzurlu olması dileği vardır.
Hayretî de Hz. Hüseyin ve onu sevenler için şunu dilemiştir:
Budur ümîdümüz kamu ahbâb-ı hânedân
Mahşer güninde kalmaya atsân yâ Hüseyn
Kaside 4/35
(Ey Hüseyin, Allah’tan ümidimiz şu ki, senin soyunu seven hiçbir kimse mahşer gününde susuz kalmasın.)
Fasih Ahmed Dede ise, Hz. Hüseyin’e:
Bârân ide Hak meşhed-i pür-nûrına rahmet
Tâ kim dinile hâk-i reh-i âl-i abâyuz
Kaside IV/22
(C. Hak rahmetini O’nun nurlu kabrine, Hz. Peygamber’in ailesinin yolu-nun tozuyuz denilinceye kadar yağmur gibi akıtsın) şeklinde dua etmiştir.
Din ve tasavvuf büyüklerine şairlerin dua etme sebepleri, gelenekle ve on-ların dindarlıklarıyla izah edilebilir. Fakat 17. yy’ın karışık dönemlerinde bir makama gelen kişinin, orada daimi olması isteğine vurgu yapılması dikkat çe-kicidir. Pek çok divan şairinin, yüksek mevkilerde bulunan kişilerin, "talihle-rinin iyi olmasını" istemeleri de, gelebildikleri o makamlarda mümkün oldu-ğunca fazla kalmaları istekleriyle eşdeğerdir. Makamların sıkça sahip değiştir-diği Osmanlı siyasi sisteminin bazı dönemlerinde, bu dualar çok itibar görmüş olmalıdır.14
Padişahlara ve Devlet Yetkililerine Dualar
Divanlarda devlet büyüğü olarak kendisine en çok dua edilenler padişah-lardır. Devletin en tepe noktasında bulunduklarından, bu durum normaldir. Hemen her divan şairi kaside, gazel ve tarihlerinde doğrudan padişaha ve onun şahsında devlete duacı olmuşlardır.15 Bu dualarda padişahın devletinin uzun ömürlü olması, güneşinin hiç sönmemesi, düşmanlarının zelil olması, fetihler-de Allah’ın yardımına mahzar olması, bayrağının yüce olması vs. temenniler dile getirilir.
Padişahın şahsına yapılan dualarda ise sıhhat, uzun ömür, mutluluk, zafer, ikbâl, belâlardan ve hatalardan korunma, vefat etmişlerse Allah’tan rahmet ve ebedî kurtuluş vs. istekler sıralanmıştır. Padişahtan sonra gelen veziriazam ve diğer devlet büyükleri için makamlarıyla mütenasip duaların yanında, bedeni ve ruhu ilgilendiren dualar da göze çarpar.
Ahmed Paşa, "II. Bayezid’in mutluluğunu, dostlarının güçlü, düşmanlarının zayıflığını ve devletinin ebedîliğini" istemiştir:
Devletün olsun muhalled tâli’in olsun sa’îd
Dostun olsun muazzez düşmanın olsun mehîn
Kaside 23/61
Necâti Bey’in II. Bayezid’e duasında ise hamâsî duygular vardır:
Rûy-ı zemîn kılıcının efgendesi ola
Saldukça âfitâb zemîn ü zamâne tîğ
Kaside 11/65
(Güneş, ışıklarını kılıç gibi saldıkça yeryüzü kılıcına boyun eğsin)
Bâkî II. Selim’e duasını, "Allah onun taht ve tacını sürekli kılsın" şeklinde yapar:
Du’â-yı devlet-i şâh-ı cihâna başla ey Bâkî
Hudâ pâyende kılsın tâc taht-ı zıll-ı Yezdânı
Kaside 5/36
III. Mehmed’e ise "Allah’tan uzun ömür ve hatalardan koruma" dilemiştir:
Nûh ömrün virsün Allâh’ım hatâdan saklasun
Yıksa bünyâd-ı sarây-ı âlemi tûfan eğer
Kaside 13/15
Hayâlî, beytinde hem Kanunî’ye uzun ömür dilemiş, hem de "onun döne-minde senin neyin eksik, çıplak mısın" diyerek nimete mahzar olduğunu be-lirtmiştir:
Hak Ta’âlâ eylesün izzetle ömrün ber-mezîd
Devlet-i şehde nen eksükdür senün üryân mısın
Kaside 20/22
Fuzûlî, Kanunî için yazdığı terkîb-i bendinde, "padişahın devletinin daimi olmasını", âlemin beka sebebi de sayarak ister:
Binâ-yı devletin tâ devr-i gerdûn var var olsun
Medâr etdikçe âlem devletin âlem-medâr olsun
Kaside 12 (VII)/1

Nef’î, devrin padişahının savaş kararı için duacıdır:
Etdin yine dîn gayretine azm-i cihâd
Devletle mübârek ola yâ Rab seferin
Rubâî’den 5/2
(Yine din gayretiyle cihada yöneldi. Ya Rabbi seferini mübarek kıl.)
Şeyhülislam Yahyâ da aynı duyguyla, "IV. Murad’ın, savaşlarda Hakk’ın yardımıyla ülkeler fethetmesini ve devletinin devamını" istemiştir:
Gazâlar eyleyüp sultân gâzî memleket alsın
Zâhir olup ana tevfîk-ı Hak te’yîd-i sübhânî
Kaside 6/16
Devâm-ı devlet-i sultân Murâdı isteriz Yahyâ
İnâyet Hazret-i Allâh’dan bizden dua etmek
Gazel 202/5
Şâir Nedim’in, Sultan III. Ahmed için, "Allâh’ın, devletini devamlı kılma-sını, onun iradesinin dünya ülkelerinin süsü olmasını" istediği duası şöyledir:
Hudâ kılsın hemîşe devletin pâyende ol sadrın
Hemîşe re’y ü tedbîri ola âlemde mülk-ârâ
Kaside 59/7
İzzet Ali Paşa, Allah’ın III. Ahmed’i, adı Ahmed olan o peygamber hürme-tine bağışlamasını istemiştir:
İdüp devletlerin efzûnter bağışlasın Allâh
Adı Han Ahmed’e Han Ahmedi ol sadr-ı dânâyı
Tarih 13/16
Padişahların dışında diğer devlet büyükleri için de benzer niyet ve duygu-larla dualar edilmiştir. Ahmed Paşa’nın, Şehzade Abdullah için yazdığı kaside-de şu beyit örnek olabilir:
Bahâr-ı bâğ-ı devletsin yed-i kudretle bezmine
Hemîşe bezm-i akdesden gül-i şâdî nisâr olsun
Kaside 46/2
(Sen devletin baharısın. Kudret eliyle meclisine, cennet bahçelerinden dai-ma mutluluk gülü saçılsın).
Şeyhî’nin, Çelebi Mehmed’e duası da hayır duygusuyla doludur:
Hayru’l-beşer hakı sana hayr ola hâtimet
Hayru’d- dua budur ola hayr ile müstecâb
Kaside 12/39
(Peygamber hakkı için sana çok hayırlı dua ediyorum. Akıbetin hayır ola. En hayırlı dua budur; hayırla kabul ola.)
Nâilî, Köprülü Fâzıl Ahmed Paşa’ya hoş geldin deyip "uzun ömür" dile-miştir:

Ömrün efzûn ede devletle Hudâ pîr olasın
Ey firûzân-güher-i baht-ı cevân hoş geldin
Kaside 27/39
Nef’î, "Murad Paşa’nın Allah’ın korumasında olmasını, gizli açık her şeyi onun emrine vermesini" istemiştir:
Ola zât-ı şerîfi Hak Ta’âlânın emânında
Musahhar eyleye hem ona her pinhân u peydâyı
Kaside 28/53
Fuzûlî, Allah’tan, "vali Ayas Paşa’ya fetihler, kendisine de onu öven güzel şiirler yazdırmasını" istemiştir:
Muttasıl feth ola rûzî cânib-i Hak’dan sana
Feyz-i mehdine Fuzûlî hasteye hüsn-i makâl
Kaside 13/36
Şeyhî, vefat eden Germiyanoğlu II. Yakub için yazdığı mersiyede, onun âhiret mutluluğuna dua etmiş "ruhu için Peygamberimizden yardım ve cenne-ti" dilemiştir:
Yâ Rab özüne ravza-i cennet makâm ola
Rûhuna Mustafâ nefesinden selâm ola
Musammat 5 (V)/1
Nâilî’nin, defterdar Mustafa Paşa’ya " ey makam sahiplerinin defterlerini yazan, Hak seni kusurdan berî kılsın" duası, hesap kayıt işlerinde yanlış yap-mama temennisi olarak dikkat çekicidir:
Ey ser-nüvist-i defter-i erbâb-ı câh kim
Hâk eylesün vücûdunu ârî kusurdan
Kaside 22/1
Devlete ve padişaha duacı olmak Osmanlı şairleri için terk edilemez bir ge-lenekti. Bir töre gereği sayabileceğimiz devlet yetkilileri için dualar, genelde hayatta olan kişilere yapılmıştır. Şairlerdeki devlet terbiyesinin dışında, ma-kam sahiplerine kendini tanıtıp daima hatırlarında bulunma arzusu da, bu dua-ların yazılma sebepleri arasında düşünülebilir.
Değişik Kişilere Dualar
Burada yer alan dualar, şairlerin değişik kişiler için yazdıkları manzume-lerden oluşmaktadır. Bunlar arasında sevgili için yazılanlar, şairlerin kendile-rine yönelik yazdıkları ve umum insanların iyiliğini düşünerek yazdıkları dua-lar vardır. Epey yekûn teşkil eden bu kategorideki duaların konuları da, dua edilenin durumuyla mütenasiptir.
Sevgili için yapılan duaların bir kısmında onun kötülüklerden korunması, daima güzellikler içinde bulunması istenir:

Hayâlînin duası bu durur yâ Rab ki sen sakla
O gülzâr-ı sa’âdet goncasın dehrin hazânından
Hayâlî Gazel 418/5
(Ya Rabbi Hayali’nin sana duası şudur: o mutluluk goncasını zamanın kötü etkilerinden koru)
Budur duası sana subh u şâm Yahyânın
Seni safâda vü bed-hâhunı cefâda görem
Ş.Yahyâ Gazel 240/5
(Sabah akşam Yahya’nın duası seni mutluluk içinde, kötülüğünü isteyenleri de cefa içinde görmektir.)
İrmesün mir’ât-ı hüsn-i yâra yâ Rab inkisâr
Bulamasun câm-ı safâ-yı bezm-i rûhânî şikest
Hayretî Gazel 20/4
(Ya Rabbi, o yarin güzellik aynası kırılmasın.Gönül meclislerinin mutluluk kadehi kırılmasın.)
Hak Ta’âlâ acısın göstermesün cânânenin
Ben öleyim eşiğinde bana cânân acısın
Necâtî Gazel 240/2
(Allah, sevgilinin acısını bana göstermesin.Onun eşiğinde ben öleyim de, o bana acısın.)
Sevgili için yapılan dualar biraz fantezi gibi gözükse de, -hakikati Allah’a malum olmak üzere- şairler, gönüllerinde hayal ettikleri sevgilinin, zamanın kötülüklerinden uzak, safa içinde olmasını, gönlünün incinmemesini, onun yokluk acısını göstermemesini Allah’tan istemişlerdir.
Bazen, âşıklarına karşı insafsız olduğu bilinen sevgililer için yaratıcıdan merhamet istenir, ona yakın olmak arzu edilir:
Mihri yok mâhlara âh eser etmez yâ Rab
Ver bir insâf bu mihri yok olan mâhlara
Fuzûlî Gazel 243/2
(Ya Rabbi, aşıkların çektikleri âhlar bu vefasız sevgililere tesir etmez. Sen bunlara insaf ver).
Gerçi gülzâr-ı cihânda gül olup hâra yakın
Hak ırağ eylesün ondan k’ola ağyâra yakın
Necâtî Gazel 415/1
(Bu dünyada her ne kadar güller dikene yakın olsa da, Allah o sevgiliyi ra-kiplere yakın olmaktan korusun).
Şairlerin kendileriyle ilgili de çok çeşitli duaları vardır. Aşk konulu duala-rında, müptela oldukları maddi veya manevi sevgili için yanıp tutuşma, o uğurda canı fedadan kaçınmama, onu tarafından bilinip tanınma, bazen maddi vuslatı istiyor gibi gözükseler de, çoğu kez ebedî manevî vuslat istekleri, ahi-rette iyilerle haşr olma arzuları beyitlerde dile getirilir.
Tasavvufî temanın ağır bastığı şiirlerde de şairler, dünya nimetlerinden uzaklık, gönül huzuru, Allah’tan rahmet ve bağışlanma, ona iyi kul olabilme nasibi istemişlerdir:
Yâ ilâhî rah-nevler reh-nümâlar hakkıçün
Yâdun ile hem-dem olan olan âşinâlar hakkıçün
Pâk dâmânlarla haşr eyle Behiştî bendeni
Meclis-i ışkunda çâk olan yakalar hakkıçün
Behiştî Gazel 431/1,5
(Yâ Rabbi, dostlarının hakkı için, senin yolunun yolcuları, aşkının uğruna yırtılan yakalar hakkı için, beni ahirette namuslularla birlikte huzuruna çıkar).
Râzıyam kıl bu ten-i pejmürdemi cândan cüdâ
Yâ ilâhî eyleme tek cânı cânândan cüdâ
Hayretî Gazel 5/1
(Yâ Rabbi bu, yıpranmış tenimi canımdan ayırmana razıyım, yeter ki bu canımı sevgiliden ayırma).
Yâ Rab senden budur niyâzım
Hem-reng-i hakîkat et mecâzım
Nâilî Musammat V (7)/1
(Ey Allah’ım, benim mecazen yaptıklarımı hakikate çevir)
Bizi nâr-ı kahrından âzâd kıl
Makâmâtımız cennet-âbâd kıl
Ahmed Paşa Kaside 2/47
(Ey Allah’ım bizi kahrının ateşinden kurtar, cennetine koy)
Atâ kıl Bâkîye lutfun İlâhî
Sana muhtâc eger yoksul eger bây
Bâkî Gazel 519/5
(Yâ Rabbi, Bâkî’ye lutfunu bağışla. Yoksul da zengin de sana muhtaçtır)
Yâ Rab hemîşe lutfunu kıl reh-nümâ bana
Gösterme ol tarîkı ki yetmez sana bana
Fuzûlî Gazel 3/1
(Yâ Rabbi, lütfunu bana daima yol gösterici kıl. Sana ulaşmayan yolu bana gösterme)
Yâ Rab kerem et bendene ihsân eyle
Düşvâr olan ahvâlimi âsân eyle
Dünyâ hevesinden koma gönlümde eser
İstersem eğer cenneti zindân eyle
Nef’î Rubâî/2
(Yâ Rabbi, ben kuluna iyilik et; zor işlerimi kolaylaştır. Dünya sevgisinden gönlümde hiç biz iz bırakma. Eğer istersem, cenneti bile bana zindan et.)
Kulluk vurgusuyla şairlerin duaları çok çeşitli olup hepsinde de Yaratıcıya karşı tazarru ve mahviyet vardır. Aynı duygularla umum insanlar için de, ken-dileri gibi perişanlığa düşülmemesi duası yapılır:
Benim tek hiç kim zâr u perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab
Fuzûlî Gazel 30/1
(Ya Rabbi, hiç kimse benim gibi ayrılık derdine esir, gönlü yaralı ve peri-şan olmasın.)
Gece zülfünden inlerdim Necâtidir dediler hep
Benim gibi perîşân u dil-efkâr olmasın kimse
Necâtî Gazel 538/8
(Senin derdinle geceleri inlediğimi hep bilirler.Benim gibi kimsenin gönlü yaralı olmasın.)
Görelden aşk derdini dileğim Hakdan oldur kim
Düşüp gönli belâsına giriftâr olmasun kimse
İbn-i Kemâl Gazel 310/6
(Ben aşk derdine düştüğümden beri Hak’tan şu dilekte bulunuyorum:Kimse gönül belâsına düşmesin.)
Çerâğı kimsenin âhımla bî-nûr olmasun yâ Rab
Benim çün subh-ı vuslat şâm-ı deycûr olmasın yâ Rab
Nedim Musammat 4/V
(Benim dertli âhlarımla kimsenin huzuru kaçmasın.Kimsenin vuslat sabahı, dert gecesine dönmesin Allahım.)
Hiç kim yâ Rab bana mânend mahzûn olmasun
Sûret-i hâli havâdisden diger-gûn olmasun
Behiştî Nazım/7
(Ya Rabbi, kimse benim gibi hüzünlü olmasın, olaylardan etkilenmesin.)
Şairler bu beyitlerde, benzetme yaparak hiç kimsenin kendileri gibi gönül ışıkları sönmüş, dertli, perişan âşık olmamasını istemişlerdir.
Sonuç
İslam kültürünün muhassalası olan Divan şiiri, bağrında pek çok bilgiyi ba-rındırdığı gibi, çeşitli ifade özelliklerine de sahiptir. Sevgi ekseninde her çeşit duyguyu en güzel üsluplarla ifade etmeyi deneyen Divan şairleri, dua tarzını da ihmal etmemişlerdir. Daha çok kaside ve gazel olmak üzere çeşitli nazım şekilleriyle, din ve devlet adamlarına, dost çevrelerine ve kendilerine, bazen herkese manzum dualar etmişlerdir. Bunu dinin gereği olduğu kadar, şiirin ge-reği de saymışlardır. Divanlarımız bu çeşit örneklerle doludur.
Şairlerin, kimlere nasıl dua ettikleri, onların çevreleriyle olan ilişkilerinin de göstergesidir. Bu ilişki çerçevesinde şairler, içlerinde daima "aranmak-gözetilmek" duygusunu taşımışlar, sanat ve hünerlerinin farkında olunmasını arzu etmişlerdir. Bugünün fikir ve kalem erbabına tekabül eden Divan şairleri, şüphesiz çevrelerine eleştirel bakışla bakmayı da bilmişlerdir. Onların dünyayı yorumlayışları tabi ki şaircedir. Hayata dair söyleyecekleri ne varsa, bunu sa-nat kisvesine bürüyerek söylemişler, her sanatkâr gibi eserlerinin bilinip ta-nınmasını istemişlerdir. Söz meydanında birbirleriyle yarış içinde olan şairler, "fark edilebilmek" için "en güzeli" söylemeye çalışmışlardır. Dua manzumele-ri de en güzeli "en mükemmel söyleme" örneklerindendir.

Kaynakça
1. Ahmed Paşa Dîvanı, Ali Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları, Ankara 1992
2. Bakî Dîvanı, Sabahattin Küçük, TDK Yayınları, Ankara 1994
3. Behiştî Dîvanı, Yaşar Aydemir, MEB Yayınları, Ankara 2000
4. Fasîh Dîvanı, Mustafa Çıpan, MEB Yayınları, İstanbul 2003
5. Fuzulî Dîvanı, Kenan Akyüz vd. Akçağ Yayınları, Ankara 1990
6. Hayalî Dîvanı, Ali Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları, Ankara 1992
7. Hayretî Dîvanı, M. Çavuşoğlu-M. Ali Tanyeri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1981
8. İbn-i Kemal Dîvan, Mustafa Demirel, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1996
9. Nâilî Dîvanı, Haluk İpekten, Akçağ Yayınları, Ankara 1990
10. Necati Bey Dîvanı, A. Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları, Ankara 1992
11. Nedim Dîvanı, Muhsin Macit, Akçağ Yayınları, Ankara 1997
12. Nef’î Dîvanı, Metin Akkuş, Akçağ Yayınları, Ankara 1993
13. Şeyhî Dîvanı, Mustafa İsen-Cemal Kurnaz, Akçağ Yayınları, Ankara 1990
14. Şeyhülislam Yahya Dîvanı, Hasan Kavruk, MEB Yayınları, Ankara 2001
15. Usulî Dîvanı, Mustafa İsen, Akçağ Yayınları, Ankara 1990

---------------------------
*Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Uşak Eğitim Fakültesi
Şairlerin sevmedikleri kişilere de beddua ettikleri bir vâkıadır ve bu beddua manzumeleri ay-rı bir yazı konusudur.
Ahterî-i Kebîr, İst. 1256, s. 231
3 Şemseddin Sâmi, Kâmus-ı Türkî, İst. 1909, s.610
4 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ank. 2003, s. 190
5 İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İst. 1989, s. 152
6 Osman Cilacı, Dua, İslam Ansiklopedisi, TDVY, C. IX, İst. 1992, s 529
7 Ferit Devellioğlu, a.ge., s. 724; Şemseddin Sami, a.g.e, s. 1407; İskender Pala, a.g.e. s. 369
8 Mustafa Çağırıcı, Dua, Literatür, İslam Ansiklopedisi, TDVY, C. IX, İst. 1992, s 536
9 S. Parladır, İslam’da Dua, İslam Ansiklopedisi, TDVY, C. IX, İst. 1992, s. 530-535
10 Türk Dili Edebiyatı Ansiklopedisi, C VI, İst. 1986, s. 468; İskender Pala, a.g.e, s. 369
11 Bu konuda örnekler için bkz. Neclâ Pekolcay vd, İslâmî Türk Edebiyatı: Giriş, İst. 1981, s. 146
12 Nazım şekilleri içinde, özellikle kasidelerde yetkililere dua, Divan şiirinde çok yerleşmiş bir âdettir. Bkz. Mehmet Çavuşoğlu, Kaside, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı II, Ank. 1986, s 22
13 Makalemizde geçen bütün manzumeler Kaynaklar bölümündeki dîvanlardan seçilmiştir. Manzume adının yanındaki rakamlar dîvanda o manzumenin ve beyitlerin sıra sayılarını göstermektedir.
14 17. yy’da devlet makamlarının sıkça el değiştirmeleri konusunda bk. M. Ali ÜNAL; Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta 1997, s. 36
15 Osmanlı devlet hiyerarşisinde padişahın devlet demek olduğu hatırlanırsa, ona yapılan dua-nın devlete yapılmış olduğu daha iyi anlışılır.