Makale

DUA VE İBADETİN ERGENLERİN RUH SAĞLIKLARINA ETKİLERİ ÜZERİNE TEORİK BİR YAKLAŞIM

DUA VE İBADETİN ERGENLERİN RUH SAĞLIKLARINA ETKİLERİ ÜZERİNE TEORİK BİR YAKLAŞIM

Mustafa KOÇ*

Özet:

Bu makalede, din olgusu, ergenlerin yaptıkları dinî pratikler bağlamında yaşadıkları dinî hayatın ritüelistilc boyutuyla; ruh sağlığı olgusu da, günlük hayatlarındaki çeşitli olumsuz durum ve engellemeler karşısında yaşadıkları stres ve kaygı düzeyiyle başa çıkma anlamında dinî davranış teorilerinden dinî başa çıkma teorisi İle sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda kısaca, başa çıkma ye dinî başa çıkma metotlarının tanımı ve farklarının açıklanmasıyla başlanan makaleye, dinî pratikler kapsamında değerlendirilen dua ve ibadetin, ergen tarafından dinî başa çıkma metodu olarak nasıl fonksiyonelleştirildiği açıklanmaya çalışılmıştır. Daha sonra dinî pratiklerin, ergenlerin ruh sağlıkları üzerinde ne gibi olumlu etkiler yaptığı, yer yer konuyla İlgili yapılan ampirik araştırma sonuçlan da kullanılarak teorik düzlemde anlatılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak makalede, dinî inanç ve pratiklerle beslenerek geliştirilen dinî bir bakış açısının, ergenlerin psikolojik problemlerini Çözmede önemli bir destekleyici unsur olduğu ifade edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Ergenlik Dönemi, Ruh Sağlığı, Dua ve İbadet, Dinî Başa Çıkma

Abstract:

A Theoretical Approach on the Effects of Prayer-Worship Psychology on the Mental Health of Adolescents

In the article in which the relationship between religion and mental health in the adolescence period was studied theoretically, the religion phenomenon was restricted with ritualistic dimension of religious life of adolescents and the phenomenon of mental health was restricted with theory of religious coping from religious behavior theories by which adolescents cope with the level of stress and anxiety that they confronted in daily life as a consequence of various negations and frustrations. In this context, firstly, methods of coping and religious coping were defined and differences between them were explained. Then, it was tried to explain how the adolescents make the prayer and worship functional as a religious coping method. Subsequently, positive effects of religious practices upon mental health of adolescents accounted sometimes using results of ampirical researchs. In conclusion it was expressed that a religious view supported with religious beliefs and practices is an important supportive element in solving psychological problems of adolescents.

Key Words: Adolescence Period, Mental Health, Prayer and Worship, Religious Coping

GİRİŞ

Ergenlik dönemi, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçişini sağlayan bazı özellikleri sebebiyle diğer gelişim dönemlerinden farklı bir karaktere sahiptir.

Bu bağlamda kendini, hayatı ve toplumu sorgulayarak önceki yaşamından daha farklı bir şekilde dünyayı algılamaya ve anlamlandırmaya çalışan ergenin,,bu dönemde yaşadığı en önemli problemlerinden birisi, kendini tanıma ve tanımlama anlamında kimlik oluşumu sürecinde yaşadığı problemdir. Çünkü ergen, bu dönemde biyo-psiko-sosyal açılardan önemli bir değişim süreci yaşar.

Bu anlamda biyolojik olarak vücut organlarında bir gelişme gözlenirken; psikolojik yönden tam olarak nasıl davranması gerektiğini bilememesinden kaynaklanan karmaşık davranış örüntüleri sergiler; sosyal açıdan ise, aileden çevreye yönelen bir sosyalleşme süreci içerisine girer. Bunun yanı sıra bilişsel gelişim bağlamında soyut düşünme gücünün geliştiği bu dönemde ergen, ı bütüncü bir dünya görüşüne sahip olma ve bu dünya içerisinde kendi yerini ve görevini tanımlama ihtiyacıyla karşı karşıya kalır.1

Ergen, karşılaştığı psikolojik problemleri farklı açılardan yorumlamaya ve açıklamaya çalışır. Bu bağlamda ergenin karşı karşıya kaldığı problemleri algılamasını ve bu problemlerle başa çıkma sürecini, biçimsel ve ortamsal etkenler gibi dış faktörler ile kişisel özellikler gibi İç faktörler de etkiler. Olumsuz olaylarla karşılaşan ergenin geliştirdiği dinî bir bakış açısı, karşı karşıya kaldığı problemlerin çözümüne yönelik bir anlamlandırma çerçevesi sunar. .Öte yandan ergen, problemlerini yükleme sürecinde olduğu gibi problemlerle başa çıkma sürecinde de, hem dinî hem de dinî olmayan bir takım kaynaklar kullanabilir. Bu anlamda ergenin kişisel Özellikleri ve içinde yetiştiği ’ kültürel doku, geliştireceği dinî veya dinî olmayan başa çıkma stratejilerini/metotlarını etkiler. Bu süreç, çok boyutlu ve değişken olduğu için dinî ve dinî olmayan şeklinde kesin ve kategorik bir ayırım yapmak oldukça zordur.

Bunun yerine her İkisinin de koşullara bağlı olarak kesişme veya zaman zaman Örtüşmesinin söz konusu olduğunu söylemek daha doğru olur (aynca krş. Şekil-1).

Şekil-1: Ergende başa çıkma sürecinin yapılanması3

Yani zaman, mekan, ortam, bireysel özellikler/farklılıklar ve olayların yapısı gibi çok yönlü sürece etki eden bu faktörler, ergenin kullandığı dinî başa çıkma metodunu etkiler ve bu sürece farklı şekil, biçim ve yoğunluk katarak zaman zaman diğer başa çıkma mekanizmaları ile örtüşmesini, zaman zamanda da ön plana çıkmasını sağlar.3 Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda, yaşama dair trajik olaylarla karşı karşıya kalan bireylerin karşılaştıkları sorunları çözmede, dinin olumlu etkilerinin olduğu saptanmıştır.4

Bu bağlamda dinî İnançlar, olumsuzluklarla karşılaşan bireylere manevî ve duygusal bir destek sağlar. Özellikle karşılaşılan problemlerin, kutsal varlık5 yardımıyla çözülebileceği inancının ve kutsal varlığın desteğine duyulan güvenin, bireyin öz güveni için olumlu etkiler yapan Önemli bir destekleyici unsur olduğunu söylemek mümkündür.*5

İletişim kurma bağlamında bireyin, duygu ve düşüncelerini ifade eden en etkili ve kapsamlı anlatım, sembolik anlatımdır. Bu anlamda soyut gerçekliklerin en fazla dile getirildiği bir alan olan din alanında birey, doğrudan görüp algılayamadığı kutsalla ancak dua ve ibadetler yoluyla sembolik bir İlişki kurarak yakınlaşabilir. Kutsalla kurulan bu türden bir ilişki, aynı zamanda bireysel ve toplumsal dayanışmayı sağlaması nedeniyle birey için tedavi edici bir öneme sahiptir.7 Diğer dinlerde olduğu gibi İslâm dininde de namaz ve hac gibi8 ibadetler, insan-Allah İlişkisini dile getiren sembolik jestler ve bunlara eşlik eden sözel formüller şeklinde düzenlenmiştir.9

Bu makalede, ergenlik döneminde din ve ruh sağlığı ilişkisi kapsamında ele alınan din olgusu, dinî hayatın boyutlarından ritüelistik/pratik boyut10 eksenli ele alınmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla çalışmada, ergenlerin yaşadıkları dinî hayatın boyutları, ritüelistik boyutla sınırlandırılmıştır.

Öte yandan makalenin ibadetlerle ilgili sınırlılıkları çerçevesinde değerlendirilen namaz kılma, oruç tutma, tövbe etme ve Kur’an okumanın ruh sağlığı Üzerindeki etkileri ayrı ayrı ele alınarak, ilgili bölümün sonunda ibadetlerin ergenin ruh sağlığı üzerinde yaptığı psikolojik etkileriyle ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bu bağlamda -yukarıda ifade edilen- dua ve ibadetleri de kapsayan dinî pratiklerin, ergenlerin ruh sağlıkları üzerinde ne gibi olumlu etkiler yaptıkları, din psikolojisi bilim dalı literatüründe yer alan dinî davranış teorilerinden dinî başa çıkma teorisi" çerçevesinde ele alınmış ve yer yer konuyla ilgili yapılan ampirik araştırma sonuçları da kullanılarak teorik bağlamda anlatılmaya çalışılmıştır.

a. Başa Çıkma Metodu Nedir?

Başa çıkma (coping); bireyin, özellikle güdüsel çatışmalarını çözü mley eme mes İ nden kaynaklanan stres ve kaygısını azaltmaya yönelik olarak yaptığı davranış örüntüleri12 ve onun psikolojik yapısını zorlayan iç ve dış taleplerin fonksiyonel olarak yönetilmesi işlevidir.11

Bu bağlamda başa çıkma metotlarını ise; bireylerin psikolojik yapılarını zorlayan bu stresli ve kaygılı durumlara karşı gösterdikleri reaksiyonların kontrollü ve yöntemsel stratejileri,14 şeklinde değerlendirmek mümkündür. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda; bireylerin stres ve kaygıyla başa çıkmak İçin problem ve duygu odaklı olmak üzere iki temel başa çıkma metodu geliştirdikleri tespit edilmiştir.15

Bunlardan probleme dayalı başa çıkma metodunda birey, öncelikle karşı karşıya kaldığı problemi tanımlar ve bu probleme alternatif çözümler üreterek, içlerinden probleminin çözümüne en uygun olanım seçmeye çalışır.

Duygusal başa çıkma yönteminde ise problemi, olayı veya durumu değiştiremeyen birey, kendini söz konusu durumla ilgili duygularını ve tutumlarını değiştirmeye zorlar10 (ayrıca krş. Şekil-2).

ŞekiI-2: Ergenin geliştirdiği temel başa çıkma metotları ve İşleme mekanizması

Genelde duygu odaklı başa çıkma yöntemlerinde kullanılan savunma mekanizmaları, diğer metotlarla birlikte kullanıldığında pek işe yaramaz. Ancak problemin çözümüne yönelik bir şey yapılamadığında, bireyin problemlerine ilişkin geçici çözümler üretebilir.17 Öte yandan, konuyla ilgili çalışma yapan araştırmacılar, bireyin strese ve kaygıya karşı geliştirdiği tutumlar üzerinde durmuşlar ve bu tutumların; bireyin sosyal yatkınlığı, özel stresli olayları genel değerlendirme biçimi ve kullandığı başa çıkma metotları olmak üzere üç ayn faktörden etkilendiğini saptamışlar ve bu faktörlerden her birinin, başka alanlardaki sosyal destek türleriyle Özellikle başa çıkma metotlarının, bireyin edinmiş olduğu bireysel donanımı bağlamında bilgisel desteğiyle yakından ilgili olduğunu ifade etmişlerdir,18

Yaşamın zorluklarını yenme gücünü kazandırma becerisi olan başa çıkma metotlarının; tehdit edici bir dünyaya karşı bireyin kendini kabul ettirmeyi öğrenmesi, anlamlı bir yaşam sürmesi ve toplumsal yaşama uyum sağlayıp dış dünyayla İlişki kurması gibi başlıca üç fonksiyonunun olduğunu ifade etmek mümkündür.19 Konuyla ilgili Batı’da yapılan araştırmalarda ise; davranışsal müdahalelerle bireyin, başa çıkma yeteneklerinin arttınlabileceği ve bu durumun da uzun vadede bireye psikolojik fayda sağlayabileceği tespit edilmiştir. Ote yandan sağlık psikolojisinde konuyla ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, başa Çikma metotlarının araştırılması için; başa çıkma tecrübesi, başa çıkmanın işleyiş mekanizması ve başa çıkma konusunda geliştirilen değişik stratejiler olmak üzere üçlü bir çerçeve ortaya konmuştur.21

Ergenin yaşadığı stres, kaygı ve depresyonun biçimi ve şiddeti, onun algılarını, tutumlarını ve davranışlarını etkilemesi bakımından önemlidir. Bu bağlamda söz konusu rahatsızlıklar, ister dış dünyadan isterse ergenin kendinden kaynaklansın o, değişik süreçler İçerisinde bunlara farklı cevaplar verebilir. Burada öncelikle stres, kaygı ve depresyonu meydana getiren durumların algılanması ve anlaşılması söz konusudur. İkinci aşamada ise, bu süreçlere karşı bilinçli veya bilinç dışı bir savunma düzenlenir. Bu savunmada, rahatsızlığın biçimine, şiddetine, süresine, kişiliği oluşturan katmanların gelişmesine ve özelliklerine göre çeşitli düzenlemeler söz konusudur. Bunlardan bir kısmı olumlu ve başarılı olup, ergenin kişiliğinin gelişmesinde ve ruh sağlığının iyileşmesinde önemli rol oynarlar. Bir kısmı ise, olumsuz ve başarısız olup, kişilik gelişimini olumsuz olarak etkiler ve ruh sağlığını bozar.22

Ergenin karşı karşıya kaldığı psikolojik çatışmalarla ve problemlerle başa çıkabilmesi, onun bu konulardaki donanımıyla yakından ilgilidir. Yukarıda da ifade edildiği gibi ergen, böyle problemlerle karşı karşıya kaldığında başa çıkma anlamında olumlu yada olumsuz duygu odaklı savunma metotlarını kullanabilir. Bunlardan olumlu savunma düzenleri, yada bir diğer İfadeyle savunma mekanizmaları (yüceltme, öz geçicilik, sezinleme, şakaya vurma, dengeleme vb.) kullanıldığında, bir anlamda olumlu başa çıkma metodu; olumsuz savunma düzenleri (gerçekleri çarpıtma, gerçeklerden kaçma, denetleme, yadsıma, gerileme, utangaçlık, cinselleştirme, tepki oluşturma gibi) geliştirildiğinde İse, olumsuz duygu odaklı başa çıkma metotlarının kullanıldığını söylemek mümkündür23 (ayrıca krş. Şekil-3). Ancak olumsuz başa çıkmada kullanılan bu tepkiler, genellikle kontrolsüz olarak ortaya çıkan tepkilerdir.24

Şekil-3: Ergenin duygu odaklı başa çıkma metotlarım kullanması

Bugün Batı, bireyin psikolojik yönünün, ciddiye alınması gerekli bir gerçeklik olduğunu keşfetmiş durumdadır. Bu çabaların sonucunda onun psikolojik yapısını araştırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Ancak dünya da psikiyatri biliminin bugün itibariyle geldiği noktada, psikolojik tedavi / psikoterapi yöntemlerinin adlandırılması ve sınıflandırılması konulanndaki tartışmalar hâlâ devam etmesine rağmen temelde tedavi durumunun biçimine ve bu biçimde kullanılan psikolojik ekole göre tedavi yöntemleri bireysel ve grup tedavileri diye temelde ikiye ayrılır.25 Bu bağlamda bugün psikiyatri kliniklerinde yukarıda sözü edilen her iki yöntemde de kullanılan başa çıkma metotlan, asıl tedavi yöntemleri arasında değil de destekleyici tedavi metotları arasında değerlendirilebilir. Zaten psikolojik tedavilerde en sık kullanılan yöntemler, destekleyici psikoterapi yöntemleri (suggestive psychotherapy)dir.26 Bu tür tedavilerde hastanın benlik güçlerine dayanılarak, bozulan ruhî dengesinin yeniden düzeltilmesi hedeflenir. Terapi esnasında, psikolojik çatışma ve kaygılara yol açan duygusal durumların yeniden anlatılması sağlanarak hasta, baskı altında kalan ve çeşitli yakınmalara sebep olan olumsuz duygusal coşkulanın! durumundan kurtarılmaya çalışılır.27

Yukarıda da ifade edildiği gibi bilimsel anlamdaki başa çıkma metotlarının en iyi uygulandığı ve öğretildiği yerler, kuşkusuz psikiyatri servisleridir. Ancak son dönemlerde, bu metotların uygulanması ve Öğretilmesi yerine hastalara antidepresan ilaçlar verilerek, sanki metotların uygulanmasını ve rahatsızlığın çözümünü tekelci bir zihniyetle ellerinde tutma çabasının olduğunu söylemek mümkündür.

Bu anlamda Türkiye’deki nüfusa bakıldığında, psikolojik problemlerini çözmek için herhangi yetkili bir kurum veya şahısa başvurma oranı da ne yazık ki oldukça düşüktür. Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan geniş ömeklemli alan araştırmasında; deneklerin son bir yıl içinde psikolojik şikayetleri sebebiyle tedavi için başvuru oranının %4.7 olduğu ve cinsiyet faktörüne göre kadınların başvuru oranlarının erkeklere göre iki kat daha fazla olduğu saptanmıştır.

Ayrıca aynı raporda, psikolojik sebeplerle tedavi amacına yönelik ilk baş vurulan şahısların, sıklık derecelerine göre %39 psikiyatr uzmanı, %33 psikiyatri dışı tıp uzmanı, %21 pratisyen hekim, %3.6 ise hoca/din adamı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Araştırma anında deneklerin psikotrop İlaç kullanma sıklığı %5 olarak saptanmış, genel anlamda psikolojik amaçlı ilaç kullanma oranının yine kadınlarda, erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğu ve kullanılan bu ilaçların 2/3’ünü antidepresanlar, 1/4’ünü ise sedatif/hipnotiklerin oluşturduğu belirtilmiştir.28

Davranış terapi yaklaşımının köklerinin, Pavlow ve Skinner’ın yaptığı çalışmalara kadar dayandıran biyolojik eksenli psikiyatri ekollerine göre; kompleks ruhsal faaliyetlerden basit reflekslere kadar bireyin psiko-fızik yapısındaki her şey fizikî ve kimyevî temelli yaklaşımlarla çözülüp anlaşılabilir. Bugün psikiyatri alanında gelinen noktada ise -yukarıda da kısaca ifade edildiği gibi> hastalara temelde fizikî ve kimyevî referanstı ilaç tedavileri uygulanır.

Fakat bireyin faaliyetleri, kompleks yapı arz etmesi sebebiyle bir bütünlük içinde ele alınmalıdır. Zaten söz konusu durum da, psikoloji ve psikiyatri biliminin meşruiyet zeminini oluşturmaktadır. İşte bu noktada, dinî kaynaklı değer ölçüleriyle Batı’nın farmakolojik tecrübelerinin yoğrularak oluşturulacağı yeni psikoterapi yöntemlerinin de göz ardı edilmemesi ve üzerinde çalışmalar yapılması gereği ortaya çıkmaktadır,29 ,

b. Dinî Başa Çıkma Metodu Nedir?

Buraya kadar başa çıkma ile İlgili verilen bilgiler, genel psikoloji literatürü çerçevesinde değerlendirilen bilgilerdi. Ancak din psikolojisi alanında da “dinî başa çıkma” ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalarda, dînî inanç ve pratiklerin psikolojik etkilerinin, bireyin karşılaştığı psikolojik kökenli problemlerin çözümüne yardımcı olup olmadığı, şayet oluyorsa söz konusu mekanizmanın nasıl İşlediği araştırılmıştır.

Dinî başa çıkma (religious coping); bireyin genelde stres ve kaygıdan kaynaklanan psikolojik çatışmalarını azaltmaya veya yok etmeye yönelik yaptığı dinî davranışlar, şeklinde tanımlanabilir. Görüleceği üzere normal başa çıkma ile dinî başa çıkmanın işleyiş mekanizması aynı olup sadece çözüme yönelik geliştirilen referans noktalan farklıdır. Bu anlamda normal başa çıkmada kullanılan referanslar, bireyin kendi yetenekleri ve donanımsal edinimleri iken, dinî başa çıkmadaki referanslar İse, kutsal varlık temelli dinî inanç İle dua ve ibadet gibi dinî pratiklerdir. Pargament’e göre dinî başa çıkma; stres ve kaygı gibi bireyin psikolojik yapısında gerilim meydana getiren unsurların dinî inanç ve pratikler yoluyla minimize veya nötrüze edilmeye çalışılmasıdır.30 Din, sistemli bir bütünlük içerisinde bireyin hayatındaki birçok amaca hizmet eder. Bu anlamda dindar birey, kontrol edemediği veya üstesinden gelemediği durumlarda dinî sistemin bütünlüğü içerisinde dinî dııygu, düşünce ve davranışlarını kullanarak rahatlamaya çalışır.

Dinî olmayan başa çıkmada olduğu gibi dinî başa çıkmada da, birey Önce ön değerlendirme mahiyetinde, probleminin ne olduğunu ve bu problemin kendisi için bir tehlike olup olmadığını anlamaya çalışır. İkinci aşamadaki değerlendirmede ise, şayet problem kendisi için bir tehlike veya tehdit unsuru taşıyorsa, dinî başa çıkma metotlarından birini veya bir kaçını kullanmaya başlar. Bu anlamda en çok kullanılan canlı ve anlamlı dinî başa çıkma metodu duadır.

Dinin, bireylere duygularım kontrol etmeyi öğretmesi duygu odaklı başa çıkma metodunu kullanma oranını artırır. Bazen de bireyin Öğrendiği dînî bilgiler, problemin çözümüne yardımcı olur ki, bu durumda probleme dayalı dinî başa çıkma kullanılır. Ancak başarılı bir dinî başa çıkmada her iki yöntem de aynı anda kullanılabilmelidir.3

Bu bağlamda dini başa çıkmanın ruh sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili bir çok araştırma yapılmıştır. Konuyla ilgili Batı’da yapılan 130 çalışmanın sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde; dinî başa çıkma yöntemlerinin stres, kaygı ve depresyon gibi olumsuz psikolojik olguların giderilmesinde önemli ölçüde olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.32

c. Dinî Başa Çıkma Metodu Olarak Dua

Dua etme davranışının temelinde bazı güdüler vardır.33 Vergote’ye göre dua; psikanalitik tedaviye benzer bir yol izler. Psikanalitik tedavinin temel prensibinin “hareket etmeden her şeyi olduğu gibi anlatmak’’ olduğu düşünüldüğünde, ilke olarak başkalarıyla konuşmayı engelleyen düşünceleri unutmaktan kurtaran sözler, tedavi edici bir özelliğe sahiptir.

Bu bağlamda dua eden birey de, kendine yalan söylenmesinin mümkün olmadığına inandığı kutsal varlığa, başkalarından gizlediği her şeyi söyleyerek, kendisinin kutsalla otan ilişkisi konusundaki gerçeği gizlemeden olduğu gibi kabullenir. Bireyin psikolojik işleyişinin meydana getirdiği bazı bozuklukların dua ve dinî telkin yoluyla iyileştirildiği, psikolog ve psikiyatrlar tarafından da bilinen bir durumdur.14 .

Konuyla ilgili Türkiye’deki yüksek öğrenim gençliği üzerinde yapılan bir alan araştırmasında; öğrencilerin %60.3’ü ara sıra, %32.3’ü de devamlı olarak dua esnasında Allah ite psikolojik yakınlık içinde olduklarını ifade etmİşlerdir.Elbette ki duanın dinî başa çıkma metodu olarak kullanılıp gencin üzerindeki olumlu psikolojik etkilerinin olabilmesi, dua esnasındaki konsantrasyona’ yani içtenlik derecesine de bağlıdır. Aynı araştırmada, duanın kabul olup olmamasının, dinî İnançlarında ve tutumlarında bir değişiklik meydana getirmediğini söyleyenlerin oram %56.6’dır.

Ayrıca buna ilaveten, “dualar kabul olsa da olmasa da dua etmeye devam edilmelidir”, diyenlerin oranı %29.4 olurken, gençlerin %91.5’inin de duayı, tevekkül merkezli algıladıkları tespit edilmiştir.35 Aynı evren üzerinde yapılan bir başka ampirik çalışmada ise; duanın psikolojik faydasına inananların oranı %92 olarak saptanmıştır,36

Ergen, olumlu dinî başa çıkma metotları kullandığı gibi olumsuz dinî başa çıkma metotları da kullanabilir. Bunlardan olumlu dinî başa çrkma metotları, genelde ergenin beden ve; ruh sağlığını geliştirirken olumsuz dinî başa çıkma metotları ise tam tersine zaten bozulmakta olan beden ve ruh sağlığını olumsuz olarak etkileyerek daha da kötüleştirir37 (ayrıca bkz. Şekİl-4).

Şekil-4: Ergende olumlu ve olumsuz dinî başa çıkma metotlarının işleme mekanizması

Bu bağlamda dua İle dinî başa çıkmada ergen, dua ettikten sonra istek ve taleplerinin yerine gelmemesi durumunda dualarının kabul edilmediğini hissederse hayal kırıklığına uğrayıp isyan edebilir.38 Konuyla ilgili olarak yapılan bir çalışmada, 15 yaşındaki ergen kızın duygu ve düşünceleri aynen şöyledir: “Annemin çehresi inceliyor ve gözleri kızarıyordu. Babamın kalp hastalığı daha da kötüleşiyordu. Ben erkek kardeşlerimle birlikte anne ve babamın iyileşmesi İçin dua ediyordum. Ancak yaptığım dualar hiçbir İşe yaramıyordu. O zaman ben şöyle düşündüm; ya Tanrı bizi yüzüstü bıraktı yada Tanrı diye bir şey yoktur.”39 Bu olayda, elbette ki ergen, bunu yaparken bilinçli yapmadığı gibi istek ve dileklerinin yerine gelmemesi durumunda da psikolojik bir çatışma içerisine düşerek, ettiği duaların kabul olmadığını düşünmüştür. Bu sebeple duaya olan inancında azalma olmuş’ve dinî şüphe içerisine düşme yönünde eğilimler göstermiştir.

Ergenin dua ile dini başa çıkma metodunda başarısız olması, genelde dinî İnanç, özelde ise duaya olan inanç ve İçtenlik derecesiyle yakından ilgilidir. Yüksek öğrenim gençliği üzerinde konuyla ilgili yapılan anket çalışmasında, olumsuz dinî başa çıkmayla ilgili önemli veriler elde edilmiştir. Şöyle ki; gençlerin %51.40’ ı, dualarının hemen veya daha sonra kabul olacağına İnandıklarını; %18.90’ı dualarının kabul edilmesinin veya reddedilmesinin önemli olmadığını; %15.50’si dualarının kabul olduğunu görünce dine olan ilgilerinin antiğim; %10’u dua sonrasında hayatında bir değişiklik olmadığını; %1.20’sİ de dualarının kabul olmadığını görünce dîne olan ilgilerinin azaldığını; %0.50’si de Allah’a olan İnançlarının sarsıldığını ifade etmişlerdir.40 Bu araştırmada elde edilen son iki yüzdelik veri, olumsuz dinî başa çıkmanın gençler arasında var ancak oranının düşük olduğunu göstermiştir.

d. Dinî Başa Çıkma Metodu Olarak İbadet

Duanın yanı sıra namaz, oruç, tövbe gibi ibadetler de dinî başa çıkma metodu olarak kullanılabilir.41 Bu bağlamda ibadet, bireyin kendini kutsal varlığa çok yakın hissettiği, onunla derunî ilişkiler ve heyecanlar içinde olduğu hissini veren özel bir tecrübe ve bu tecrübeye dayalı her türlü eylem ve işlem olduğu için dinî hayatın pratiğe dönük ifadesi şeklinde değerlendirilebilir42 İbadetlerdeki beden duruşu yani sembolik davranışlar, bireyin zihinsel duygu ve düşüncelerinin yönünü tespit etmede oldukça etkilidir.43 Geleneksel uzak doğu mistisizminde de, format olarak dua ve ibadet davranışlarına benzer pratikler, stresle başa çıkma yöntemi olarak kullanılmaktadır.44 Özetle İfade edilecek olursa, konuyla ilgili yapılan araştırmalar, bazı ruhsal hastalıkların iyileştirilmesinde duanın yanı sıra İbadet terapisinin de iyi sonuçlar verdiğini ortaya koymuştur.45

Duada olduğu gibi, ibadetler de olumsuz din! başa çıkma metodu olarak kullanılabilmektedir. İşleme mekanizması ise duadakiyle aynıdır (ayrıca krş. Şekİl-4). Öte yandan ibadetlerini İmkanlan nispetinde yaptıktan halde, çeşitli alanlarda psikolojik engellemelerle karşılaşan ergenler, yaptıkları ibadetin kabul olmadığım düşünerek dinî suçluluk ve günahkârlık duygusu içerisine de girebilirler.

e. Dua ve İbadet Psikolojisinin Ergenin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Dua ve ibadet psikolojisinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine geçmeden önce kısaca, bu dinî pratiklerin motivasyon kaynağı olan dinî inancın, ergenin ruh sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsedilmesi, konu bütünlüğü açısından önemlidir. Haddi zatında, dua ve ibadetin ergenin ruh sağlığına yaptığı psikolojik etkiler, temelde din! inancın yaptığı etkilerdir.

Bu bağlamda, genel olarak “dinî inancın, ergenin ruh sağlığı üzerinde olumlu psikolojik etkileri vardır”, diyenlerin yanı sıra, “yoktur, hatta zararları vardır”, diyenler de olmuştur. Psikoloji tarihinde başta Freud 46 olmak üzere, dinî inanca karşı olan psikologlar, kendi görüşlerini haklı çıkarmak için dinî İnançlann, birey üzerindeki zararlarından bahsetmişlerdir. Örneğin A.Eliis, dinî inançların patolojik olduğunu ve bireyin kendini savunmacı bir davranışa yönelttiğini, bu sebeple de onda nevroza yol açabileceğini iddia etmiştir. Buna karşın Jung başta olmak üzere Fromm 47 ve Maslow gibi psikologlar da, dinî İnanç ve ritüellerin, bireyin psikolojisi üzerinde olumlu etkiler yaptığım söylemişlerdir.48

Bu anlamda dinî bir hayat yaşamanın ruh sağlığı yönünden önemini vurgulayanların başında Jung gelir. O’na göre; dinî inanç ve ritüeller. bireyi bilinç dışının beklenmedik ve tehlikeli etkilerine karşı korurlar.49

Ergen, dinî duygudan yoksun olamadığı için, örneğin dinî erdemlerden biri olan sabrederek strese karşı başa çıkma gibi,50 dinin doğal olarak birey psikolojisine kazandırdığı olumlu etkilerini de doğal olarak yaşar.51 Glock’a göre de dinî inancın bireyin ruh sağlığı üzerinde kısa ve uzun vadede olumlu etkileri olabilir.

Bu bağlamda o, dinî hayatın bireye kısa vadede sağladığı kazanı mlarını; ruh dinginliği, kaygıdan kurtulma ve kendini iyi hissetme olarak belirtirken; uzun vadeli kazammlarını ise, İlahî mağfiret, ebedî hayat ve bu İnanca bağlı olarak daha yüksek bir dinî muhtevalı sosyal kategoride yeniden dirilme gibi kazanımlar olarak değerlendirir.52 Öte yandan dinsel inançları kuvvetle kabullenen bireylerin, Özellikle trajik durumlarda “kutsal varlık merkezli” bir açıklama profili geliştirdikleri söylenebilir.53 Batı’da konu İle ilgili yapılmış ampirik çalışmaları değerlendiren Batson ve arkadaşları; iç güdümlü dindarların, dış güdümlü dindarlara oranla, ruh sağlığı açısından iyi olma yönünde daha yüksek bir eğilim gösterdiklerini tespit etmişlerdir.54

Yaparel tarafından, depresyon ve dini inançlar ile tabiatüstü nedensel yüklemeler arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla Türkiye’de yapılan bir alan araştırmasında ise; bireylerin, yaşamlarını her yönüyle etkileyebilecek ve kendilerini umutsuz bırakabilecek olaylara karşı, -örneğin, kanser hastalığı karşısında-, dindarlık seviyeleri ölçüsünde “Allah ve kader” gibi etkenlere yükleme yaparak psikolojik rahatlama sağladıkları saptanmıştır.55 İslâm dini, bireyin kendinden, arzularım kontrol altına almasını istemiş ve ona, madde ve mânâ arasında denge kurmasını öğreterek psikolojik açıdan mutlu olmasını hedeflemiştir.56 Dolayısıyla müslüman ergen, Kur’an ve hadis merkezli bir inanç geliştirdiği zaman, hayatta karşılaştığı güçlüklerle ve bunlardan dolayı meydana gelen stres ve kaygıyla daha kolay başa çıkabilir57 (ayrıca krş. Şekil-5).

Ancak dinî inanç ve pratiklerin,/ ergenin ruh sağlığına olumlu kalkılan olduğu gibi, yanlış dinî tutum ve davranış gelişimi sonucu olumsuz etkileri de söz konusudur.58

Şekil-5: Dua ve ibadet psikolojisinin ergenin ruh sağlığı üzerindeki etkileri

e.a. Duanın Ergenin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Ergenin, dinî inanç yoluyla kendi benliğinde bütünlük sağlayabilmesinin; kutsal varlıkla temas kurabilmesi, kendini ona odaklayabilmesi ve kurduğu bu iletişimi hayatında sürekli uygulayabilmeyi öğrenmesi gibi temelde üç ayrı süreci vardır. Bu süreçler uygulandıktan sonra ergen, kutsalla temas halindeyken benliğinde iki ayrı durum gelişir. Bunlardan birincisi, dünyevî ihtiyaç ve isteklerden arınmış, tedaviyi bozucu nitelikteki kaygıdan kaynaklanan gerilimleri gideren mutlak bir güven duygusu, diğeri de bu duruma paralel olarak biçimleyici bir gücü oluşturan ve depresif kimlikli kişisel bir rahatsızlık durumunun yerini alan iyimser bir tutumdur. Nasıl ki, dinî açıdan bakıldığında psikolojik rahatsızlıkların temel sebebi bireyin, kutsalla bağının koparılması ise aynı şekilde onunla ilişki kurması da ergenin ruh sağlığını korumasının temel faktörlerinden biridir.59 İşte söz konusu ilişki de, ergenin inandığı dinin dua ve ibadet gibi pratikleri aracılığıyla kurulur. Bunlardan dua tecrübesi ergeni, bir anlam duygusuna ve mutluluk gibi bir amaca sahip kılmasının yanında ona yaşam memnuniyeti (life satisfaction) ve dinî memnuniyet (religious satisfaction) de kazandırır,60 Durum böyle olmakla birlikte bugün modemizmi yaşayan ergen, duayı faydasız ve boş bir inanç olarak algılayabilir ancak duanın psikolojik etkilerini, -İlahî yardım talebini gerektiren en uç noktada yaşanan olaylarda bile olsa- farkında olmadan yaşar.61

Duanın, stres, kaygı, keder, üzüntü ve korku ile günahkârlık duygularını gidermede bir anlamda psikoterapik etkileri söz konusudur.62 Duanın psikolojik ve psikoterapik etkileri konusunda Türkiye’de yapılan bir alan araştırmasında; örnekletti grubunun %47.6’sı stresli durumlarda sık sık duaya başvurduklarını, %65.3’ü strese karşı duanın faydasını gördüklerini; %72’si depresyondan kurtulmak için dua ettiklerini ve bunun faydasını gördüklerini, %22.1’de hayatlarında zaman zaman intiharı düşündüklerini ancak dinî inançlarının bunu yasaklaması sebebiyle bundan vazgeçtiklerini ifade etmişlerdir.63 Aynı konuda yüksek öğrenim gençleri üzerinde yapılan diğer bir ampirik araştırmada; gençlerin %64.9’u duanın moral güçlerinin artmasına ve problemlerinin çözümüne yardımcı olduğunu, %20.8’i duanın, kendilerini kaygı, sıkıntı ve endişelerden kurtardığını, %8.6’sı başarılı bir birey olmada etkin bir fonksiyonu olduğunu, %3.2’si bireyler arası iletişimin kurulmasında kolaylık sağladığım, %1.1’i de bedensel sağlığa faydasının olduğunu belirtmişlerdir.6-1 Görüldüğü gibi duanın ergenin duygularını, algılarını, davranışlarını, fizyolojik ve psikolojik sağlığını iyileştirici etkileri söz konusudur. Ancak bu etki, daha önce de ifade edildiği gibi onun inanç derecesine, yani duanın psikolojik etkisi, onun samimi/içten bir inanca sahip olup bunu devam ettirebilmesine bağlıdır.65

Dua ettiği için psikolojik bir sükûnete kavuşan ergenin, sinirsel ve ruhsal faaliyetlerinde bir uyum meydana gelir. Bu bağlamda yoksulluğa, iftiraya vb. kısaca kaderine büyük bir sabırla razı olarak ölüme, hastalığa, ıstıraba ve yakınlarının kaybına karşı güçlü bir direnç gösterebilir.66 Dua ile sıkıntı arasında da psikolojik bir ilişki vardır. Ergendeki stres ve kaygıdan kaynaklanan sıkıntı, bilinçli veya bilinç dışı olarak suçluluk duygusuyla birlikte bir dış tehlike tarafından uyandırılmış olabilir.67 Konuyla ilgili yapılan bir anket çalışmasında; gençlerin %41.59’unun yaşadığı sınav stresine dua yoluyla çözüm bulduğu, maddî veya manevî olarak çok sıkıntılı zamanlarda bunalıma düşenlerin %54’ünün dua etmeye ihtiyaç hissettiği, %43’ünün ise, hastalık, kaza ve doğal afet anlarında dua ettiği saptanmıştır.68 Öte yandan dua, derin bir varlığın, ergenin benliğinde gizli kalmış kısımlarının ortaya çıkarılmasını ve normal bilince yabancı gelen bazı durumların kavranmasını da sağlayabilir. Yapılan araştırmaların sonucunda; alçak sesli ciddi anlatımların, her şeyden önce bireyin psikolojik yapısının alt bölümlerine, iç güdüsel ve bilinç dışı kalan geçmiş yaşantıların olduğu bölümlere etki ettiği ve bu üslupta yapılan bir duanın özellikle fiziksel ve ruhsal rahatsızlık durumlarında etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu şekilde yapılan dua, bilincin karanlık bölgelerine etki ederek ergende bir sükûnet meydana getirir.69

Yukarıda da ifade edildiği gibi dua etmek, stresten kaynaklanan gerginliğin hafifletilmesinde yardımcı olur. Çünkü inanan ergen, problemlerinin çözümünde ve ihtiyaçlarının giderilmesinde kutsal varlığın kendine yardımcı olmak suretiyle kendinden üzüntü ve kaygıyı kaldıracağını ümit eder. Bu bağlamda ergenin, kutsal varlık tarafından duasının kabul edileceğine dair umudu, yani kutsalın kendi duasını kabul edeceğine dair kendi kendine yaptığı telkin (auto*suggestion), stresin şiddetinin hafiflemesini sağlar.70 Onun, dua ederek psikolojik gücünün ve sevincinin artması anlamındaki bireysel olarak yaşadığı tecrübeler, sinir sisteminin dengesini yeniden düzenler ve kuvvetlendirir.71 Bu ve benzeri sebeplerden dolayı konuyla ilgili bir çok araştırmalar yapan din psikologları duanın, gerek fizyolojik gerekse psikolojik bir takım hastalıkları tedavi edici bir özelliğinin olduğunu ifade etmektedirler.72 Konuyla ilgili yapılan bir araştırmaya göre; gençlerin %85.87’si duanın strese karşı olumlu etkilerinin olduğunu ifade etmişlerdir.73 Yaparel tarafından yapılan doktora çalışmasında; 17-22 yaşları arasındaki ergenliğin son dönemini yaşayan bireylerde, dua İle durumluk kaygı arasında anlamlı bir korelasyonun varlığı tespit edilmiştir.74 Türkiye’de yapılan diğer bir ampirik çalışmada ise; gençlerin %48.50’si dua ederken Allah’a yakınlık duyduğunu, %42’si kendinde psikolojik anlamda bir rahatlama hissettiğini, %5.20’si de dua etmesi neticesinde kendinde herhangi bir değişiklik olmadığını İfade etmişlerdir. Aynı araştırmanın bir diğer önemli sonucu ise; duanın tabii bir psikolojik ihtiyaç olduğunu ve bireylerin beşerî özelliklerinin var oldukça duaya olan ihtiyaçlarının da devam edeceğini belirtenlerin oranının %88.59 olarak tespit edilmesidir.75

e.b. İbadetin Ergenin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Ergenin günlük stresle başa çıkabilmesinin en etkili yollarından birisi de, yaptığı İbadetlerdir. Bu anlamda İslâm dinindeki ibadetlerin içinde namaz ibadetinin önemli bir fonksiyonelliği söz konusudur. Namazın bu açıdan üç temel fonksiyonel işlevi vardır. Bunlardan birincisi, ergenin yükselen psiko-fizik enerjisinin düşmesini sağlaması için yaptığı rahatlama tepkisine neden olması; İkincisi, olayları kader bağlamında değerlendirmesini sağlaması; üçüncüsü ise, - grupla kıldığı namazlarda- bireyler arası iletişime olanak sağlamasıdır,76 Buniın yanı sıra cemaatle kılınan namaz, ergen üzerinde bir tür eğitsel grup psikoterapisi (educational group psychotheraphy) etkisi de yapar.77 Ergenin namaz İbadetinde, Allah’ın önünde itaat ve niyaz içinde bulunması ruhsal sadelik, kalbı dinginlik ve psikolojik açıdan güven bilincinin oluşması hususunda onda psikolojik bir dinamizm meydana getirir. İçtenlik derecesi yüksek düzeyde eda edilen namaz ibadeti onu, ibadet esnasında hayatın bütün problemlerinden sıyırır ve tam bir psikolojik rahatlama sağlar. Bazı çağdaş psikoterapi uzmanları, rahatlamayı psikolojik tedavide bir araç olarak kullanırlar. Ergen, bu rahatlamayı alıştırma yaparak öğrenebilir. İşte bu alıştırmayı ergene, günde beş defa kılınan namaz ibadeti sağlayabilir. Bu bağlamda stresin tedavisi hususundaki namazın bu Önemli etkisi, bazı çağdaş davranışçı psikoterapi uzmanlarının, stres ve kaygının tedavisinde kullandıkları psikoterapîk metodun meydana getirdiği etkiyle benzerlik gösterir. Josefh Wolpe gibi psikoterapi uzmanları, stres ve kaygının tedavisinde karşılıklı ketleme (reciprocal inhibition)78 olarak bilinen metodu uygularlar.79

Islâm dinindeki oruç ibadetinin de psikolojik açıdan ruh sağlığı üzerinde bir çok önemli yararları vardır. Her şeyden önce ergenin benliğini terbiye eder ve zenginleştirir. Ramazan ayı boyunca, belirli zaman periyotları içerisinde yeme-içmeye ve cinsel arzulara karşı direnç gösterilerek onların kontrol altında tutulması, birer alıştırma olup, ergende takva ruhunun yaygınlaşmasını sağlar ve mutlak olarak ona irade gücü ve dirençli bir kararlılık yetisi kazandırır. Ayrıca oruçta ergen için sabretme alıştırması da vardır. Bu bağlamda ergen, oruç tutmakla, rızk peşinde koşuşturmanın zahmetine, hastalıkların acılarına, hayatın sıkıntı ve zorluklarına tahammül etmeyi Öğrenir.80 Oruç ibadetiyle ilgili’ Türkiye’de yapılan bir ampirik çalışmada; oruç ibadetinin gençlere itibar kazandırma, iletişim kurma, kolaylık gösterme ve yardımlaşma konularında olumlu psikolojik etkiler sağladığı tespit edilmiştir.81 Oruç İbadetinin yapıldığı Ramazan ayının sonunda gelen ve İslâm dinine göre kutsal günler içerisinde değerlendirilen bayram günlerinin de özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde, dinî vecibeleri yapmalarının sonucunda verilen dinî mükafat anlamında olumlu psikolojik etkilerinden söz edilebilir. 82

ibadetler, suçluluk ve günahkârlık duygusuyla başa çıkma açısından da önem arz eder. Bu bağlamda suçluluk duygusu, dinî İbadet ve uygulamaların yerine getirilmesini destekleyen kutsal varlığa karşı vazife ve borç duygusunu pekiştiren önemli bir motivasyon kaynağıdır.83 Ergenin suçluluk duygusu hissetmesi, onda eksiklik duygusu ve stres meydana getirir, bu da ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur. Çağdaş psikoterapi yöntemleri, bu gibi durumlarda bireyin, yaptığı davranışlara yeni bir bakış açısıyla bakmasını sağlayarak hatalarını değerlendirmesini hedefler. Bunun sonucunda birey yaptığı davranışlardan dolayı kendini aşağılamaktan ve kınamaktan vazgeçip kendine karşı daha müsamahakâr olmaya çalıştığı İçin buna bağlı olarak oluşan stres ve kaygı düzeyi de azalır. Bu bağlamda tövbe İbadeti ergende, günahlarının affedilmesi sebebiyle tekrar kutsal varlığın hoşnutluğunu kazanma ümidini besleyerek ondaki gerginliği hafifletir. Öte yandan tövbe, ergenin kendine karşı takdir duygusunun artmasına ve öz güveninin tazelenmesine de yardımcı olur84 (ayrıca krş. Şekil-6). Özetle, tövbe ve hidayetle, sonuçlanan bir çok dinî değişim olayında, bu suçluluk ve günahkârlık duygusunun başlıca motivasyon faktörü olduğu tespit edilmiştir.85 Bu makalenin ibadet çerçevesi içerisinde değerlendirilen Kur’an okuma da ergenlerde, günahlarım« bağışlanacağı, sevaplarının artırılacağı ve cennete girme umutlarının çoğalacağı inancıyla, günahkârlık duygusundan kaynaklanan stres ve kaygıyı minimize edebilir.86

Şekil-6: Tövbe ibadetinin ergenin ruh sağlığı üzerinde yaptığı psikolojik

Kısaca ibadetlerin psikolojik faydalan üzerine genel bir değerlendirme yapılacak olursa; bireyin varoluşsal psiko-dinamikleri açısından bakıldığında ibadetler, ölüm, özgürlük, yalıtım ve anlamsızlık gibi onun psikolojik yapısında var olan kaygılarını ve derin yapılarını anlamlandırma ve çözüme kavuşturma noktasında, özetle varoluşun getirileriyle yüz yüze gelmesinden kaynaklanan Çatışmaları çözmesinde Önemli faydalar sağlar.87 İnanan ergen, kutsal varlığa karşı ibadet görevlerini yerine getirmiş olmanın verdiği iç huzuru ve güvenliği içerisinde gelecekle İlgili korku ve kaygılarını minimize edebilir.88

Bu bağlamda ergenin stresten kurtulmasının temel şartı kutsal varlığa tam olarak bağlanmasıdır. Ancak bu psikolojik durum her zaman kolaylıkla elde edilemez. Bu durumun gerçekleşebilmesi için ruhun açılmasını sağlayan dinî pratiklerin samimi/İçten bir şekilde yapılması söz konusudur. Dolayısıyla yapılan dinî pratiklerdeki içtenlik düzeyi arttıkça stres düzeyinin de düşebileceğini söylemek mümkündür.89 Haddi zatında bir iman ve İbadet sistemi olarak İslâm dini, bireyin karşılaşabileceği her türlü fizyolojik ve psikolojik hastalıklara karşı bir anlamda koruyucu hekimlik yapmaktadır.

Konuyla ilgili meslekî din eğitimi alan ergenler üzerinde yapılan bir anket Çalışmasında; yaptıkları İbadetler sayesinde psikolojik korku ve sıkıntılarının azalıp streslerinin ortadan kalktığını ve kendilerini daha huzurlu hissettiklerini ifade eden ergenlerin oranı %90 olarak tespit edilmiştir.91

Gençlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yapan önemli bir diğer faktör de, dinî pratiklerin zayıflayarak yerine kişisel haz alma davranışlarının geçmesidir.92 Öte yandan Ünal tarafından yapılan bir ampirik çalışmada; gençlerin dinî pratiklerini yerine getirme durumlarının gelecekle ilgili umutlar beslemeleri üzerinde son derece etkili olduğu, buna bağlı olarak dindarlık seviyeleri yüksek olan gençlerde umut seviyelerinin de yüksek olduğu tespit

edilmiştir.93 Williams ve arkadaşları, 750 denekten oluşan bir ömeklem üzerinde yaptıkları araştırmada; ibadetlere devam etmenin bireylerin ruh sağlığı üzerinde etkili olan stresi engellediğini tespit etmişler; Maton ise, daha küçük bir örneklem grubu üzerinde yaptığı çalışma sonucunda; dinî inanç ve pratiklerin, çocuk Ölümü, depresyon, stres, uyum sağlama ve kendilik değeri gibi genel sarsıntıları önleyici bir fonksiyonu olduğunu saptamıştır.94 Konuyla ilgili yapılan başka araştırmalarda da, dindarlar arasındaki intihar oranının, dindar olmayanlara göre %50 daha düşük olduğu95 ve dindarlarda rastlanan ruhsal bozuklukların dindar olmayanlara göre daha az olduğu tespit edilmiştir.

e.c. İbadetin Ergenin Beden Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Makalenin bu son bölümünde de, kısaca İbadetin beden sağlığı üzerindeki etkilerine değinılmeye çalışılmıştır. Konuyla ilgili Türkiye’de yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu sebeple bu bölümde daha çok Batı’da yapılan çalışmalardan bahsedilmiştir.

Dindarlıkla, bireyin kendini fiziksel anlamda sağlıklı kabul etmesi/iyi hissetmesi arasında pozitif bir ilişki söz konusudur. Bu bağlamda Levin ve Varderpool, benzer konulan araştıran Batı’da yapılmış 28 araştırmayı analiz ederek bu iki değişken arasında tutarlı İlişkilerin olduğunu tespit etmişlerdir. Bunun tam tersi, din ile bedensel açıdan sağlıksız olma arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla Levin tarafından yapılan araştırmada; dinî inanç ve pratiklerin, kalp rahatsızlığı, felç ve kanserin bir çok türü ile kalın bağırsak iltihaplanması gibi genel rahatsızlıklar üzerinde etkili olduğu saptanmıştır.

Konuyla İlgili bir diğer araştırma Dwyer ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Söz konusu çalışmada, 3060 Amerikan yerleşim bölgesinde, kiliseye devam edenlerin oranı karşılaştırılmış, devamın çok olduğu bölgelerde kanser oranlarının -özellikle de sindirim ve solunum yolu kanserlerinde- daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Öte yandan Comstock ve Partridge’nin yine aynı ömeklem üzerinde yaptıkları araştırmada; haftada bir veya daha fazla kiliseye gidenlerde, kalp krizi ve diğer bîr çok sebepten Ölenlerin oranlarının, gitmeyenlerden daha düşük olduğu görülmüştür. Konuyla ilgili duada olduğu gibi yapılan araştırmalardan, dinî pratiklerin özellikle diyet, alkol ve nikotinden sakınma, düzenli cinsel ilişki ve egzersiz gibi davranışların bireyin bedensel sağlığına faydası olduğu tespit edilmiştir. Bu anlamda Frankl ve Hewitt, yaptıkları araştırmada; kiliseye içten bağlanan ve sıklıkla devam eden KanadalI öğrencilerin, kiliseye devam etmeyen öğrencilere göre sağlık sorunları yüzünden doktora gitme oranlarının daha düşük olduğunu tespit etmişlerdir.97 .

Konuya özelde İslâm dini açısından bakıldığında İse, genel olarak İslâmî ibadetler beden temizliği ön şanına bağlıdır. Bu bağlamda abdestin ve guslün beden sağlığına faydalarından bahsedilebilir. Öte yandan namaz ibadeti esnasında yapılan beden hareketleri bir tür kükür-fizik anlamında beden eğitimi; oruç ibadetinde ise belirli zaman dilimindeki aç ve susuz kalma da sağlık açısından perhiz olarak değerlendirilebildiği gibi98 yıl boyunca sürekli çalışan sindirim organlarını dinlendirme olarak da yorumlanabilir. Ayrıca oruç ibadetiyle uyuşturucu, içki ve sigara gibi kötü alışkanlıkları bırakmak da mümkündür.100 • .

SONUÇ

Bugün içinde yaşadığı toplumda birey, modem yaşamla birlikte birçok psiko-sosyal problemlerle karşı karşıya gelmiştir. Bu bağlamda toplumsal bağların ve sosyal İlişkilerin geleneksel kültürle birlikte bir kenara itilmesi bireylerde; başkalarına ve kendine güvensizlik, başarısızlık korkulan, duygusal soyutlanma, aşırı stres ve yalnızlıkla beraber duygusal ve toplumsal dengesizlik durumları meydana getirmiştir. Modemizmin, yaşama getirdiği kolaylıklar ve bireylerin tüm İhtiyaçlarının giderilmesi, beraberinde mutluluğu ve huzuru getirmemiştir. Dolayısıyla gelinen bu noktada, tüm isteklerin tatmininin bile bireyi mutlu etmeye yetmediği ortaya çıkmıştır.101 Bu bağlamda dinin inanç boyutunun yanı sıra ibadet boyutu, bireyin çaresizliğe, düzensizliğe ve ümitsizliğe karşı koyması anlamında içsel doygunluk sağlayarak bir denge oluşturur ve bireyde çok yönlü açılımlar yapıp onu yalnızlıktan kurtararak toplumsallaşmasına yardımcı olur.102 Tarihsel anlamda kronolojik olarak ne kadar geriye gidilirse gidilsin dinî tasavvurların, dinî pratiklerde kökleştiğini, yani teolojinin ibadette gömülü olduğunu görmek mümkündür. Bu bağlamda dinî pratikler, bireylerin kültür ve kimliklerini anımsatma ve devam ettirmelerinde önemli faktörlerden biridir.103 Öte yandan ibadetler, modern çağın en Önemli ruhsal hastalığı sayılan stresi azaltmada önemli bir etken faktör olarak görülmektedir.I1M Çünkü modem bireyin ruhsal yapısı, aşırı etkinlik gösterme, hor görme, saldırganlık, aşın gerginlik gibi unsurlar üzerine temellenmiş ve bunların sonucunda da ortaya şiddetli gerginlik, yaşama dair bir anlam sorunu ve boşluk; yaşamın güçlükleriyle başa çıkamama, kaygı ve stres ortaya çıkmıştır.

Dolayısıyla bireyin bütün üretkenliğini, yaşam sevincini, umudunu azaltan ve engelleyen stres, organizmanın dengesini bozarak ve sinir sistemini yıpratarak bireyde yorgunluk, sıkıntı, gerginlik, dikkat dağınıklığı ve çöküntü şekillerinde ortaya çıkan önemli bir psikolojik rahatsızlığıdır.105 Bu bağlamda din ve dinin ibadet boyutu ise, bireyin hayatım anlamlandırma, ölüm, hastalık ve sakatlık gibi ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyen acılara katlanma, yaşam umudunu yenileme ve hayatın bütün zorluklarıyla başa çıkabilme gücü verir.106

Ergenlik döneminde, bazı geleneksel değerlerin korunması ve sürdürülmesi anlamında başta aile değerlerine bağlılık, anne-babaya ve büyüklere saygı, itaatkârlık, dürüstlük, cinsel kontrol ve korunma, çalışkanlık ve yardımseverlik gibi söz konusu değerlerle dindarlık arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Bu bağlamda sosyal hayatta geleneksel değerlerin çöküşünün etki ve zararını en çok ergenler çekmektedir denilebilir. İşte bu noktada din, bireylerin ve toplumun ruh sağlığını koruyucu ve geliştirici önemli bir psikolojik faktördür. Ancak, dinin bu söz konusu etkisi, doğru ve yeterli bilgi, uygun bilim­sel Öğretim ve sosyal destekle işlerlik kazanabilir. Bu anlamda, ergenlerin dinî yönden yetişmelerinde eksik, kusurlu, yetersiz kalan yönlerin tespit edilerek bunları telafi edici uygulama ve düzenlemelere öncelik verilmesi gerekir. Zİrâ dinî, manevî ve ahlâkî yönden gelişmesini tamamlamamış ergenin benlik yapısı, içten ve dıştan sayısız yıkıcı etkiye açık olduğu gibi temelde yapılanmada problemi olan bir dinî anlayış ve yaşayışın doğuracağı sapma ve yabancılaşmaların Önünü almak da mümkün değildir.107

Bu makalede -başında da ifade edildiği gibi- dua ve ibadet gibi dinî pratiklerin, ergenin ruh sağlığı üzerindeki daha çok olumlu etkilerinin araştırılıp teorik çerçevede ortaya konması hedeflenmiştir. Elbette ki söz konusu pratiklerin ergen üzerinde, yanlış dinî inanç ve tutum yapılanması sonucunda olumsuz etkileri de olabilir. Ancak konunun söz edilen bu yönü, bu makalenin amacını ve sınırlılıklarını aştığı için burada değİnİImemiştİr. Dolayısıyla sözü edilen konuya ilişkin durum tespiti için neden-sonuç eksenli detaylı araştırmalar yapılması gerekmektedir. -

Ayrıca döneme özgü konuyla İlgili din-ruh sağlığı bağlamında, tablonun daha net görülebilmesi için dinî hayatın ritüelistik boyutunun yanı sıra dinî tecrübe, bilgi ve etkileme gibi diğer boyutlarıyla ilgili de gerek teorik gerekse ampirik çalışmalar yapılmalıdır.

*Bursa / Orhangazi Vaizi. Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Öğrencisi

1 Kula, M. Naci, “Gençlik Döneminde Kimlik ve Din”, Gençlik, Din « Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed.Hayati Hökelekli], Ankara Okulu Yayınları, Ankara-2002, sh, 31
2 Bu ve bundan sonraki kaynak belirtilmeyen şekiller yazar tarafından çizi İmi şiir.
3 Küçükcan, Talip & Köse, Alî, Doğal AJetler ve Din,: Mamutm Depremi O&nne Psıko-Sosyolojik Bir
İnceleme, ISAM Yayınlan, İstanbul-2000, sh. 76-77
4 Pargament, K. 1. ve ark., “Methods of Religious Coping with the Gulf War: Cross-Sectional and
Longitudinal Analyses”, Journal for the Scientific Study of Religion, 1994,33 (3), sh. 359
5 Makalede bu ve bundan sonra kullanılan "kutsal varlık” kavramı, özel olarak Islâm dinindeki “Allah”;
Hıristiyan dinindeki ‘Tanrı” kavramlarının ihtiva ettiği anlamı ifade etmektedir.
6 Küçükcan & Köse, Doğal Afetler ve Din, sh. 77
7 Berger, Peter, L., "Dinî Kurumlar", (Çev. A. Çiftçi), Toplum Bilimi Yazıları (içinde), Anadolu Dağıtım-Yayıncılık, İzmir-1999, sh. 83-84; Turner, B S., "Sivil Din", Din Sosyolojisi (içinde), [Der. Yasin Aktay & M Emin Köktaş], Vadi Yayınlan, 2. Baskı, Ankara-1998, sh 243-245.
8 Namaz ve hacdaki sembolik anlatımlar için ayrıca bkz. Şah Veliyyullah Dihlevî, Huccelullahi’l-Bûliğa, (Çev. M. Erdoğan), İz Yayıncılık, İstanbul-1994, C. I, sh. 268-271; Gazali, ihya ıı Ulumi’d-Din, (Çev. A. Serdaroğlu), Bedir Yayınlan, istanbul-1974, C. I, sh. 440-467
9 Hayta, Akif, "İbadetler ve Ruh Sağlığı", Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed Hayati Hökelekli], Ankara Okulu Yayınları, Ankara-2002, sh. 121
10 Glock, Charles, Y , "Dindarlığın Boyutları Üzerine", Din Sosyolojisi (içinde), [Der. Yasin Aktay & M. Emin Köktaş], Vadi Yayınları, 2. Baskı, Ankara-1998, sh. 252-274.
11 Teoriyle ilgili geniş bilgi için ayrıca bkz. Pargament, K. I., Psychology ofReligion and Coping. Theory,
Research, Practice, The Guilford Press, New York-1997; Pargament, K. I. & Brant, Ç, "Religion and
Coping", Handbook of Religion and Mental Health, (Ed. H.G. Koenig), Academic Press, New York-1998, sh 111-128
12 Güney, Salih, Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ocak Yayınları, Ankara-1998, sh. 30
13 Banyard, Philip & Hayes, Nıcky, Psychology Theory and Application, Chapman & Hail, Unıversity and Professional Dıvısıon, 2-6 Boundary Row, London-1994, sh. 96
14 Crider, A., B. ve ark., Psychology, H. C. College Publishers, 4.th Edition, New York-1993, sh. 555
15 Crider ve ark., Psychology, sh. 555-556,561-562
16 Atkmson, Rıta, L. ve ark., Psikolojiye C/nj/Hılgard’s Introdııction ta Psychology, (Çev. Yavuz Alogan), Arkadaş Yayınları, Ankara-1999, sh. 509-515
17 Crider ve ark , Psychology, sh. 556
18 Baynard & Hayes, Psychology, sh. 102
19 Alan, Şerafeddin, ’’Tedavide Madde ve Mânâ", Sızıntı Dergisi, İzmir-1980, S.20, sh. 22
20 Baynard & Hayes, Psychology, sh. 99
21 Baynard & Hayes, a.g.e , sh. 96
22 Köknel, Özcan, Kaygıdan Mutluluğa Kişilik, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1995, sh. 137
23 Köknel, Kişilik, sh. 138-153
24 Baltaş, Zuhal. Sağlık Psikolojisi, Remzi Kitabevi, lstanbul-2000, sh. 149
25 Köknel, Özcan, Depresyon -Ruhsal Çöküntü-, Altın Kitaplar Yayınevi, 5.Baskı, İstanbul- (tarihsiz), sh 211; Ayrıca krş. Masson, Jeffrey, Psikiyatrinin Zorbalığı I Against Therapy. The Tyranny of Psychotherapy, (Çev. Reha Pınar), Doruk Yayınları, Ankara-1997, sh. 184-208; Demırsar, Aydın, Psikoterapi Türleri, Bursa Hakimiyet Baskı Tesisleri, Bursa-1990, sh. 27; Freud, Signıund, Psikanaliz Üzerine, (Çev. Kamuran Şipal), Cem Yayınevi, İstanbul-1998, sh. 16-31; Psikanalitik tedavi yöntemleri için ayrıca bkz. Horney, Karen, Nevrozlar ve insan Gelişimi I Nevrosis and Human Growth, (Çev. Selçuk Budak), Öteki Yayınları, No: 6/1, 3. Baskı, Ankara-1996, sh. 358-392
26 Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Tura, Saffet M., Günümüzde Psikoterapi, Metis Yayınları, Istanbul-2000, sh. 192-222
27 Kökncl, Özcan, Günlük Hayatta Ruh Sağlığı, Alfa Yayınlan, No’596, İstanbul-1999, sh. 419-421; Geçtan, Engin, Psikanaliz ve Sonrası, Remzi Kitabevi, 7. Baskı, İstanbul-1996, sh. 70-71; Varoluş ve Psikiyatri, Remzi Kitabevi, 4. Baskı, İstanbul-1994, sh. 49-58
28 Erol, Neşe ve ark., Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu, T.C. Sağlık Bakanlığı, Ankara-1998, (U.Ü.Tıp Fakültesi Kütüphanesi, No’ 9263), sh. 96
29 Alan, Yusuf, "İslamî Psikiyatri", Sızıntı Dergisi, İzmir-1990, S.135, sh. 103
30 Hood, Ralph W., The Psychology ofReligion, The Guildford Press, New York-1996, sh. 377-378
31 Topuz, ilhan, "Dinî Başa Çıkma/Religious Coping", Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Felsefe ve Din Bilimleri A.B.D., Din Psikolojisi Bilim Dalı, (Yayımlanmamış Doktora Seminer
Çalışması), Bursa-1999, sh. 7-8
32 Argyle, Michael, Psyclıology and Religıon: An Introduction , Routledge, London and New York-2000,
sh. 160,165
33 Doğan, Mebrûre, Duanın Psikolojik ve Psikoterapik Etkileri, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-1997, sh. 12
34 Vergote, Antoine, Dm, inanç ve /ficmçsız/ffc/Religion, Foi, Incroyance, (Çev. Veysel Uysal), İFAV Yayınları, No. 164, İstanbul-1999, sh. 236-252; Örnek vak’a uygulamaları için ayrıca bkz. Bedri, Malik, B., Müslüman Psikologların Çıkmazı/The Dilemma of Müslim Psychologists, (Çev. Harun Şencan), İnsan Yayınları, No:7, İstanbul-1984, sh. 69-80
35 Can, Selim, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusunda Tutum ve Davranışları, (Yayımlanmamış Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Bursa-1988, sh 28-30
36 Aslan, Zeynüddin, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tutumları, (Yayımlanmamış Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Bursa-1987, sh. 39
37 Topuz, Dinî Başa Çıkma, sh. 10
38 Hokelekli, Hayati, Din Psikolojisi, TDV Yayınları, No.l 16, Ankara-1993, sh. 222-223
39 Gruber, A., "Ergenlik Çağı Gençlerinde Dinî Gelişme", (Çev. Hayati Hokelekli), Fikir ve Sanatta Hareket Dergisi, (Hicret Özel Sayısı), İstanbul-1979, S. 9-10, sh. 17-18
40 Aslan; Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tutumları, sh. 40
41 Topuz, Dinî Başa Çıkma, sh. 8
42 Hökelekli, Hayati, "Psikoloji ve Sosyoloji Açısından İbadet", "İbadet" md. (içinde), TDV islâm Ansiklopedisi, TDV Yayınları, istanbul-1999, C.19, sh. 248; Pazarlı, Osman, Din Psikolojisi, Remzi Kitabevi, 3 Baskı, İstanbul-1982, sh. 189-190
43 ikbal, Muhammed, islâm’da Dini Düşüncenin Yeniden Doğuşu, (Çev. N. Ahmet Asrar), Birleşik Yayıncılık, 2 Baskı, istanbul-(tarihsiz), sh. 126-131
44 Ayrıntılı bilgi için Ornstein, Robert, E., Yeni Bir Psikoloji I The Psychology of Consciousness, (Çev. E. Göka & F. Işık), İnsan Yayınları, No:59, İstanbul-1990, sh. 107-144; Vergote, Din, İnanç ve İnançsızlık, sh 252
45 Hökelekli, Psiko-Sosyal Açıdan İbadet, sh. 249
46 Freud’un konu ile ilgili görüşleri için ayrıca bkz. Köse, Ali, Freud ve Din, İz Yayıncılık, No: 322, Istanbul-2000, sh. 65-82; Şentürk, Habil, "Freud’un Psikoloji ve Din Anlayışına Eleştirel Bir
Yaklaşım", S.D.Ü.İ.F.D., İsparta-1996, S.3, sh. 258; Ayrıca krş. Hali, Calvin, S., Freudyen Psikolojiye Giriş I A Primer of Freudian Psychology, (Çev. Ersan Devrim), Kaknüs Yayınları, No:57, Istanbul- 1999, sh. 81-83
47 Fromm, Erich, Psikanaliz ve Dm/Pschoanaltysis and Religion, (Çev. Aydın Arıtan), Arıtan Yayınları, 3. Baskı, İstanbul-1993, sh. 45-60
48 Haque, Amber, "Psychology and Religion: Their Relationship and Integratıon From An Islamic Perspective", The American Journal of Islamic Social Sciences, Washington-1998, Volume 15, Winter 1998, Number4, sh. 100-102
49 Jung, Cari, Gustav, Psikoloji ve Din I Psychology and Relıgion, (Çev. Cengiz Şişman), İnsan Yayınları, İstanbul- (tarihsiz), sn. 33; Wulff, David, M., "The Psychology of Religion: An Overvıew", Religion and The Clinıcal Practice of Psychology (içinde), [Ed Edvard, P. Shafranske], Published by American Psychological Assocıatıon, Washington-1996, sh. 53, Ayrıca bkz. Yavuz, Kerim, Psikanalizde ilk Dinî Gelişmelerin Değeri, Atatürk Üniversitesi Basımevi, No:641, Erzurum-1987, sh. 35; Ayrıca krş. Stevens, Anthony, Jung, (Çev. Ayda Çayır), Kaknüs Yayınlan, No.60, İstanbul-1999, sh. 129-140; Fordhaın, Frieda, Jung Psikolojisi, (Çev. Aslan Yalçıner), Say Yayınlan, 5. Baskı, İstanbul-1999, sh 87-106
50 Tarhan, Nevzat, "Stres ve Sabır", Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, İstanbul-1998, S.5, sh. 45-
47
51 Şahın, Hasan, "Insan-Dın İlişkisi", E U.I.F D., Kayseri-1984, S. I, sh. 128-129, Karaca, Faruk, "İnsanın
Bazı Gıidii ve Duygularının Islâmî Açıdan Değerlendirilmesi", EKEV Akademi Dergisi, Ankara-1997, C.l,S.l,sh. 169-170
52 Glock, Charles, Y., "Dinî Teslimiyetin Tetkiki Üzerine; Dindarlığın Boyutları", (Çev. Faruk Karaca), Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Samsun-2001, S.3, (www.dinbilimleri com), (Ekim-2001)
53 Yaparel, Recep, "Depresyon ve Dinî inançlar ile Tabiatüstü Nedensel Yüklemeler Arasındaki İlişkiler",
D.E.Ü.I.F.D., İzmir-1994, S.VIII, sh. 289
54 Hallahmi, Benjamin-B.& Argyle, Michael, "Dindarlığın Etkilerı-I", (Çev. Adem Şahin), S.U.I.F.D, Konya-2000, S. 10, sh. 460-462
59 Alan, Tedavide Madde ve Mânâ, sh. 22
60 Argyle, Psyclıology and Relıgion, sh. 123
61 Carrel, Alexıs, Dua, (Çev. M. Alper Yiicetürk), Yağmur Yayınevi, No:5, lstanbul-1961, sh. 27
62 Necati, M., Osman, Hadis ve Psikoloji I el-Hadisu’n-Nebeviyyetu ve Ilmu’n-Nefs, (Çev. Mustafa Işık), Fecr Yayınlan, No:68, Ankara-1998, sh. 343-353; Has, Polat, "inanç ve insanlar", Sızıntı Dergisi, Izmır-1980, S.18, sh. 25-26
63 Doğan, Duanın Psikolojik ve Psıkolerapık Etkileri, sh. 83-84,99
64 Can, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tutum ve Davranışları, sh. 30
65 Hökelekli, Din Psikolojisi, sh. 227-228
66 Şeriatı, Alı, Dua, Birleşik Yayınlan, No:7, 4. Baskı, İstanbul-1996, sh. 56; Ulusoy, İ., Turgut, Din Psikolojisi, Hisar Cilt ve Yayınevi, İstanbul-1970, sh. 40; Ayrıca krş. Bebek, Adil, Din ve Düşünce Açısından Dua, Rağbet Yayınları, No:4, istanbul-1998, sh. 95-96
67 Hökelekli, Din Psikolojisi, sh. 222
68 Aslan, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tutumları, sh. 39
69 Hökelekli, Dm Psikolojisi, sh. 229-230
70 Necati, M , Osman, Kur’an ve Psikoloji, (Çev. Hayati Aydın), Fecr Yayınlan, No:57, Ankara-1998, sh.
251
71 Hökelekli, Din Psikolojisi, sh. 229
72 Hökelekli, a.g.e., sh. 231
73 Aslan, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tulumları, sh 40
74 Yaparel, Recep, Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat İle Psiko-Sosyal Uyum Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-1987, sh. 142
75 Aslan, Üniversite Öğrencilerinin Dua Konusundaki Tutumları, sh. 40
76 Khan, Moin, U.& Gaylor, Michael, S., "Stress Related Disorders and How The New Behavıoral Medicine Concepts Reflect Teachings of islam With Enıphasis On Cognıtive Discipline and Şelf Regulatory Activitıes Including Daily Prayers", Islamic Psychology, (www.islamset.com/psyrelig), (Ekım-2001)
77 Necati, Kur’an ve Psikoloji, sh. 253
78 Karşılıklı Ketleme (Reciprocal inhibition): Birbiriyle ilişkili iki kelimenin, ismin veya imajın birbirinin hatırlanmasını engellemesi. Davranış terapisinde, kaygı yaratan uyarıcılarla karşılaşıldığında kaygıyı engelleyen tepkilerin, örneğin, gevşeme terapisi yoluyla verilmesi halinde, bu uyarıcılarla kaygı
arasındaki bağın zayıflaması durumu. (Budak, Selçuk, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınlan, Ankara-2000, sh.431)
79 Necati, Kur’an ve Psikoloji, sh. 247-249
80 Necati, a.g.e., sh. 255-256; Ayrıca krş. Çağrıcı, Mustafa, "İslam’da Eğitim-Ahlâk Meseleleri ve
Toplum Kalkınması", İslâm Üzerine Düşünceler (içinde), TDV Yayınları, No: 12, 5. Baskı, Ankara-
1991, sh. 35-36.
81 Uysal, Veysel, Psıko-Sosyal Açıdan Oruç, TDV Yayınlan, No:128, Ankara-1994, sh. 116-122; Ayrıca
bkz. Ulusoy, Din Psikolojisi, sh. 34; Alan, İslâmî Psikiyatri, sh. 103
82 Daryal, A. Murat, Dinî Hayatın Psiko-Sosyal Temelleri, İFAV Yayınlan, No:75, İstanbul-1994, sh.
164; Dinî bayramlann psikolojisi ve sosyolojisi için ayrıca bkz. Daryal, A. Murat, "Ramazan
Sosyolojisi ve Psikolojisi Üzerine Bir Deneme-I", Yeni Ümit Dergisi, İstanbul-1993, S.19, sh. 46-50;
"Ramazan Sosyolojisi ve Psikolojisi Üzerine Bir Deneme-II", Yeni Ümit Dergisi, İstanbul-1993, S.20,
Sh. 40-44; Certel, Hüseyin, "Kutsal Zamanlar ve Dinî Hayat", Yeni Ümit Dergisi, lstanbul-1998, S.39,
sh. 8-12.
83 Hökelekli, Din Psikolojisi, sh. 107
84 Necatı, Kur’an ve Psikoloji, sh. 264; Ayrıca Necati, Hadis ve Psikoloji, sh. 353-356; Certel, Hüseyin,
"Dinî Suçluluk Duygusu ve Savunma Mekanizmaları", Akademik Araştırmalar Dergisi, Erzurum-1996,S.l,sh.29
85 Hökelekli, Din Psikolojisi, sh. 105
86 Necati, Hadis ve Psikoloji, sh. 338-342
87 Hayta, Akif, "U.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin İbadet ve Ruh Sağlığı (Psiko-Sosyal Uyum) İlişkisi Üzerine Bir inceleme", U Ü.I.F.D., Bursa-2000, S.9, C.9, sh. 487-488; Ayrıca krş. Hıdır,
Ozcan, "imanın Bekçisi İbadet ve Psikolojik izahı", Altınoluk Dergisi, istanbul-1998, S. 153, sh. 33-34
88 Hökelekli, Dm Psikolojisi, sh. 249; Ayrıca krş. Evirgen, Muharrem, Dinî İnanç ve İbadetlerin Stres
Üzerindeki Etkisi, (Yayımlanmamış Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Bursa-1999, sh. 50-52
89 Öner, Necati, Stres ve Dinî İnanç, TDV Yayınları, No’ 18,4. Baskı, Ankara-1989, sh. 57-58
90 Bayrakdar, Mehmet, İslâm ibadet Fenomenolojisi, Akçağ Yayınları, No:33, Ankara-1987, sh. 27
91 Köse, Nurcan, İbadetin Ruh Sağlığına Etkilen, (Yayımlanmamış Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi, Bursa-1995, sh. 38
92 Ziyalar, Adnan, "Gençliğin Ruhî ve Sosyal Problemleri", Gençlerin Ruhî ve Manevî Problemleri (içinde), İSAV Yayınları, No;13, İstanbul-1987, sh. 21-22
93 Ünal, Nurten, Dinî İnanç, ibadet ve Duu’nın Umutsuzlukla İlişkisi, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
’ Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-1998. sn. 134-139.159,161; "Dinî inanç,
İbadet ve Dua’nın Umutsuzlukla İlişkisi", Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed. Hayati Hökelekli], Ankara Okulu Yayınlan, Ankara-2002, sn. 207
94 Hallahmi & Argyle, Dindarlığın Etkileri-I, sh. 461-462
95 Ayrıca krş. Cullough, Leslie, Mc„ "intiharın Sebepleri Nedir ve Ona Nasıl Engel Olunur?", (Çev. Hüseyin Peker), O.M Ü.İ.F.D., Saınsun-1987, S.2, sh.105-113
96 Hökelekli, Psıko-Sosyal Açıdan İbadet, sh. 249
97 Hallahmi & Argyle, Dindarlığın EtkileriA, sh. 457-458
98 Hokelekli. Psiko-Susyal Açıdan İbadet, sh. 251
99 Uludağ, Süleyman, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti, TDV Yayınları, No:38, Ankara-1984, sh. 86
100 Alan, İslâmî Psikiyatri, sh. 103; krş. Necati, Kur’an ve Psikoloji, sh. 256; Duanın konuyla ilgili etkileriiçin ayrıca bkz. Carrel, Alexis, insan Denen Meçhul, (Haz. Yunus Ender), Hayat Yayınları, No:5, İstanbul-1997, sh. 108-111; Şeriati, Dua, sh. 58
101 Horney, Karen, Günümüzün Nevrotik İnsanı, (Çev. A Erdem Bogatur), Yaprak Yayınları, İstanbul 1986, sh. 31-32; Fromm, Erich, Umut Devrimi, (Çev. Ş. Yeğin), Payel Yayınları, Istanbul- 1990, sh. 47-48; Taylor, Charles, Modernliğin Sıkıntıları, (Çev U. Canbilen), Ayrıntı Yayınlan, İstanbul-1995, sh. 9-68; Baudrillard, Jean, Kötülüğün Şeffaflığı: Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme, (Çev. E. Abora & I. Ergüden), Ayrıntı Yayınları, İstanbul-1995, sh. 24-100. •
102 Taplamacıoğlu, Mehmet, Dm Sosyolojisi, AU1F Yayınlan, Ankara-1975, sh. 191-192.
103 Berger, Peter, L., Dinin Sosyal Gerçekliği, (Çev. A. Coşkun), İnsan Yayınları, istanbul-1993, sh. 74-75.
104 Nuıbaki, Haluk, Kıır’an-ı Kerim!den Ayetler ve ilmi Gerçekler, TDV Yayınlan, Ankara-1993, sh. 153- 157.
105 Baltaş, A. & Baltaş, B., Stres ve Başaçıkma Yolları, Renizi Kitabevi, İstanbul-1992, sh. 26, Stora, B. Jean, Stres / Le stress, (Çev. Ayşen Kalın), iletişim Yayınları, lstanbul-1992, sh". 15-42; Geçtan, Engin, Çağdaş Yaşam ve Normal Dışı Davranışlar, Remzi Kitabevi, istanbul-1988, sh. 132-150
106 Pargament, K..I. & Park, Crystal L., "İn Times of Stress: The Religion-Coping Connection", The Psychology of Religion: Theoretical Approaches, (içinde), [Ed. B. Spilka & D. N. Mclntosh], Boulder: Westvıew Press, 1997, sh. 43-55; Argyle, M. & Hallahmı, B. Beit, The Sucuü Psychology of Religion Belief and Experience, Roulledge & Kegan Paul, London and Boston-1975, sh. 141-142; Argyle, Psychology and Religion, sh. 121-123.
107 Hökelekh, Hayatı, "Gençlik ve Din", Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed. Hayati Hokelekh], Ankara Okulu Yayınları, Ankara-2002, sh. 27