Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

Rahmet ve bereket yüklü bir maneviyat iklimini daha geride bırakırken, bir ay boyunca gönül dünyamızı zenginleştirmenin, birey ve toplum olarak manevi dokumuzdaki yıpranmışlığı giderip tazelenmenin ve hücrelerimizi âdeta yeniden inşa etmenin huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Ramazan, açın hâlinden anlamak ve yoksulların kapısını çalmak için bize bir fırsat oldu. Dahası, yediden yetmişe hepimize bin bir özlemle beklenen dost misali rahmet, mağfiret ve cehennem azabından kurtuluş hediyeleri sundu… Ahlaki erdemleri kazanma, kötü huyları terk edip iradelerimizi güçlendirmede bize mektep oldu.

Başkanlığımız bu yıl, göç, hızlı kentleşme, bencillik ve ihtiraslarımız sebebiyle örselenen komşuluk ilişkilerimizi tamir etmek, bu konuda bir farkındalık oluşturmak ve kentlere, metropollere yeni bir “komşuluk aşısı” yapmak üzere ramazan ayında komşuluk temasını ele alıp yurt içinde ve yurt dışında bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Bunun yanı sıra, uzak komşularımızdan olan Afrika’ya bir rahmet ve sevgi eli olup güçlü bir yardım kampanyası başlattı.

Afrika, erken dönemde İslam’ın evrensel hidayet çağrısına kulak vermiş, müminlere ev sahipliği yapmış, İslam düşünce ve medeniyetinin gelişmesine katkıları olmuş, ilimler tarihi açısından son derece önemli adım ve açılımları Batı dünyasına ulaşmış, birçok yenileşmenin de öncüsü olmuştur. Bununla birlikte son asırlarda Afrika’nın birçok bölgesinde etkili olan uluslararası rekabetin ve çıkar kavgalarının neticesi zengin kaynakları sömürülmüş, insanlık onuru ile bağdaşmayan olaylar tüm dünyanın yüreğini sızlatmıştır. Bir yüzyıl sömürgeci yapılarla mücadele eden Afrika şimdilerde ise kuraklıkla boğuşmakta ve kuraklık Afrika’yı kavurmaktadır. Afrika Boynuzu denilen coğrafi bölgede bulunan Somali, Cibuti, Etiyopya ve Kenya’da 11 milyon insan kuraklık nedeniyle ölümün kıyısında gezinmektedir. Afrika Boynuzu son 60 yılın en kurak dönemini yaşamaktadır. Uluslararası kuruluşlar özellikle 500 bin kadar çocuğun hayati tehlike altında olduğunu vurguluyor. Özellikle açlıktan Somali nüfusunun yarısı, yani 3.7 milyon kişi etkilenmiş durumdadır. Binlerce Somalili, nüfusu 350 bini aşan kampa varmak için günlerce yolculuk yapmakta, aileleriyle bu yolculuklara katlanamayacak bebekler çaresizlik içinde annelerin gözyaşları içerisinde geride bırakılmakta, kampa ulaşanların bir kısmı burada hayatını kaybetmektedir. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, son üç ayda beş yaşın altında 29 bin Somalili çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölmüştür. Açlıktan ölümle burun buruna olan ve acil yardıma ihtiyaç duyan çocuk sayısı ise 640 bindir. Ölüm sahnelerini ekranlardan yüreklerimiz parçalanırcasına acı ve hüzünle bir şekilde izliyoruz.

Bugün Afrika’nın yaşadığı açlık, bütün insanlığın sınavıdır. Onlar açlıkla bizler varlıkla sınavdayız. Dün Afrika’yı hırsla sömüren ve bugün doğal kaynakları azaldığı için yüzüne bakmayan, gözünü kapatıp kulaklarını tıkayanların sınavı, açlıktan ölenlerden kat kat daha büyüktür. Bu sınavın farkına varmamak ise yüreklerin, vicdanların kuruduğunun alametidir. Hangi servet bir annenin çaresiz gözyaşlarından daha değerlidir? Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada kim, hangi zenginlikten bahsedebilir?

Ne mutlu ki ramazanın paylaşma ruhunu dolu dolu yaşayan necip milletimiz, 7’den 70’e Somali’ye dost elini uzatmak için harekete geçmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığımızın düzenlediği “Her Evden Bir İftar Bir Fitre Afrika’ya” kampanyasına halkımız büyük bir teveccühle iştirak etmiştir.

Gün, uzaktaki yakın komşumuzun yanında olma, dertlerini paylaşma, acılarına ortak olma günüdür. Gün, insanlığın ölmediğini, vicdanların ses verdiğini, “inananlar kardeştir” ilahî düsturunu göstermenin vaktidir. İnsani, imani bir duyarlılıkla Afrika’da yaşanan kuraklık hadisesine duyarlılıkları artırmak ve bu duyarlılığın, yardımlaşma ve dayanışmanın ramazan ayına mahsus olmayıp, Afrika’daki kardeşlerimiz esenliğe kavuşuncaya kadar devam etmesi için ‘Afrika’ konusunu gündemimize taşıdık.

Bu sayıda, Afrika’da İslam’ın hidayet güneşinin parlamasına, İslam medeniyetine Afrika’nın katkılarına ve tarih içinde yaşadığı hem güzelliklere, hem talihsizliklere tanık olacaksınız. Okuyacağınız her bir yazının, yüreğinizdeki uhuvvet pınarını derya kılıp Afrika’ya taşıması dileğimle…
Dr. Yüksel Salman