Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN


Dr. Yüksel Salman


Son günlerde millet olarak üzücü hadiseler yaşadık. Hakkari’deki 24 şehidimizin acısı henüz yüreklerimizi dağlamışken, Van ve Erciş’te yaşadığımız depremle yeniden sarsıldık ve yaralı yüreklerimiz bir daha hırpalandı, acı ve hüznümüz bir kat daha arttı. Şehitlerimize ve depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, şehit yakınları ile depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize başsağlığı diliyorum.

Bu ay bütün Müslümanların kalplerinin birlikte attığı, gönüllerinin aynı noktaya kilitlendiği, küresel ölçekte yaşanan bir kutlu ibadeti, haccı yaşıyoruz. Bu vesileyle kutlu yolun bütün yolcularının haclarının mebrur, ibadetlerinin makbul olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum.

Baştan başa bir semboller haritası olan hac, pek çok açıdan incelemeye ve değerlendirmeye tabi tutulabilir. Hac, Allah katında eşitlik ve inananlar arasında kardeşlik bilincine ermektir. Hac, tazelenmek, yenilenmek, arınmak ve kardeşlik hukukumuzu zedeleyen her türlü duygu ve davranıştan uzaklaşmak ve insanı insan yapan değerlerin şuuruna ermektir. Bu yüzden Haremeyn ikliminde günah kirlerinden ve kötü huylardan uzaklaşan gönüller saflaşır, kin, öfke, nefret gibi gönül dünyamızı kirleten unsurlar kardeşlik potasında eriyip gider.

Gönüller rahmet ikliminde nûr-u ilahi ile cilalanır. Hiçbir gönül diğerinden incinmez. Zira gönül, Hak binasıdır. Kâbe’yi Hz. İbrahim, gönlü Allah inşa etmiştir. Allah’a olan bütün zahiri yönelişlerin merkezi Kâbe, manevi yönelişlerin merkezi ise kalptir. Çünkü gönül Hakk’ın tecelligâhıdır.

Haccın bütün erkânında zihnî, kalbî tam bir teslimiyet vardır. Kabe’yi tavafta, Safa ve Merve arasında sa’yde, Arafat’ta vakfede ümmet şuuruna erme bilinci yaşanır. Irk, renk ayrımı yapılmadan, renklerin ahengi ile kucaklaşır müminler ve “Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır.” (Rum, 22.) ayetinin anlam haritası derinden hissedilir. Kabe’de birlik ve tevhidin sırrına erilirken, Kâinatın Efendisi’ne ve onun aziz arkadaşlarına kucak açan Medine’de kardeşlik ve dayanışmanın zirvesine ulaşılır.

Haremeyn diyarında benlikler aşılır, mal, mülk ve makam farklılığı ortadan kalkar. Kardeşlere dünya kıymetleri biçilmez, dünya ölçüleri harem diyarına taşınmaz. Haremeyn iklimine edep ve tevazu taşınır. Mümin, manen yükselmeye engel olan tavırları ve maddi yüklerini atar ve en yüce makam olan Hakk’ın rızasına erişme yolunda koşar. Ruh eğitilir, disipline edilir Haremeyn ikliminde… Bu eğitim sonucu imanda, takvada, ihsanda ve Hakk’ın rızasına uygun bir yaşantıda derinleşme başlar ve yepyeni bir kişilik ortaya çıkar.

Bu düşüncelerden yola çıkarak küresel eğitim boyutuyla haccı gündem konusu yaptık. Bu sayıda, “varlığın merkezine yolculuk” başlıklı yazı ile haccın sıradan bir yolculuk olmayıp varlığın sırrına eriş olduğunu, Allah Resulü (s.a.s.)’nün bir muallim olarak, hacda düşünce ve davranışlara güzellik katan kardeşlik hukukunu yaşatmak için gösterdiği örnek çabayı göreceksiniz. Yine Haremeyn ikliminde Yüce Allah’a teslimiyetin ve gönlü arındırmanın, haccın mebrur, sa’yin meşkur olmasındaki yerini fark edeceksiniz. “Hacda yaşanan bazı örnek olaylar” başlıklı yazı ile de hac ve umre ibadetinde yaşanan hatıraların insanın hayatında bıraktığı derin izleri hissedeceksiniz.

Bu vesileyle, Kurban Bayramı’nın özellikle şehit, gazi ve depremde hayatlarını kaybeden kardeşlerimizin yakınları ile dayanışmaya, yardımlaşmaya ve yakınlığa vesile olmasını temenni ediyor, bütün İslam âleminin bayramını en kalbî duygularımla tebrik ediyorum.