Makale

DİB Hac Dairesi Başkanı Seyfeddin Ersoy ile Kutlu Yolculuk

Söyleşi: Dr. Ömer Menekşe
DİB Derleme ve Yayın Şubesi Müdürü

DİB Hac Dairesi Başkanı Seyfeddin Ersoy ile

Kutlu
Yolculuk

Bu sayımızda uluslararası camiada büyük takdir gören Başkanlığımız hac organizasyonu ve bu organizasyondaki başarıyı sağlayan dinamikler konusunda Hac Dairesi Başkanı Seyfeddin Ersoy ile bir söyleşi yaptık:
Mukaddes hac yolculuğu başladı. Bu yıl da pek çok vatandaşımız hacca giderken birçoğu da bu kutlu kervana katılamamanın üzüntüsü içerisinde... Önümüzdeki yıllarda hacca gidecek vatandaşlarımızın kayıt işlemleri nasıl gerçekleştirilecek?
Bilindiği gibi 2005 yılında ön kaydını yaptırıp kuraya katıldığı halde hacca gidemeyen yaklaşık 190.000 vatandaşımızın sırada beklemesi sebebiyle 2006-2007 yılı hac- cı için yeni müracaat alamadık. Suudi Arabistan krallığın- ca ülkemize verilen kontenjan, iller bazında %60’ı Diyanet, % 40’ı da acentelerce kayıt yapılacak şekilde dağıtıldı.
Şunu ifade edeyim ki; 1988 yılında Suudi Arabistan’ın önerisiyle Ürdün’ün başkenti Amman’da İslâm ülkeleri Dışişleri Bakanlarının katıldığı bir toplantı yapıldı. O toplantıda alınan bir karar var: Her ülkeye nüfusunun binde biri oranında kontenjan verilecek. Diyelim ki, Türkiye 70 milyonsa 70 bin kontenjan alabiliyor. Yani belli bir kontenjan var ve o kontenjan dahilinde hareket etmek durumundayız. Bu sene 190.000 vatandaşımızın kaydını ülkemize tanınan kontenjan çerçevesinde yaptık. Bu sebeple biz bu yıl yeni müracaat alamadık. Bundan sonraki hedefimiz yıllara göre kayıt yapmak. Yani bu sene hacılarımızı kutsal mekâna ulaştırdıktan sonra daha önce ifade ettiğimiz 190.000 sayısından ne kadar kalacağını değerlendirecek, ona göre bir plân ve proje yapacağız. Önümüzdeki sene de yeni başvurular alınacak. Çünkü bu sene birçok vatandaşımız hacca gitti. Ayrıca bu yıl ilk defa asker ve polis şehit ailelerine 1000 kişilik kontenjan ayırdık. Bu kapsam da 477’si Başkanlığımız 8’i de acente organizasyonlarına ait olmak üzere toplam 485 şehit yakınının kaydı yapıldı.
Şunu da belirteyim ki, hacca gidişin adil, şeffaf ve objektif kriterlere bağlı olması, bizim üzerinde durduğumuz hususlardan birisidir.
Ülkemizdeki hac organizasyonu Diyanet işleri Başkanlığının gözetim ve denetimi altında. Buna göre Başkanlığımız yanında belli şartlara haiz A grubu seyahat acenteleri de hac organizasyonu düzenleyebilmekte. Genel kayıtlar Başkanlığımızca alınmakta ve bir merkezde toplanmakta. Kur’a sistemi var. Vatandaşlarımız bilgisayar ortamında merkezi sistemde ve noter huzurunda kur’aya tabi tutulup sıraya konmakta, neticede, bunlar internette yayınlanmaktadır. Dolayısıyla objektif kriterler içerisinde, açık ve şeffaf bir şekilde herkes sırasını biliyor ve bekliyor, hakkına razı oluyor. Biz istiyoruz ki, bu kutsal yolun hiçbir aşamasında hak ihlâli yaşanmasın.
Başkanlık olarak hacca gidecek vatandaşlarımızın ve görevlilerimizin hac konusundaki bilgi ve deneyimlerini arttırmaya yönelik neler yapmaktasınız?
Hac mevsiminde dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insan aynı anda bir araya gelmekte. Yaklaşık 2 milyonu aşkın insanın bir arada, aynı zaman ve mekânda ibadet etmesi açısından düşünürsek hac zor ve meşakkatli bir ibadet.
Türkiye’de başlayıp Mekke ve Medine’de ifa edilen, binlerce ülkeden, milyonlarca insanın katılımıyla bir anda ve belli bir zaman diliminde yapılması gereken, yurt içi ve yurt dışı boyutu olan bu ibadet, büyük bir organizasyon ve büyük bir emek demektir.
Hac; ülkemize tanınan sınırlı sayıdaki kontenjanı, hacı adaylarımızın kayıtları, kur’aları, Mekke ve Medine’de ikamet edilecek evlerin kiralanması, her kademede görevlendirilecek personelin seçimi, hacılarımızın ve görevlilerimizin eğitimi, verilecek malzemelerin alımı, yolculuk yapılacak uçakların ayarlanması gibi, hemen bir yılın tamamını kaplayan çok yönlü bir çalışmayı ve plânlamayı gerektirmekte...
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hac organizasyonunu hizmet, ibadet ve eğitim üçgeninde ele alarak sağlıklı bir şekilde gerçekleştirme gayreti içerisindeyiz. İstiyoruz ki, insanımızın 30-40 günlük süre için ömründe bir defa geçireceği bu zaman dilimi müstesna bir zaman dilimi olsun. Manevî kazanımlarla dolsun.
Bu sadece bir seyahat olmaktan öte, içinde barındırdığı hikmetleri de yüreğe taşıyan bir dönem olsun. Öyle olduğu için de biz haccın hizmet ve eğitim yönüne ayrı bir önem vermekteyiz. Bu sebeple kalıcı bir kültür hizmeti olması bakımından bu yıl hacılarımıza; "Hac İlmihali, Haccı Anlamak, Kutsal İklimde Dua, Kur’an-ı Kerim Meali, İslam ilmihali (iki cilt) ve Hicaz Albümü" olmak üzere altı ayrı eserden oluşan bir yayın paketi hazırladık. Bununla birlikte hac öncesi hacılarımızı aydınlatmaya yönelik seminerler, hac organizasyonunun her kademesinde görevlendirilen personele yönelik de mesleki kurslar düzenledik. Bunun için de hacı adaylarını irşat ve bilgilendirme programı adlı bir kitapçık hazırlayarak tüm kafile başkanları ve din görevlilerine dağıttık. Böylelikle ülkemizden gidecek tüm hacılarımızın eğitimine belirli bir disiplin ve prensip getirdik.
Ayrıca Başkanlığımız ülkemizde düzenlenen hac organizasyonu ile ilgili genel bir değerlendirme yapmak, gelecek yıllara yönelik yeni hizmet stratejileri geliştirmek ve daha kapsamlı önlemler almak amacıyla, 07-09 Temmuz 2006 tarihleri arasında İstanbul’da, "Türkiye’de Hac Organizasyonu" konulu pek çok bilim adamı ve birçok Islâm ülkesinin temsilcilerinin katılımıyla bir sempozyum gerçekleştirdi. Hedefimiz; her yıl bir yenisi düzenlenen hac organizasyonunun daha mükemmel hale getirilebilmesidir. Amacımız; aldığımız çok yönlü tedbirlerle yaklaşık çeyrek asrı aşan bir süredir devam eden hac organizasyonunun her türlü çıkardan uzak, sağlık ve güvenlik şartları içerisinde, milletimizin ve devletimizin haysiyetine yakışır bir şekilde yürütülmesidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, hac organizasyonu ile hacca giden vatandaşlarımıza ne gibi hizmetler sunmaktadır?
Gerek Diyanet İşleri Başkanlığı, gerekse A grubu seyahat acenteleriyle hacca giden vatandaşlarımızın bu ibadeti adap, usûl, erkân ve manasına uygun olarak yerine getirmelerini sağlamak için sağlık, eğitim, irşad, ayniyat, servis ve idari hizmetler en üst seviyede verilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca bu yıl ilk defa Başkanlığımız ve acente organizasyonlarıyla ülkemizden hacca giden vatandaşlarımızın tamamına Mekke ve Medine’de yemek verilmesi plânlanmıştır.
Hac organizasyonunun başarı ile gerçekleşmesi noktasında kutsal yolun bütün yolcularından ve organizasyonun her kademesinde görev alan personelden ne gibi beklentileriniz var?
Hac ibadetinin özelliğinden kaynaklanan bazı zorluklar ve sıkıntılar elbette var. Bu nedenle Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) hacca veya onunla ilgili herhangi bir menasike niyet ederken kolaylaştırılması ve kabulü için Allah’a dua etmiştir: "Allahım! Senin rızan için hac yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul eyle." Aradan geçen bunca zamana ve değişen fizikî şartlara rağmen haccın tabiatında var olan meşakkat, heyecan ve sıkıntının yok olduğu söylenemez. Zira hac yolculuğunda veya uygulama esnasında her an yeni sürprizlerle karşılaşmak mümkündür. Ancak alınan bütün tedbirlere, aşk ve gayrete rağmen istenmeyen birtakım durumlar tezahür edebilir. Hacılarımızdan ve organizasyonun her kademesindeki görevlilerden beklenen; bu tür durumları sükûnet ve suhûletle karşılayarak doğru, yerinde ve zamanında kararların ve tedbirlerin alınmasına imkân sağlamalarıdır.
Bu kutsî vazifeyi ifa eden hacılarımız için bir mesajınız olacak mı?
Peygamber Efendimiz, Allah’ın rızasına uygun olarak ifa edilen hac ibadeti ile kişinin günahlarından arınacağı müjdesini vermiştir. Önemli olan, hacda kazanacağımız istikametimizi ve güzel hasletlerimizi hac dönüşünden sonra da, hayatımız boyunca devam ettirebilmektir.
Haccın bize yeni bir kulluk şuuru kazandırıp hayatımızda yeni ve güzel bir sayfa açmasını, hac mevsiminin Müslümanların birlik ve huzuruna vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, hacca giden kardeşlerimizin haccının mebrur ve makbul olmasını, gidemeyen kardeşlerimize de Yüce Allah’ın en kısa zamanda haccı nasip etmesini diliyorum.
İstiyoruz ki, insanımızın 30-40 günlük süre için ömründe bir defa geçireceği bu zaman dilimi müstesna bir zaman dilimi olsun. Manevi" kazanımlarla dolsun. Bu sadece bir seyahat olmaktan öte, içinde barındırdığı hikmetleri de yüreğe taşıyan bir dönem olsun.