Makale

İnsanı Ebedî Kılan Kurum: Vakıf

Başyazı

Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı

İnsanı Ebedî Kılan Kurum: Vakıf

Temel dinamiklerini Allah Rasulünün söz ve uygulamalarından alan vakıf kurumu, en sade anlatımıyla kişinin malını insanlığın yararına, hayır ve hasenat işlerine süresiz olarak bağışlamasıdır. Bu anlamda vakıf, insanın, zaman sınırı olmaksızın hayır yoluna bağışladığı malı sayesinde Allah’ın rızasını kazanma ve ebedî mutluluğu elde etme arayışıdır. Çünkü bağışlanan mal, diriye uzanan şefkat eli olduğu kadar ölüye rahmet vesilesi de olacaktır.
Allah Rasulü’nün “İnsan öldüğü zaman amel defteri kapanır. Üç şey (bundan) müstesnadır: Sadaka-i cariye, faydalı bilgi, salih evlât” (Nesai, Vesâyâ, 8) diye haber verdiği üç şeyden biri olan sadaka-i cariye, insanın geride bıraktığı bitmeden, tükenmeden akan bir iyilik ve hayır kaynağını anlatır ve bu da en güzel şekliyle vakıfta gerçekleşir.

Tarih boyunca vakfedilmiş binalar ve gayrimenkuller, kendi hâl dilleriyle “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe nail olmazsınız” (Âl-i İmrân, 92) ayetinin birer nişanesi olarak, medeniyetimizin aynı zamanda bir vakıf medeniyeti olduğunun da görkemli birer şahididir.

Bu tanıklık, Ebu Talha’nın Beyrahâ bahçesinden Muhayrık’ın Delâl, Hüsnâ, ve Meşrebe bahçelerine, oradan Allah Rasulünün vakfettiği Fedek arazisine ve Hz. Osman’ın vakfettiği Rûme kuyusuna uzanır. Nihayet bazen İznik’te bir medrese, İstanbul’da, bir kütüphane ve bazen de karşılaşmayı hiç ummadığımız kadar ücra bir Anadolu kasabasında bir ecdat yadigârı cami külliyesi, kervansaray, çeşme olup karşımıza dikiliverir.

İnsanımızın bilgi, ahlâk ve inancının harmanlanmasından doğmuş olan zengin vakıf mirasımız, kimliğimizin bir tescili olmanın yanında, hayırsever insanlarımızın ulvî duygularla hayatın akışı içine yerleştirdiği değerler olarak da toplumsal hafızamızın en somut yansımasıdır. Bu bakımdan “vakıf mirasına sahip çıkmak, kaynağını insan sevgisinden alan paha biçilmez bir kültürel birikimi, modern dünyaya armağan etmek” demektir.

Bugün de fonksiyonel olan vakıflarımız, din, sağlık, eğitim, öğretim, sanat ve kültür gibi çok farklı, fakat birbirini tamamlayan sosyal hizmet alanlarında toplum hayatına katkı sağlamakta, sevgi ve merhamet duygularıyla, inancı ve görüşü ne olursa olsun, insanımızın yanında yer almaktadır.

Ölümle kayıtlanmış hayatlarımızı, vakıfların zamandan azade hizmetleriyle beslemeye olan arzumuzun hiç kaybolmaması dileğiyle…