Makale

“Hac Arafat’tır” Arafat’ta Yakarış

“Hac Arafat’tır”
Arafat’ta
Yakarış

Alemlerin Rabbı, Rahman ve Rahim olan Ulu Allah! Hamd Senin, ni’met Senin, mülk Senin! Bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur Senin! Biz ancak Sana ibadet eder, ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz! Bizleri kendine lâyık kullar eyle, Yâ Rabbi.

Server-i asfiyâ, Hâtem-i Enbiyâ, Muhammed Mustafa, aleyh-i ekmelü’t tahâyâ Hazretlerine salât-ü selâm ediyoruz; şefaat-ı uzmalarına cümlemizi ve cümle geçmişlerimizi nâil eyle Yâ Rabbi! Ne mutlu bizlere ki; şu anda Arafat’tayız! Haccımızın farzlarından birisi olan “Arafat Vakfesi”ni îfa etmek üzere buradayız!

Dünyanın dört bir yanından gelen; dilleri, ırkları, renkleri, kültürleri farklı, ama inanç, amaç, duygu ve düşünceleri aynı olan 100 binlerce Müslüman kardeşimizle birlikte; hep beraber huzurundayız!
Kefen misali; bembeyaz ihramlarımıza bürünerek, mahşer misali Arafat’ta toplanarak, malı-mülkü, makamı-mevkiyi, evlâd-u ıyâlı geride bırakarak, toz-toprak içerisinde; yalın ayak - başı açık, ayağa kalkmış yalvarıyor, el açıp duâ ediyor, yüce dergâhına iltica ediyoruz. Vakfemizi mübârek eyle! Dualarımızı kabul eyle! Günahlarımızı af ve mağfiret eyle! Gönlümüzü envâr-ı Kur’an’la tenvir eyle! Aksa’l-gâyemiz olan Cennet ve Cemâlullah’ı ezelî ve ebedî yurdumuz eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sen; “İnsanlara haccı ilan et ki; gerek yaya, gerek hazırlanmış binekler üzerinde, uzak yollardan sana gelsinler!”, şeklinde çağrıda bulundun! Bizler de bu çağrıya; “Buyur Allah’ım buyur, eşi ve benzeri olmayan Allah’ım buyur!”, Nidalarıyla icabet ettik! Ve ruhlar âleminde verdiğimiz sözü yenilemek, kulluğumuzu sergilemek üzere; rahmet diyarı, mağfiret diyarı, Arafat meydanına kadar geldik! Bey’atımızı kabul eyle! Ayıplarımızı setreyle, Bizi kulluğuna, sevgine lâyık eyle, bizleri mağfûrîn zümresine ilhak eyle, Yâ Rabbi! Yâ Rab! Şu anda bizler, Sevgili Peygamberimizin; bundan yaklaşık 1400 sene önce Arafat Vakfesi’ni îfa edip, 100 bini aşkın ashabına hitaben Veda Hutbesi’ni îrat ettiği mekânda bulunuyor, tarihi yeniden yaşıyor ve O’nun sünnetini tatbik etmeye çalışıyoruz! Salât-ü selâm, tahıyyât-ü ikram, Her türlü ihtiram O’na, O’nun âl, ashâb ve etbâına olsun.

Yâ Rab!
Sen bizleri O’na lâyık ümmetler eyle! Yolunda ve sünnetinde daim ve kaim eyle! Ahlâkıyla tezyin eyle! Mahşer gününde de; O’nun “Hamd Sancağı” altında cümlemizi haşr’ü cem eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sen ki bizleri var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümüzü bîkarar ettin, imkân verip bu mukaddes mekânlara kadar getirdin! Misafirliğine kabul buyurdun, hamd Sana, minnet Sana, şükür Sana! Ne olur, ikram ettiğin nimetlerin farkında olmayı ve onlara karşı şükredebilmeyi bizlere nasip eyle! Rızana ve cennetine yaklaştıracak amellerde bulunabilmeyi bizlere ilham eyle! Nefsimizi ve neslimizi ıslah eyle! Bundan böyle de artık; yolumuzu ve yönümüzü sapıtma! Kalplerimizi yamultma! Doğruluktan, haktan ve hakikatten ayırma! İşimizde gücümüzde muvaffak eyle! İnanmış kullarına karşı gönlümüzde muhabbet ihsan eyle! Bizleri salihler zümresine ilhak eyle, işlerimizdeki aşırılıklar sebebiyle Sen bizleri helâke mahkûm etme yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Bugün bizler, Sevgili Peygamberimizin; “Allah’ım! Haccedenleri bağışla! Onların bağışlanmasını dilediği kişileri de bağışla!” şeklinde yaptığı duaya mazhar olmuş bahtiyar kulların olarak; hem kendimiz, hem geçmişlerimiz, hem de tüm Ümmet-i Muhammed için dua ediyor, af ve mağfiret diliyoruz! Sen bizleri affeyle! Analarımızı-babalarımızı affeyle! Hocalarımızı, dostlarımızı affeyle! Bizlere emeği geçenleri, üzerimizde hakkı bulunanları, bizden hayır duâ umanları, buralara bizden selâm gönderenleri, hulasa; iman ve ikrar ile bu dünyadan âhirete göçenleri, bağışla! Bizleri cehennem azabından emin ve muhafaza eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Mebrûr bir hac; bütün varlığıyla, dünya ve içindekilerden hayırlıdır, makbul bir haccın mükâfâtı ancak cennettir!” buyuruyor. Bu müjde hürmetine; Haccımızı mebrûr eyle! Sa’yimizi meşkûr eyle! Zenbimizi mağfûr eyle! Amellerimizi makbûl eyle! Kazançlarımızı bereketli eyle! Ruhlarımızı mele-i âlâda ferahnâk eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Hac Arafat’tır” diyor! Bizler de bu gün Arafat’ı idrâk ediyoruz! Arafat’ı Arafat yapan değerler hürmetine, Arafat’ta gizli sırlar, mânâ, feyiz ve bereketler hürmetine, bütünüyle ondan istifade edebilmeyi, Arafat’ın şuuruna erebilmeyi, bizlere nasip ve müyesser eyle! Arafat’ta bağışlanacaklar zümresine bizleri de dâhil eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “İnsanoğlunun işlediği öyle günahlar var ki; onları ancak Arafat’ta vakfeye durmak affettirebilir!” buyuruyor! Allah’ım! Beşer olarak bizler hayâle gelmedik hatalar yaptık! Çeşit çeşit de günahlar işledik! Yaptığımız hatalar, işlediğimiz günahlarla da çok kirlendik! Bu vaziyette huzuruna da pek güç geldik! Şimdi ise yaptığımız o hatalara gâyet pişman olduk ve bir daha da onları işlememeye söz verdik! Habib-i Hüdâ, Muhammed Mustafa, şefi-i rûz-i ceza hürmetine.

Yâ Rab!
Tüm günahlara af ve mağfiret müjdesinin verildiği şu Arafat meydanında; lütf-u kereminle, dua ve niyazlarımızı kabul eyle! Daha buradan ayrılmadan affedilmedik hiçbir günahımızı, setredilmedik hiçbir ayıbımızı, giderilmedik hiçbir sıkıntımızı, karşılanmadık hiçbir ihtiyacımızı, ödenmeyecek hiçbir borcumuzu, iyileşmeyecek hiçbir derdimizi, şifa bulmayacak hiçbir hastalığımızı, onulmayacak hiçbir yaramızı bırakma yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Herkes hata yapar. Ama hata yapanların en hayırlısı, hatasını bilen ve ondan tövbe edendir.” buyuruyor! Allah’ım! Bizler hatâ ve günâhımızı biliyor, affetmen için yalvarıyoruz! Bundan böyle de artık günahlardan kaçınacağımıza, haramlardan sakınacağımıza, söz veriyoruz. Bizleri tövbeye sarılan, haramlardan kaçınan, günahlardan arınan, haksızlıktan çekinen, korktuklarından emin, umduklarına nâil olan bahtiyar kullarından eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Allah’ım! Senden sürpriz hayırlar diler, beklenmedik şerlerden Sana sığınırım.” diye yalvarıyor! Peygamberimizin bu duası hürmetine; yâ Rabbi! Âhir ve âkıbetimizi hayreyle, dünya ve âhiretimizi ma’mur eyle! Bizleri sağlık ve âfiyette dâim eyle! Ahlâkı hamideyle taltif eyle! Verdiğin sûret ve sıfattan ayırma! Fena durumlara, feci âkıbetlere, kötü görünümlere düşürme! Dert verip dermen aratma! Dayanılmaz acılar verme! Yataklara yatırıp kapılara baktırma! Kimseye, “Tut elimden” dedirtme! “Bana bir yudum su ver” diye yalvartma! Son nefesimizde iman-ı kâmilden ayırma! Bizleri dîdarından mahrum eyleme yâ Rabbi

Yâ Rab!
Bizleri; görünür-görünmez kaza ve belalardan, (deprem gibi, yangın gibi, tsunami, hortum ve sel felâketi gibi), akla hayâle gelmedik tehlikelerden, ansızın gelebilecek musibet ve felâketlerden, hulâsa; bilcümle âfat-ı semâviye ve araziyeden, emin ve muhafaza eyle! Bizleri; altından kalkamayacağımız, tâkat getiremeyeceğimiz, belki de sabredemeyeceğimiz, sıkıntılarla, meşakkatlerle imtihan etme! İmtihan ettiğin kullarına ve ülkelere de bol ecir, sabır ve metanetler ihsan eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
İşlerimize kolaylık, gönüllerimize huzur ve ferahlık bahşeyle! Yanılır, yenilir, unutur ve hata edersek, Sen bizleri onunla muâheze etme! Zâlim ve hâinlere karşı bize yardım eyle! Bizleri dünyâda rezil ve rüsvay olmaktan, âhirette de cehennem azabına dûçar olup, perişan olmaktan koru! Bizi Naîm Cenneti’nin vârislerinden eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Bizleri; açlıkla-kıtlıkla, fakirlikle-sefâletle dalâletle-cehâletle terbiye etme! Dert ve ızdırapla inletme! Gama-kedere, Eleme-tasaya boğma! Şirke-küfre, fitneye-şüpheye düşürme! Âcizlikten-tembellikten, korkaklıktan-cimrilikten, emin ve muhafaza eyle! Bizleri; nimetlerine şükreden, kazana rıza gösteren, belâ ve musibetlere sabreden, hâline razı kullarından eyle yâ Rabbi!

Allah’ım!
Fayda vermeyen bilgiden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan, Sana sığınırız! Kalbimizi nifaktan, amelimizi riyâdan, dilimizi yalandan, gözümüzü haramdan, malımızı hırsızlık ve talandan, muhafaza eyle! Kalbimizi sevginden mahrum etme yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; hayır nâmına Senden neler talep etmişse biz onları istiyor, şer nâmına nelerden Sana sığınmışsa, biz de onlardan Sana sığınıyoruz! Bizleri; kendilerine nimetler verdiğin, izzet-i ikramda bulunduğun, korku ve üzüntüden emin, umduklarına nâil kıldığın; peygamberler, nebiler, veliler, sâlihler, sâdıklar, şehitler, âlimler ve âbidlerle haşr-ü cem eyle Yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
Bizlere hayırlı işler, helal kazançlar, Kazançlarımıza hayırlı bereketler nasip eyle! Verdiğin nimetleri hakkımızda mübârek eyle, bizlere yokluk ve yoksulluk gösterme! Kapından başka kimselere muhtaç eyleme! Çalışanlarımıza iş heyecanı, işsizlerimize iş imkânı bahşeyle! Çalışan kardeşlerimizin alın terini, el emeği ve göz nûrunu mübarek eyle yâ Rabbi!
Yâ Rab!

Senden; sağlık, afiyet ve güzel ahlâk istiyoruz; vücudumuzu sıhhatli, gönüllerimizi şefkatli, yaşantımızı iffetli, ahlâkımızı ismetli, kazançlarımızı bereketli eyle yâ Rabbi!


Yâ Rabbe’l-âlemin!
Aşkınla yaşaran gözler hürmetine, firâkınla yanan özler hürmetine, huzurunda eğilen başlar hürmetine, secdeye sürülen yüzler hürmetine, zikrinle coşan diller hürmetine, sonsuz merhametinle bizlere lütfeyle! Bizlere ölüm acısı çektirme! Kabir azabı yaşatma! Âhiret âleminde de Sen yüzlerimizi kara çıkartma! Hz. İbrahim’i yakmayan nârına bizleri mahkûm etme yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Habibin; “Şeytan; Arefe günündekinden daha zelil, daha rezil, daha hakir ve daha öfkeli olarak başka bir günde görülmez.” buyuruyor! O halde; bugün bizim bu halimizi görüp, rezil ve rüsvay duruma düşen ve yarından itibaren de üç-dört gün süreyle Mina’da taşlamalarımıza muhatap olacak olan; ezelî ve ebedî düşmanımız şeytanın şerrinden, onun ığva ve ifsadından, bizleri koru! Son nefesimizde de onun yanımızda hazır bulunmasından ve imanımıza musallat olmasından bizleri emin ve muhafaza eyle! Bu arada bizleri; hem şeytanı taşlayan ve hem de onun izinden gidenlerden eyleme yâ Rabbi!

Taşladığımız şeytanla birlikte içimizdeki bencilliği, kini, kibri, gururu, nefreti, ihtirası, hasedi, fitne ve fesadı da söküp atabilmeyi, birbirimizi sevip, kardeşçe yaşayabilmeyi bizlere nasip eyle yâ Rabbi!
Bizleri; Nefsimizin vesvesesinden, ruhumuzun hevâ ve hevesinden,hasetçinin hasedinden, arsızların, hırsızların, zâlim ve hâinlerin tasallutundan, tüm tasarrufu Senin yedinde olan her bir mahlûkatın şerrinden emin ve muhafaza eyle! Bizleri; onların kurulu tuzaklarına düşürme! Kendi himayenden başkalarına bırakma! Bizlere; düşmanlarımızı güldürecek, şeytanları sevindirecek işler, hata ve günahlar yaptırma yâ Rabbi!

Allah’ım!
Bizim Sana karşı yerine getiremediğimiz sorumluluklarımız, edâ edemediğimiz görevlerimiz var. Lütf-u kereminle onları bağışla! Kullarının ve yaratıklarının da üzerimizde pek çok hakkı-hukuku var! Sen onları da himâyene alarak, bizleri borçtan ve sorumluluktan kurtar yâ rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle; bugün bizler burada, Senin davetlilerin, elçilerin, misafirlerin, hulasa kulların olarak bulunuyor ve dertlerimiz için deva, borçlarımız için eda, maddî ve manevî hastalıklarımız için şifa, günahlarımız için de af ve mağfiret niyaz ediyoruz, ihsan eyle. İçimizde beslediğimiz niyyet, arzu ve isteklerden hayırlı olanlarını Sen bizlere İkram eyle, yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Haccedenlere ve vakfe yapanlara va’dolunan bütün bu müjdelerle, Sana açılan ellerimiz, Sana yalvaran dillerimiz, Sana yönelen gönüllerimiz, can-ı gönülden yaptığımız dua ve niyazlarımızla, ümidimiz odur ki; bu mukaddes mekânda günahlarımızdan arınma fırsatı bulduk inşaallah!
Bundan sonra artık aynı hata ve günahlara tekrar dönmekten bizleri koru, bundan böyle de; imanımızın esaslarını, dinimizin icaplarını, ahlâkımızın ve edebimizin güzelliklerini; yeni bir aşk, yeni bir heyecan ve yeni bir canlılıkla yaşayabilmeyi bizlere müyesser eyle! Bu hususta bizlere güç, kuvvet, sabır ve metanet ihsan eyle yâ Rabbi!

Bu vesile ile; içimizde kötü alışkanlıkları olanlara da, bundan böyle bu alışkanlıklarından en kısa zamanda kurtulma imkan ve kolaylığını bahşeyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sağlığımızda bizlere bu mukaddes mekânları gösterdiğin gibi, bizden sonra da çoluk-çocuğumuza ve isteyip dileyen tüm mü’minlere ziyaret etme imkânını nasip eyle! Bu manevî ziyafetten onları da hissedar eyle yâ Rabbi!

Dünyada zemzem suyundan doya doya içme imkânı verdiğin gibi, ahirette de kevser havzından kana kana içmeyi, hesabımızı âsân veçhile vermeyi, sıratı yel gibi geçmeyi, af ve mağfiretine mazhar olarak; birlikte cennetine koşuşmayı bizlere nasip ve müyesser eyle yâ Rabbi!

İçtiğimiz zemzemi; cümle hastalıklarımıza şifa, maddî ve manevî dertlerimize deva, ruhlarımıza gıda, ilmimize ziyâ, kazançlarımıza bereket vesilesi eyle yâ Rabbi!

Hac yolculuğu boyunca karşılaştığımız sıkıntıları, çektiğimiz zahmet ve meşakkatleri, günahlarımıza keffâret, hatalarımıza mağfiret, olgunluğumuza delâlet vesilesi eyle. Bu arada hatır yıkıp gönül incitmişsek, onlara karşı birbirimizden özür diliyor, Ve karşılıklı olarak haklarımızı helâl ediyoruz, kabul eyle yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
Bizleri İslâm’ın yolundan, Kur’an’ın ruhundan ayırma! Kur’an’ı, kalbimizin gıdası, ruhumuzun cilası, kabrimizin zıyâsı, maddî ve manevî dertlerimizin ezelî ve ebedî devası kıl yâ Rabbi!

İslâm fıtratı üzere yarattığın Bizlere; Müslümanca yaşamayı, son nefesimizde de; iman ve ikrar ile ruhumuzu teslim etmeyi ve selîm bir kalp ile huzuruna varabilmeyi cümlemize müyesser eyle yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
İslâm’a ve Müslümanlara yardım et! Vatanımızı ve milletimizi, ordumuzu, yurdumuzu ve âlem-i İslâm’ı her türlü tehlikeden, sıkıntı ve felâketlerden koru! Devletimizi pâyidâr, milletimizi bahtiyâr eyle! Bizi, ana-babamızı ve bütün Mü’minleri bağışla! Bizlere dünyada da, âhirette de iyilik ve güzellikler ihsan eyle yâ Rabbi!

Ulu câmileriyle heybetli, Süleymaniye’leriyle kıymetli, Hacı Bayram-ı Velîleriyle himmetli, şehit kanlarıyla şerbetli olan aziz vatanımızı; her türlü düşman taarruz ve tasallutundan, terör ve tefrika belasından, zillet ve hezimet perişanlığından emin ve muhafaza eyle Yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
Bizleri, dünyada vatansız, ahirette imansız bırakma! Dâhilî ve haricî düşmanlarımıza karşı bizleri daima duyarlı ve uyanık eyle!
Bu hususta bizlere, güç-kuvvet, Sabır ve metânet, birlik ve beraberlik ihsan eyle! Cennet vatanımızın bizlere ebedî yurt kalması için hayatlarını feda eden, canlarıyla aziz vatanımıza siper olan, kanlarıyla vatanımızın tapusunu yazan, veya hâin teröre kurban giden, aziz şehitlerimize gani gani rahmet eyle! Keder dîde âilelerine bol ecir ve sabırlar ihsan eyle! Onlara; göz yaşlarını dindirecek, acılarını unutturacak, gönüllerini ferahlatacak hayırla teselli ve meşgaleler nasip eyle! Sağ kalan gâzilerimizi de sıhhat ve âfiyette daim eyle yâ rabbi!

Yâ Rab!
Ülkemize dirlik-düzenlik, milletimize birlik-beraberlik, yöneticilerimize dirâyet ve feraset, yönetimimize istikrar ve istikâmet ihsan eyle! Halkımızı mutlu ve umutlu eyle! Onların huzurunu kaçırmak isteyenlere fırsat verme yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Kim Allah rızası için hacceder ama; kötü söz söylemez, kimseyi incitmez, günaha sapmaz, nefsânî ve şehevâni duygularına hâkim olursa; anasından doğduğu günkü gibi memleketine döner” buyuruyor! Bu mânâ ve değerde bir hac yapabilmeyi bizlere nasip ve müyesser eyle yâ Rabbi!

Bundan böyle de bizlere, hayatımızın kalan bölümünü; birbirimizle çekişmeden, kötü söz söylemeden, hatır yıkıp, gönül incitmeden, kimsenin malına-canına, ırz ve nâmusuna yan gözle bakmadan, nefsâni ve şehevâni duygulara kapılmadan, devam ettirebilmeyi; vatanımızın imarı, milletimizin huzur ve itibarı için çalışabilmeyi nasip ve müyesser eyle yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
İmanımızı söndürtme, bayrağımızı indirtme, ezanımızı dindirtme, vatanımızı böldürtme, birliğimizi-dirliğimizi, huzurumuzu bozdurtma. Bizi, “sen-ben” diye birbirimize düşürtme. Düşürmek isteyenlere de fırsat verme yâ rabbi!

Yâ Rabbe’l-Âlemin!
Dünyanın bir çok ülkesinde, bilhassa bilâd-ı İslâm’da; ezilen, üzülen, horlanan, işkence gören, açlık-kıtlık ve sefalet çeken, ızdırapları dünyaca izlenen, acıları ise tâ yüreklerimizi sızlatan; mazlumlara, mağdurlara, mahrumlara, dindaşlarımıza, soydaşlarımıza, kardeşlerimize imdat eyle, ikram eyle, himmetini, nusratını üzerlerinden esirgeme yâ Rabbi!

Yetimleri, öksüzleri, garipleri, kimsesizleri, bîçareleri; mahrum, mahzun ve boynu bükük bırakma! Onlara yardım elini uzatacak; müşfik ve hayır sahibi kullarını eksik eyleme yâ Rabbi!

Yâ Rabbi!
Bizlere; Allah ve Peygamber tanıyan, kalbinde Allah korkusu taşıyan, İslâm ahlâkıyla yaşayan, vatanına ve milletine hizmet aşkıyla yanıp tutuşan, ana-baba hayır duası almayı şerefli bir vazife sayan; gözler nûru, gönüller sürûru, hayırlı nesiller yetiştirmeyi nasip eyle! Bizlere de; anne ve babamıza karşı hayırlı evlatlar olabilmeyi müyesser eyle yâ Rabbi!

Yâ Rab!
Sevgili Peygamberimiz; “Duânın en hayırlısı; arefe günü yapılan duadır.” buyuruyor! Bizler de bugün Arafat’ta dua yapma bahtiyarlığını yakalamış bulunuyoruz! O halde; gerek bu fırsatı yakalayan bizler, gerekse fiilen burada bulunamamalarına rağmen, çeşitli vasıtalarla buradaki coşkumuza iştirak edip, dualarımıza cânı gönülden amin diyen, bütün kardeşlerimiz hep birlikte dua ediyor ve diyoruz ki;

Yâ Rabbi!
Vakfemizi mübârek eyle! Dua ve niyazlarımızı kabul eyle! Günahlarımızı affeyle! Kusurlarımızı mağfiret eyle! Ayıplarımızı setreyle! Bizi kulluğuna, bizi sevgine, bizi cennetine lâyık eyle! Sevgili habibinin şefaatine mahzar eyle! Yolunda ve çizgisinde daim ve kaim eyle!

Bu vesile ile; gerek Arafat’ta bulunduğumuz sürede, gerekse daha önce tilavet ettiğimiz Kur’an-ı Kerimleri, indirilen hatm-i şerifleri, yapılan zikirleri, çekilen tespihleri, okunan kelime-i tevhitleri, getirilen salât-ü selamları, yapılan tavafları, dua ve niyazları, va’z-u nasihatleri, dergâh-ı ulûhiyyetinde en güzel şekliyle makbul eyle!

Bunlardan hâsıl olan ecir ve sevâbı, öncelikle ve özellikle Sevgili Peygamberimiz efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) aziz rûhuna hediye eyledik vâsıl eyle! Rûh-u Rasûlillah’ı cümlemizden hoşnut ve razı eyle yâ Rabbi!
Sâniyen;

Hz. Âdem (a.s.)’den şu ana gelinceye kadar dünyadan âhirete irtihal etmiş bilcümle mü’min ve mü’minat; kâffe-i ehl-i iman ve ehl-i tevhide imdat eyle, ikram eyle, rahmet eyle yâ Rabbi!

Hassaten;
Bizlerden önce bu mekanda vakfe yapma imkânını elde etmiş olan din kardeşlerimizi, hac farizasını ifâ etmek üzere şu anda Arafat meydanında toplanmış bulunan bilcümle hüccâc-ı kirâmı ve tüm mü’min kardeşlerimizi iki cihanda aziz eyle! Cümle geçmişlerinin ruhlarını şâd eyle! Makamlarını âli, mekanlarını cennet eyle! Kabirlerini Kur’an’ın nuruyla pür-nûr eyle! Günahlarını affeyle! Ayıplarını setreyle! Hata ve kusurlarını mahfeyle! Seyyiatlarını hasenata tebdil eyle! Ruhlarını mele-i âlâda ferahnâk eyle!

Bizlere de; her nefesimizde ve ecel şerbetini içeceğimiz son nefesimizde, ol kelime-i şahadet ki; aşk ile buyurun: “Eşhedü enlâilâhe illa’llah! Ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlüh” diyerek, gözlerimiz mele-i âlâ’ya nâzır-u hayran olarak, ruhumuzu teslim edebilmeyi, bu iman ve ikrar ile huzuruna varabilmeyi cümlemize müyesser eyle!

Haccımızın kalan bölümünü de kazasız-belâsız tamamlayarak; yerimize-yurdumuza, evimize-ocağımıza, işimize-gücümüze sâlimen ve gânimen kavuşmayı, bizlere nasip eyle!

Malımızı-mülkümüzü, çoluğumuzu-çocuğumuzu fena durumlara düşmekten ve döndüğümüzde de onları kötü halde bulmaktan muhafaza eyle yâ Rabbi!

Âmin, âmin, âmin, bi hurmeti Tâ - Hâ ve Yâ-Sîn ve bihurmeti Seyyidi’l - Enbiyâ’i ve’lmürselîn, ve’l hamdü lillahi Rabbil’âlemîn,

Vakfemizin kabûle şayan olması, Allah rızası ve gönüller muradı için, El-Fâtiha!...