Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

Üzerinde yaşadığımız toprakların bizlere yüklediği en önemli sorumluluklardan biri, devraldığımız medeniyet mirasına sahip çıkmaktır. Bu mirasın en büyük şahitlerinden biri genel anlamda mimarimiz, özel manada ise cami mimarimizdir.
Büyük bir medeniyetin mensupları olarak bizler, yeryüzünün mescit kılınması müjdesi ile yetinmemiş, tarih boyunca gittiğimiz her yere Allah’ın beytini inşa etme yolunda özel bir gayret içerisinde olmuşuz. Yeryüzünün ilk inşa edilen beyti Mescid-i Haram’dan bu yana, ülkelere ve şehirlere göre mimari tarz ve üslup değişse de niyet ve karar değişmemiştir. Nasıl ki Mescid-i Nebevi’yi inşa eden Hz. Peygamber, o mescidin yapımına bizzat kendisi omuz verdi ise bugün de bizler maddi, manevi ve fikrî anlamda aynı aşk ve heyecan ile camilerimize ve minarelerinden yükselen kutlu çağrının her yerde yankılanmasına gayret etmekteyiz.
Hızla değişen dünya, ihtiyaç ve beklentiler doğrultusunda şekillenen mekan ve insan tasavvurlarımız, yeni cami modelleri konusunda bir arayışı da beraberinde getirmiştir. Mekânın ruhunu, özünü kaybetmeden, yüzyılların birikimi olan geleneği doğru okuyarak ve yaşadığımız hayatın taleplerini, zorunluluklarını göz önünde bulundurarak cami mimarimizi gözden geçirebilmeli, yeni arayışları ve gelişmeleri göz ardı etmemeliyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığımız bu amaçla, üniversiteler ile işbirliği içinde “Cami Mimarisi" sempozyumu tertip etmiş ve bununla sözü edilen alanda yeni ufuklar oluşturmak ve yeni arayışlar noktasında bilim insanlarının görüşlerine başvurmak istemiştir.
Bu hayırlı çalışmaya dikkat çekmek ve camilerimizin dinamik, günün ihtiyaçlarına cevap veren, huşu ve huzur merkezleri olmasına katkı sağlamak amacıyla bu sayımızda cami konusunu ele aldık. Sahasında uzman yazarlarımız, yıllardır suskun kalan bu saha ile ilgili önemli katkılar sundular. Mimar Hilmi Şenalp, "Cami mimarisinde kültür ve medeniyet vizyonumuz"a işaret etti. Modern şehirleşme ile birlikte, şehircilik anlayışımıza dair tespit ve değerlendirmeleri Yrd. Doç. Dr. Adem Erdem Erbaş, “Şehir planlama ve cami alanları” yazısında dile getirdi. Mescid-i Nebevi’nin inşa süreci ve Osmanlı’nın yaptığı önemli katkıları Doç. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı’nın kalemiyle huzurlarınıza getiriyoruz. Camilerin estetiği son dönemde en çok tartışılan konular arasında idi. Doç. Dr. Ömer İskender’in “Dün-bugün ekseninde cami tasarımına genel bir bakış” başlıklı yazısı bu konudaki beklentilerimize ışık tutacak mahiyette. Yine bu sayımızda, bir vefa örneği olarak rahmetli Mimar Turgut Cansever’in gündemimize ilişkin bir makalesini yayınladık. Bilge mimarımızın, mimarimizde açtığı ufuk, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bu sayımızda Prof. Dr. Suphi Saatçi ile cami mimarimizin geçmişi ve geleceği üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi de istifadenize sunuyoruz. Diğer bölümleri, konu başlıkları ve yazarları ile yine dolu dolu bir eylül sayısı ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

Dr. Yüksel Salman