Makale

Vefatının 75. Yılı Anısına Mehmet Akif Ersoy-Büyük Mütefekkir Gazali

M. Fatih Tekkoyun

Vefatının 75. Yılı Anısına
Mehmet Akif Ersoy

Osmanlı-Cumhuriyet dönemi aydınlarından olan Mehmet Akif, baytarlık mesleği yanında Arap dilini ve Kur’an’ı çok iyi bilen bir düşünür, edip, yazar ve şair; iyi bir hatip, iyi bir gözlemci, seyyah, siyasetçi ve halk adamıdır. O, bizzat halkının içerisinde yaşamış, onların dertleriyle hemdert olmuş, fikirleriyle kişiliğini bütünleştirmiş bir düşünürdür.
Mehmet Akif’in şiiri sıradan bir şiir değildir. Onun şiiri felsefi, dinî ve kelami sohbetleri de içerir. Sezai Karakoç’un veciz ifadesiyle Mehmet Akif, ‘hayatı şiire ve şiiri hayata sokmuş şairdir’. Yaşamış olduğu hayatın gerçeklerini, acılarını, toplumun yaşamış olduğu sıkıntıları ve İslam dünyasında yanlış din telakkilerini şiirine konu ederek şiirini hayatın bir tercümanı hâline getirmiştir. Bir fikir ve dava adamı olarak o, ışığını İslam’dan alarak Müslüman toplumun içine düştüğü ahlaki, ictimai ve iktisadi çöküntüyü anlaşılır bir şekilde gözler önüne serer ve bunlara yönelik çözümler peşinde koşar. Mehmet Akif’e göre “cemiyetin temeli olan ilkelere sıkı sıkıya sarılmak, yeni ve taze bir ruhla, İslam’ı teknik ve maddi güçleriyle de donandıktan sonra içimizde ve dışımızda ihya etmektir.” Bunun için de o, yaşadığımız çağı doğrudan doğruya Kur’an-ı Kerim’i temel alıp yorumlar yapmamızı önerir.
Mehmet Akif, hayatında bizzat kendisi halkı aydınlatmak için, müsait olan her türlü imkânı değerlendirmiş ve mücadelesini cami eksenli olarak yürütmüştür. Aslında Akif’in dünyası mabet merkezli bir nitelik arz eder. O, özelde bütün İslam dünyasını, genelde tüm insanlık âlemini ta özünden kavramış ve ona göre tespit ve tekliflerde bulunmuştur.
Vaiz-şair ya da şair-vaiz Mehmet Akif’in, ayet ve hadisleri nazmen yorumlama ustalığına başta Safahat olmak üzere diğer eserleri şahitlik etmektedir. Mensur olarak kaleme aldığı tefsirlerinin manzum şekillerini yazmış olması ve Mısır’da on yılda gerçekleştirdiği Kur’an tercümesiyle Akif, karşımıza şair-müfessir olarak da çıkmaktadır. Hatimle teravih namazı kıldıracak düzeyde ‘demir hafız’lığı, onun kürsü kadar gerektiğinde mihrabı da seviyeli bir şekilde kullanacak birikime sahip örnek bir din görevlisi kimliğine sahip bulunduğunu göstermektedir.
Yukarıdaki paragraflarla kısmen anlatmaya çalıştığımız Mehmet Akif’i, Vefatının 75. Yılı anısına Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında çıkan bu eserle, alanında uzman farklı kalemlerin tanıtımıyla daha iyi anlayacaksınız.

Büyük Mütefekkir Gazali
Gazâlî, hayatını Kur’an ahlakında derinleşmeye ve İslam ahlakının güzelliklerini insanlara anlatmaya adamış büyük bir İslam âlimidir. Bu sebeple ilmî ve dini konularda geniş bilgi sahibi olmaya çaba göstermiştir. Gazâlî bir çok mütefekkir gibi hem İslam dünyasında hem de Batı’da, farklı değerlendirmelere konu olmuş sürekli gündemde olan mütefekkirlerden biridir.
O, İslami hassasiyeti yüksek olan bir düşünür, ama aynı zamanda eleştirmen bir düşünürdür. Bunlarla beraber bir aksiyon adamıdır. Sadece spekülatif düşünce peşinde koşan bir bilgin değildir. Bazı değerlendirmelere göre O, ”Hüccetü’l-İslam”, “Müceddid” ve “İmam” gibi övücü ve yüceltici lakaplarla anılmıştır.
İmam Gazâlî, kelamcıların Eşari kelamcısı, fukahanın Şafii fakihi, önde gelen mutasavvıf bir sufi, felsefecilerin de filozof olarak görmek istediği İslam düşünce tarihinin en renkli simalarından birisidir. Aslında her düşünür gibi Gazâlî’yi de kendi çağı içerisinde değerlendirmek gerekir. Onun bu şekilde sahiplenilmek istenmesinin haklı sebebi, çok sayıda ölümsüz esere imza atması, hayatının değişik dönemlerinde yazdığı eserlerin çeşitliliği ve muhtevasının zengin olmasıdır.
Dinî ilimler alanında yeni bir diriliş ve canlanmayı (ihya) hedefleyerek başta İhya ve Kimya olmak üzere çok sayıda ölümsüz esere imza atan Gazâlî, din alanında ilim kadar amele de önem veren, bilgi kadar ahlak ve ruh terbiyesini de ön celeyen bir anlayışı benimsemiştir. Ruhi ve manevi arınmayı, kötü huy ve davranışlardan arınıp iyi huy ve davranışlarla donanmayı, dünya kadar ahiret mutluluğunu da elde etmeyi eserlerinin temel hedefi hâline getirmiştir.
Vefatının 900. Yılı anısına Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından çıkan kitap 12 başlık altında Gazâlî’yi tanıtıyor. Her bir başlık alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanmış. Gazâlî hakkında malumat sahibi olmak isteyenler için bir başucu kitabı, şimdiden kütüphanelerimizdeki yerini hak ediyor.