Makale

Gönülden Gönüle Projesi

Halime Karabulut

“Dost elinden gel olmazsa varılmaz
Rızasız bahçenin gülü derilmez
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez

Gönülden gönüle giden yar oy.”

Neşet Ertaş
Gönülden Gönüle Projesi
İlk bakışta hemen görülmese de, her gönüle giden bir yol vardır. Dışa kapalı, sert veya gizemli de dursa, her gönlün insana “gel” diyen bir yanı vardır. İnsanların gönlüne giden bu yolu bulmak için gayretli ve gönüllü olmak gerekir hizmet yolunda.
Kırıkkale’den gönüllü bir ekip, insanların gönlünü kazanmaya gönül vermiş bir ekip, F. Zeynep Belen, İbrahim Sağlam, Şükran Koçak, Semra Ceylan ve onlara desteklerini esirgemeyen il/ilçe müftüleri ile çalışma arkadaşları. Bu ekip, Aile İrşat ve Rehberlik Bürosunu aktif hâle getirmek için bir araya gelip beyin fırtınası yoluyla “yaşayan aile değerleri” konusunda bir proje yapmaya karar verirler. Projenin amacı, uzun yıllar evli kalan çiftlerle röportaj yapmak, “mutlu ve uzun evliliğin” altında yatan manevi değerleri ortaya çıkarmak olacaktır. Bunun için de Kırıkkale merkez ve ilçelerinde yaşayan, çevresi tarafından örnek aile olarak tanınan sekiz aile tespit edilir.
Proje kapsamında, ilçe müftülükleri ve din görevlileri ile irtibata geçilerek her ay bir aileyi ziyaret etmek suretiyle çiftlerin örnek bir aile olarak sergiledikleri davranışlar, geleceğe aktardıkları ailevi değerler konusunda röportaj yapılır. Proje koordinatörü F. Zeynep Belen bu süreci şöyle anlatıyor:
“Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu olarak biz bir gönül ekibiydik. Daha önce hiç tanımadığımız evlere misafir olacaktık. Birbirlerine gönül vermiş ve bir ömür boyu bu sevgi ve hürmeti devam ettirmiş çiftlerdeki bu eskimeyen değerleri öğrenecek ve bunu yeni evlenecek çiftlere aktarmak için çalışacaktık. Bu düşüncelerle projemizin adının “Gönülden Gönüle” olmasına karar verdik. Aileleri bulmamızda ilçe müftülerimiz ve din görevlilerimiz bizlere çok yardımcı oldu. Her ay bir ilçemizdeki aileyi ziyaret etmek suretiyle sekiz ay boyunca projemizi gerçekleştirdik. Gönülden gönüle ekibi olarak gittiğimiz her eve Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlarından derlediğimiz kitapları hediye ettik. Röportajlarımız sırasında misafirperver ve sıcakkanlı Anadolu insanımızla güzel iletişimler kurduk. Yaptığımız röportajlar neticesinde uzun ve kaliteli evliliğin sırrının “sabır, kanaat, hoşgörü, sevgi, sadakat ve yardımlaşmadan geçtiğini bir kez daha gördük.”
İşte bu örnek ailelerden bir tanesi, 41 yıllık evli, Emine-Ali çifti. Proje ekibi, evlerine misafir oldukları bu örnek çiftin kendilerine aktaracakları bilgi ve tecrübeleri duymak için sabırsızlanır âdeta. 41 yıl aynı yastığa baş koymak, hastalık ve sağlıkta, hüzün ve sevinç anlarında birbirlerini yalnız bırakmayan ve kırk bir kere maşallah dedirten örnek bir hayatın sırrı nedir acaba? Gönülden Gönüle ekibi öncelikle “mutlu bir evliliğin sırrı nedir?” sorusunu yöneltir çifte. Emine teyze hemen söze başlar: ‘Kızım, bütün sır sabretmekte’ der ve Ali amcanın evliliğin ilk yıllarında alkol kullandığını, kendisine zaman zaman şiddet uyguladığını anlatır. Emine teyze bu bilgileri paylaşırken eşi mahcup oluyor. Geçmişe ait duyduğu pişmanlık, yüzüne yansıyordu. Emine teyze bu açıklamalarından sonra, tövbenin dünya ve ahiret hayatındaki izdüşümlerini kendi hayatlarından örneklerle tatlı tatlı anlatıyordu. Bu arada Gönülden Gönüle ekibi Ali amcadan bu süreci kendilerine anlatmalarını rica eder. Ali Amca anlatmaya başlar:
“Her gece rüyamda çukura düştüğümü görüyordum. Emine Hanım, her seferinde beni çukurdan çıkarıyordu. Bu rüya defalarca tekerrür edince, alkol kullanmamaya karar verdim. Eşime bir daha kötü davranmayacağıma söz verdim.”
Emine teyze, aile içi iletişimi besleyen en önemli unsurun güven olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: ‘Biz eskiden bir sorunla karşılaştığımızda, büyüklerimize danışırdık. Şimdiki gençler bizi dinlemiyor.’ Emine teyze günümüzdeki eş seçme kriterlerini de mutsuz bir evliliğin sebebi olarak görüyor. “Önceden eş seçiminde ‘güzel ahlak’, ‘Allah korkusu’ gibi hususlara dikkat edilirdi. Şimdikiler önce “Ne iş yapıyor?” sonra da; “Kaç lira maaş alıyor?” diye soruyorlar. Bir insan ne kadar maaş alırsa alsın, onda Allah sevgisi ve korkusu yoksa evlendikten sonra ailesinin kıymetini bilmez.” diyor ve “Allah’tan korkmayanın, kuldan da utanmayacağını” belirtiyordu. Son olarak Ali amca da gençlere şu mesajları veriyordu: ‘Alkol kullanmayın, çalışın ve dürüst olun.’
Gönülden Gönüle Projesi ekibi, 41 yıllık sevgi, saygı, sabır, kanaat ve sadakatle örülmüş bu değerler mozaiğinden yeni nesillere aktaracakları damıtılmış tavsiyeleri almıştı.
Gönülden Gönüle Projesi kapsamında yapılan ziyaretlerden ve bu çiftlerle yapılan röportajlardan sabır, emek, kanaat, değer… Ve daha nice güzelliği bir arada görmek mümkündür. İşte bu örnek ailelerden bir diğeri, 90 yaşlarındaki Aliye-Mevlüt çifti. Hikâyelerini Proje koordinatöründen dinleyelim: “Bu sevimli çift, güler yüzle evlerine davet ediyorlar bizleri. Sıcacık bir sohbet havası içinde, nasıl evlendiklerini soruyoruz kendilerine. Aliye teyze, ailesinin çok zengin olduğunu Mevlüt Bey’in ise oldukça fakir olması sebebiyle kaçarak evlendiklerini anlatıyor. Anlatırken de Aliye teyzeye bir hüzün çöküyordu. “Kızım ben Mevlüt amcanıza kaçtım. Gelinlik giyemedim. 90 yaşıma geldim ama gelinlik giyemeden evlenmiş olmam hâlâ içimde bir yara.” diyor ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Gönülden gönüle ekibi olarak bu durum bizim de yüreğimizi burkuyor. Cesaretimizi toplayarak Aliye teyzeye şu soruyu yöneltiyoruz: “Peki Aliye teyzeciğim, biz şimdi bir gelinlik bulsak ve sana getirsek giyer misin? İçini acıtan bu üzüntü sona erer mi?” Aliye teyzenin gözleri ışıldıyor ve “Elbette giyerim” diyor. O andan itibaren seferber oluyoruz teyzemize bir saatliğine emanet gelinlik bulabilmek için. Amacımız bir gönül yapabilmek, yaşlı bir insanın hayalini gerçekleştirmek. Aradığımız gelinliği Halk Eğitim İlçe Müdürlüğünden buluyoruz. Aliye teyze sevinçle gelinliğini giyiyor ve torunlarının tekbir sesleriyle Mevlüt amcamızın koluna giriyor. Mevlüt amca ve Aliye teyze yeni evlenen bir çift misali mutlu oluyorlar.
Gönülden gönüle ekibi, bir gönle daha girebilmenin mutluluğunu yaşarken, Aliye teyze ve Mevlüt amcanın 68 yıllık evliliklerinin sırrının “sabır, kanaat, hoşgörü, sevgi, sadakat, yardımlaşma ve affetme” olduğunu bir kere daha anlamış olurlar. Vaktinde giyilmemiş gelinliğe rağmen…