Makale

Kur’an Kursunda HAFIZLIK EĞİTİMİ

Kur’an Kursunda
HAFIZLIK EĞİTİMİ

Prof. Dr. M. Şevki Aydın
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı

İslâm eğitimi içinde Kur’an merkeze yerleştirilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.); “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” buyuruyor.
(Buharî, Fedâilu’l-Kur’an, 21)


Kur’an öğrenimi, onu yüzüne okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu kapsam içinde, Kur’an’ı ezberlemek de vardır. Genelde, Kur’an’ı baştan sona ezberleyenlere, hafız denmektedir. Kur’an-ı Kerim’in tamamını ilk ezberleyen Hz. Peygamber’dir. Ashabdan da hafız olanların sayısı az değildir.

İslâm eğitimi içinde Kur’an merkeze yerleştirilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.); “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” buyuruyor. (Buharî, Fedâilu’l-Kur’an, 21) Kur’an öğrenimi, onu yüzüne okumayı öğrenmekten, getirdiği mesajı farklı boyutlarda anlamaya kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Bu kapsam içinde, Kur’an’ı ezberlemek de vardır. Genelde, Kur’an’ı baştan sona ezberleyenlere, hafız denmektedir. Kur’an-ı Kerim’in tamamını ilk ezber-leyen Hz. Peygamber’dir. Ashabdan da hafız olanların sayısı az değildir.

Kur’an Öğrenimi Bağlamında Hafızlık
Başlangıçta hafızlık, daha çok Kur’an-ı Kerim’i korumanın bir yolu olarak görülürken, sonraki dönemlerde, Kur’an’la ilginin, ona değer vermenin bir göstergesi, onu anlama bağlamında


önemli bir adım olarak algılanmıştır. Müslümanlar nezdinde hafızlık, Kur’an öğrenimi ve öğretimi bağlamında oldukça önemli bir halkayı teşkil etmektedir.

Bir mümin için hafız olmak, önemli bir değer ifade etmekle birlikte, bir din görevlisi için, dinî ilimlerle uğraşan bir meslek insanı için çok daha önemlidir. Din görevlisi, meslek hayatının her kademesinde hafızlığa ihtiyaç duymaktadır. Namaz kıldırırken, çeşitli vesilelerle ezberden Kur’an okumak durumunda kaldığında, farklı zaman ve zeminlerde dinî konuşma yaparken…vb. hep hafızlıktan yararlanmak durumundadır. Bir din âlimi, Kur’an’ın bütününe iyice aşina olmak zorunda olması bakımından, hafızlığa oldukça ileri düzeyde ihtiyaç hissetmektedir. Bu yüzden, tarih boyunca İslâm dünyasında İslâmî ilimlerle meşgul olanlar, imamlık, vaizlik gibi din görevliliği hizmetlerini üstlenenler, hafız olmaya son derece önem vermişlerdir. Bugün de her din görevlisi ve ilâhiyatçı için hafızlık, meslekî formasyon açısından son derece önem arz etmektedir.

Hafızlık Algısı

Kur’an öğrenimi ve öğretimi açısından hafızlık önemli; ama bu çerçevede onun önem derecesini ve konumunu iyi belirlemek icap etmektedir. Hafızlık, gerçekte Kur’an öğrenimi içinde ilk basamaklar arasında yer almakta; ondan sonra çıkılması gereken çok sayıda basamak bulunmaktadır. Bu basamakları tırmanmak, Kur’an’ın içeriğini anlamaya yöneliktir ve bu anlama boyutu oldukça uzun ve yorucu bir yolculuğu gerektirmektedir. Bu gerçekliğe rağmen ne yazık ki, zaman içinde hafızlık algısında kaymalar olmuş ve giderek hafız olmak, hoca olmakla eş anlamlı hale getirilmiştir. Birisi hafız olduğunda, artık onun hoca olduğu; Kur’an’ı anlamaya yönelik çabasının da olduğu sanılmıştır.

Bu yanlış/abartılı hafızlık algısı, günümüzde de yer yer varlığını sürdürmektedir. Hafızlık yapmış olan kimseyi, dini bilen birisi olarak gören ve ayrıca din eğitimi alıp almadığını araştırmaksızın dinle ilişkili sorularını ona soranların sayısı toplumumuzda hâlâ az değildir. Hatta, kimileri, iyi bir din eğitimi almış birinden bekledikleri tutum ve davranışları, hafızdan bekleyebilmektedirler. Bunu göremeyince de ondan soğuyup uzaklaşmakta; bazen sadece ondan değil, hafızlıktan da soğumakta, ona değer atfetmemeye başlamaktadırlar.

İşin daha acı tarafı ise, din alanında ilâve bir eğitimi olmamasına rağmen dini anlama konusunda belli bir bilgi düzeyine ulaşmamış bir hafızın, dine ilişkin sorulan her soruya cevap vermeye kalkışmasıdır. Bu olgu, halkımızın hafızlık algısını olduğu kadar, yürütülen hafızlık eğitiminin niteliği konusunda da ipuçları vermektedir.

Hafızlık eğitimi, tarihsel süreç içinde zamanla sistemleştirilmiş, bunun için özel kurumlar oluşturulmuştur. Darulhuffazlar, darulkurralar hafızlık yanında kıraat bilgi ve becerisinin de öğrencilere kazandırıldığı kurumlardı. Cumhuriyet döneminde hafızlık yaptıran yegane kurum, Kur’an kursudur. Ancak özel çabalarla hafızlık yapanlar da bulunmaktadır.

Hafızlık Eğitiminde Geleneksellik: Tıkanma

Hafızlık eğitimi, günümüzde de geleneksel anlayışla yürütülmektedir, denebilir. Hâlâ, atadan babadan, hocadan görülerek öğrenilmiş olan usul ve uygulamaların hemen hemen aynen tekrarı yapılmaktadır. Zamanın, şartların, imkânların, geçmişe göre alabildiğine değişip farklılaştığı hesap edilerek hafızlık eğitim anlayış ve uygulamaları, çağdaş eğitim bilimlerinin verileri kılavuzluğunda geliştirilmiş değildir. Söz gelimi, bazı kurslardaki sıradan bir CD’den Kur’an dinletme dışta tutulursa, Kur’an’ı ezberleme konusunda yeni yöntemler, teknikler, materyaller geliştirilmediği, rahatlıkla söylenebilir. Hafızlık için ayrılan süre bile değiştirilememiştir; genelde hafızlık için hâlâ üç yıl ayrılmaktadır. Disiplin anlayışında da hemen hemen bir değişme olmamıştır.

Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasının başlaması, hafızlık eğitiminin tıkandığı gerçeğini, Başka mesleklere yönelen hafızlar, sonuçta hafızlığı da kısa sürede unutmaktadırlar. Yani, emekler, masraflar büyük oranda boşa çıkmaktadır.

Hafızlık eğitiminde, Kur’an’ı ezberleme niteliği de ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı din görevliliği yeterlik sınavlarında ve bu sınavlardan geçerek görev alanlar için düzenlenen hazırlayıcı eğitimlerinde, ezberleri yetersiz, sorunlu olan hafızların sayısının pek az olmadığı saptandı. Bunun üzerine, hafızlık belgesi vermek için Başkanlığın yaptığı sınavların daha titizlikle yapılması, ölçme değerlendirme işlemlerinin daha nesnel, daha isabetli olması yolunda önlemler alındı. (Bu sınavlara sadece Kur’an kursundakiler değil, özel çabalarla hafız olanlar da katılmaktadır) Bu önlemlerden sonra,


hafızlık sınavına girenlerin sayıları artmakla birlikte başarı oranlarında ciddi miktarda azalma olduğu görülmektedir. (Bk. Tablo:1)

Hafızlık Eğitimini Güncelleme Atılımı

Diyanet İşleri Başkanlığı, hafızlık eğitimine ilişkin sorunları belirledi ve bugünün şartları ve imkânları çerçevesinde bu eğitimi daha etkin ve verimli bir hale getirmek, kalitesini yükseltmek amacıyla yeni bir hafızlık eğitimi anlayış ve uygulamasını yürürlüğe koymak için çalışmalar başlattı.

Program Geliştirme

Bu çalışmalara, program geliştirme işiyle başlandı. Diğer Kur’an kursu programları gibi bu program da, çağdaş eğitim bilimlerinin verilerinden yararlanılarak hazırlanmaktadır. Bilimsel bir yaklaşımla hazırlanan bu program, hafızlık eğitim geleneğinin güncelleştirilmesine, bu eğitimin sistemleştirilmesine kılavuzluk edecektir. Bu program, Kur’an ezberleme yanında, bu işi destekleyecek, öğrenciyi dinlendirecek/ rahatlatacak nitelikte bir din eğitimini de ön görmektedir.

Her program gibi, hazırlanan hafızlık eğitim programının da etkin ve verimli biçimde uygulanması son derece önemlidir. Buna yönelik de çalışmalar yapılmaktadır. Her şeyden önce, hazırlanan bu program, her Kur’an kursunda değil, sadece belli kurslarda uygulanacaktır. Her kurs gibi bu kursun da, öncelikle fiziksel şartlarının olabildiğince çekici, iyi, çağdaş bir donanıma sahip olması esastır.

Hafızlık Yaptıracak Öğretici

Bu yeni programa göre, her öğretici hafızlık yaptıramayacaktır. Hafızlık yaptırma işi, belli yeterliklere sahip olan öğreticilere havale edilecektir. İlke olarak, hafız olmayan öğreticilerin, hafızlık yaptırmasına izin verilmeyecektir. Ancak, bu öğreticiler için hafızlık şarttır; ama yeterli değildir. Bu öğreticiler, öğreticilik bilgi ve becerileri, hafızlık eğitimi açısından da yeterli görülenler arasından seçilecek ve pedagojik formasyonlarını geliştirmeye yönelik özel kurs ve seminerlere alınacaklardır. İyi bir genel kültüre, gerekli alan bilgi ve becerisine, yeterli düzeyde bir pedagojik formasyona sahip olmayan öğreticilerin, en küçüğü 15 yaşında, heterojen bir genç öğrenci grubuna yönelik etkin, verimli, çekici bir hafızlık eğitimini gerçekleştirmesi pek mümkün değildir.


Bir alan araştırmasında, “Hafızlık eğitiminde karşılaşılan önemli güçlükler nelerdir?” sorusuna öğreticilerin cevapları şu noktalarda yoğunlaşmaktadır: “Öğrenci yaşlarının büyüklüğü ve aralarındaki yaş farkı” (% 32.4); “Öğrencilerin amaçsız ve isteksiz olmaları” (% 22.5); “Ailelerin sorumluluklarını yerine getirmemeleri” (% 22.5); “Öğrencilerin adaptasyon zorluğu ve motivasyon ihtiyacı” (% 16.9); “Öğrencilerin ders yerine başka şeylerle meşgul olmaları” (% 9.9);… (Cebeci ve Ünsal, 2006:41) Buna karşın aynı araştırmada, “Hafızlık eğitiminde yeni bir metoda ihtiyaç vardır” diyen öğreticilerin oranı ise, sadece % 11’dir. Öğreticilerin bu ifadeleri, onların öğretmenlik formasyonları; dolayısıyla onların ger-çekleştirdikleri eğitimin ne ölçüde nitelikli olduğu hakkında da önemli ipuçları sunmaktadır.

Hafızlık eğitiminin günümüzdeki şartları göz önüne alınınca, hafızlık yaptıracak öğreticilerin, mutlaka pedagojik formasyona sahip İlâhiyat Fakültesi mezunu olmaları gerektiği kanaatine rahatlıkla varılacaktır. Ne var ki, mevcut durum, bunu hemen yapmak şöyle dursun çok kısa sürede bile gerçekleştirmeye müsait görülmemektedir. Şöyle ki, Başkanlığın son üç yılda dört yıllık dinî yüksek öğretim mezunlarını öncelikle görevlendirmeye yönelik çabalarına rağmen, mevcut öğreticilerin tümünün ancak % 23’ü İlâhiyat Fakültesi veya dengi bir kurumdan mezundur. Sadece, hafızlık yaptıran öğreticileri ele aldığımızda ise, oldukça olumsuz manzarayla karşılaşmaktayız. Hafızlık eğitimi üzerine yapılan bir araştırmaya göre, hafızlık yaptıran öğreticiler arasında dört yıllık İlâhiyat Fakültesi veya dengi bir kurumdan mezun olanların oranı, sadece % 5,6’dır.

Bütün bunlara ilâveten, İlâhiyat Fakültelerinin kontenjanları iyice azaltıldığından dolayı, yeni kadrolara atama yapmak için bu fakültelerden mezun yeterli sayıda aday bulunamamaktadır.

Hafızlık Öncesi Eğitim
Hafızlık eğitiminde kalite sorununu çözmek için atılması gereken önemli ve gerekli adıamlardan biri, hafızlık öncesi hazırlık eğitimini nitelikli hâle getirmektir. Bu hazırlık eğitimi, hafızlık için ön öğrenme konumundadır. Bu ne kadar iyi olursa, ona dayanacak olan hafızlık eğitimi de o kadar sağlıklı ve verimli olacaktır. Meselâ, hafızlığa başlamadan önce meharic-i hurufa, tecvid kurallarına uygun biçimde Kur’an’ı yüzünden seri olarak okuyamayan birisinin, hafızlık eğitiminin sağlıklı olması mümkün değildir. Ezberleme hızı düşer, yanlış ezberler, vs. Üstelik bu hususlarda yanlış öğrenmeleri olan kişinin bu yanlışlarını düzeltmek, hiç bilmeyene öğretmekten daha zordur. Onun için nitelikli bir hazırlık eğitimi, hafızlık eğitiminin ön koşuludur, olmazsa olmazıdır. Bu hazırlık eğitiminde yeterince başarılı olmayan, asla hafızlık eğitimine başlatılmamalıdır.

Hafızlık Eğitiminin Süresi
Hafızlık süresi üzerinde de yeniden düşünmek gerekmektedir. Bu hazırlık ve hafızlık eğitim faaliyetlerinde kaliteyi yükseltmeye çalışırken süreyi alabildiğine kısaltmak için de önlemler almak gerekmektedir. Daha önce de ifade ettiğim gibi bugünün insanının vakti çok azdır; zamanı iyi yönetmek her etkinlik için olduğu kadar bu eğitim için de zorunludur. Hâliyle bugünün bireyinin olabildiğince kısa sürede hafızlık yapabilmesini sağlamak, son derece önemlidir. Bu nedenle, hafızlık öncesi hazırlık eğitimi ile hafızlık eğitiminin hem zamanını olabildiğince kısaltma, hem de kalite düzeylerini yükseltmeye yönelik çalışmalar yapmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Hafızlık Türlerini Artırma
Bizde hafızlık dendiğinde Kur’an’ın tümünü ezberleme anlaşıldığından dolayı, genelde insanımız ya hafız olmakta, ya da Kur’an’dan çok az ezberi olan biri olarak kalmaktadır. Hafız olanların sayısı, bütüne göre çok az olduğuna göre, kahir ekseriyet, ikinci şıkta yer almaktadır. Cüz hafızı, hizib hafızı, sure hafızı… gibi yeni hafızlık türleri de ihdas edilerek, bu durum düzeltilemez mi? Bu sorunun cevabı üzerinde hepimiz düşünmeliyiz.

Hafızlık Eğitiminde Yeni Eğitim Anlayış ve Uygulamaları
Hafızlık eğitiminin hem süresini olabildiğince kısaltmak, hem de kalitesini yükseltmek için yeni öğretim yöntemlerini, yeni öğretim tekniklerini ve çağdaş teknolojinin ürünü yeni eğitim araç-gereçlerini işe koşmak şarttır. Bu çerçevede yeni yeni öğretim materyalleri geliştirme çok önemlidir. Söz gelimi, hafıza teknikleri mutlaka işe koşulmalı; hazırlık ve hafızlık eğitimi için çeşit çeşit sesli ve görüntülü araç-gereçler üretilmeli, interaktif öğretim imkânı hazırlanmalıdır.

Böylesine çağdaş bir eğitim anlayışını uygulamaya geçirmek, hafızlık eğitimini öğrenciler için olabildiğince çekici ve zevkli hale getirecektir ki bu, mutlaka gerçekleştirilmesi gereken husustur. Her eğitimde olduğu gibi hafızlık eğitiminde de, öğrencinin içsel güdülenmesini sağlamak son derece önem arz etmektedir. Öğrencinin, bu eğitimi severek, isteyerek ve zevkle talep etmesini sağlamak şarttır. Aile, hoca gibi dış unsurların zorlamasıyla, baskısıyla hiçbir öğrenci hafız yapılmamalıdır. Baskı, şiddet, korku… altında yapılan hafızlık eğitimi, başarıyı köstekleyeceği gibi, öğrencinin dine yaklaşımında olumsuzluklara yol açabilir, dinden soğutabilir ki, Allah korusun, dindarlaşma ararken, ilgisizlik gibi olumsuzluklarla karşılaşılabilir.

Bu yeni hafızlık eğitimi, yepyeni bir disiplin anlayışını Kur’an kursuna taşımak durumundadır. Artık öngörülen yeni eğitim anlayışına göre, öğrenme ve öğretme ortamı öğrenci için öylesine çekici, etkin ve verimli hale getirilmelidir ki, öğrenci bu eğitsel ortamda kendini eğitim-öğretim etkinliklerine alabildiğine kaptırdığı için disiplini bozucu davranışlarda bulunmak şöyle dursun, buna yönelik düşünceleri aklından geçirmesi bile mümkün olmasın. Öğrenci bu eğitime, isteyerek, severek, gönüllü olarak katılacak, buna can atacaktır. Artık bu eğitimde, korku, baskı ve şiddetten söz edilemeyecektir. “Dayaksız hafızlık olmaz!” anlayışı, bir kaziye-i muhkeme olarak varlığını bundan böyle devam ettiremeyecek; tarihe karışacaktır.

Hafızlığı İşlevselleştirme
Kur’an kursları, hafızlık yaptırdıkları öğrencileri mutlaka, meslekî din eğitimine yönlendirerek iyi bir meslek insanı olmalarının yolunu açmalıdırlar. Bu yapıldığı takdirde, hafızlık daha işlevsel hale getirilebilecek; emekler daha iyi değerlendirilmiş olacaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için de, hafızlık eğitimi öğrenciler için alabildiğine çekici hale getirilerek, bunun üzerinden din eğitimi alanının sevdirilmesi gerekmektedir. İşte böyle bir hafızlık eğitimi, hafızlığı, Kur’an öğrenimi bağlamındaki hak ettiği önemli konumuna yerleştirecektir.


KAYNAKLAR
Cebeci Suat ve Ünsal Bilal, “Hafızlık Eğitimi ve Sorunları”, Değerler Eğitimi Dergisi, 4(11), 27-52., İstanbul, 2006.