Makale

TÜRKİYE'DE Alkollü İçki İmalatı ve NETİCELERİ

Prof.Dr.Alparslan Özyazıcı
Hacettepe Univ. Tıp Fakültesi

TÜRKİYE’DE
Alkollü İçki İmalatı
ve NETİCELERİ

Verilen rakamlara ithal edilen içkiler dahil değildir. Buna rağmen alkollü içki imalâtında, netice olarak da tüketiminde devamlı bir artışın olduğu açıktır. 2004 yılı rakamlarına göre, Türkiye’de, günde yaklaşık 2,19 milyon litre içki sarf edilmekte ve her gün, içkiye, asgariden 5,1 34 trilyon lira para harcanmaktadır. Bu paranın et, süt, yumurta, peynir vs. gibi zaruri ihtiyaçlara sarf edilmesinin, insanlarımızın sağlığı açısından da ne kadar önemli olduğu açıktır.
Dikkat edilirse, memleketimizde ki toplam alkollü içki imalâtının % 92,5’ini bira teşkil etmekte ve fiyat olarak da toplam miktarın % 47,5’i bulmaktadır. Yapılan araştırmalarda, gençler arasında içki kullananların % 85’inin bira içtikleri tespit edilmiştir. Alkolikler arasında yapılan çalışmalarda da, alkoliklerin % 85’inin içkiye ilk defa bira ile başladıklarını, zamanla daha yüksek dereceli alkollü içkilere meylettiklerini göstermiştir. Görüleceği gibi, bira alkolizme giden merdivenin ilk ve tehlikeli basamaklarıdır.
Binlerce zararı olan ve içilmesi gibi, ticareti de yüce dinimizce haram edilmiş olan içkiye karşılık hiç mi helâl kazanç yolu yok? Cevap olarak aynı kaynaktan aldığımız meşrubatlarla alâkalı istatistikleri verelim.
Yukarıdaki rakamlara açık satılan sütler, pastanelerde hazırlanıp açık satılan ayran, limonata, çay vs. gibi içeceklerin satışı dahil edilmemiştir. Bir de yaz boyu satılan dondurmaların satışını ek- lesek, yukarıdaki rakamın bir misli olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Hiçbir sanayi mamulünü dahil etmediğimiz halde, sadece su, süt, ayran vs. satışları dahi içki satışlarının değerini buluyor. İşte bereketli, helâl ve meşrû kazanç yollarından birisi. Görüleceği gibi, 2004 yılında, toplam bira imalâtı miktarı olan 740 milyon litrenin % 99,8’i yani yaklaşık 738 milyon litresi özel sektöre aittir. Devlet sektörünün imalâttaki hissesi devede kulak seviyesinde bile değildir.
Yukarıdaki rakamlar, Türkiye’de imâl edilen toplam içki miktarlarının, 1990 yılı nüfusunun ve 2004 yılı tahmini nüfusunun, sadece 15 ve daha üstündeki yaşta olanlar hesaba katılarak bölünmesi ile elde edilmiştir. Bilhassa bira sarfiyatındaki artış açıktır.
Rakamlardan da anlaşılacağı gibi, Türkiye’nin nüfusu 1 7 milyon kadar iken, toplam içki imalâtı 16 milyon litre civarında idi. içki sarfı nüfusun artışı ile paralel artmış olsa idi, 2004 yılında nüfusumuz 72 milyon kadar iken, içki imalâtının 70 milyon litre kadar olması lazım idi. Öyle olmamış, 2004 yılında toplam içki 740 milyon litre olmuştur. Görüldüğü gibi, içki sarfı patlama şeklinde artmış, 12 misli kadar çoğalmıştır. Dünya ortalamasında içki sarfının artışı, ortalama 1,5 mislidir. Türkiye’de ki böylesine tehlikeli bir tüketim artışı, herhalde her bir Türk vatandaşını düşündürmelidir.
2004 YILINDA TÜRKİYE’DE;
494 851 ADET TRAFİK KAZASI OLMUŞ, BU KAZALARDA
109 681 KİŞİ YARALANMIŞ,
3 082 KİŞİ ÖLMÜŞ VE KAZALARIN NETİCESİNDE DE,
652,1 TRİLYON LİRALIK MADDÎ HASAR MEYDANA GELMİŞTİR.
Bu kazalarda binlerce vatandaşımız da ömür boyu sakat kalmışlardır. Sarhoşluk bazı memleketlerde trafik kazalarının %40’ının, hatta %50’ sinin direkt sebebidir.
2003 YILINDA TÜRKİYE’DE;
50 108 YUVA YIKILMIŞ, NETİCE OLARAKTA,
100 216 VATANDAŞIMIZ BOŞANMIŞTIR.
SON ÜÇ YILDA (2001, 2002 VE 2003) TÜRKİYE’DE;
151 606 BOŞANMA OLMUŞ, NETİCE OLARAK DA TOPLAM
303 212 VATANDAŞIMIZ BOŞANMIŞTIR.
Çünkü her boşanma vakasında karı ve koca olmak üzere iki kişi boşanmaktadır. Yaklaşık bir il nüfusundan daha fazla vatandaşımız her yıl maalesef boşanmaktadır. Ve boşanmaların en önemli sebeplerinden birisi ve belki de birincisi sarhoşluktur. Bir araştırmanın neticesine göre, memleketimizde ki her dört boşanmadan birisinin sebebi sarhoşluktur, içki tüketimi yük sek olan birçok batı memleketlerinde, her iki boşanmadan birisinin sebebi sarhoşluktur.
Her yıl sadece bir tek aile bile içkiden dolayı parçalanıyor olsa, içkiden gelen paranın kâr sayılmaması lazım gelir.
İçki satışları ekonomiye faydalı mı, yoksa zararlı mı?
Sadece bir yılda, alkollü içkilerin Amerikan ekonomisinde yol açtığı zarar yaklaşık 184,6
milyar dolar olarak hesaplanmıştır (Alcohol Research Health, 24 :1, 2000). Bu masraf, sarhoşluktan ileri gelen üretim kaybından, alkoliklere yapılan sağlık harcamalarından, içkiden ileri gelen trafik, tren, uçak, iş vs. kazaların, yangınların ve suçların maliyetinden ileri gelmektedir. Bunun yanında, benzer sebeplerle, eroin, kokain, LSD vs. gibi, diğer zararlı alışkanlıkların, Amerikan ekonomisine olan zararı, yılda ortalama 97,7 milyar dolar olarak hesaplanmıştır (NİDA NOTES, November, 1998, 13 : 4). Zararlı alışkanlıkların
Amerika Birleşik Devletleri’inde sebep olduğu toplam ekonomik zarar, bir yılda 282 milyar dolardır. Bu, dünyayı besleyebilecek bir rakamdır.
Türkiye’de durum nasıl?
Memleketimiz için tek bir misâl olarak trafik kazalarının maliyetini verelim. Memleketimizde 1998 yılında meydana gelen trafik kazalarının maliyeti yaklaşık 80 trilyon lira, 2000 yılında 230,63 trilyon lira, 2002 yılında ise 356,35 trilyon lira ve 2003 yılında ise 468,3 trilyon liradır. Yani kazalarda ölenleri, sakat kalanları hesaba katmasak bile, sadece zayi olan arabaların maliyeti trilyonları buluyor.
Buna karşılık, tütün mamûlleri dahil, Te- kel’in 1998 yılı satışlarından kâr görülmemekte, 2000 yılında 2,5 milyar lira, 2002 yılında 295 milyar lira, 2003 yılında ise 207 milyar lira kârı görülüyor. Trafik kazalarının en insaflı bir tahminle, dörtte hatta beşte birinin sarhoşluktan ileri geldiğini kabul etsek bile, sadece trafik kazalarının maliyeti, içkiden geldiği zannedilen kârı silip süpürmektedir. Kaldı ki, sarhoşluk sadece trafik kazalarına değil, benzer sebeplerle tren kazalarına, uçak kazalarına, iş kazalarına yol açmaktadır. Yangınlara ve ciddî iş gücü kayıplarına sebep olmaktadır.
Sadece ekonomiik zarar mı?
Kaldı ki burada sözü edilen sadece ekonomik zarardır. Ayrıca içki satarak kendi vatandaşınızı hasta ediyorsunuz. Sarhoşluğun sebep olduğu kazalarda sakat kalmasına, hatta ölümüne yol açıyorsunuz. Bunlardan başka, sarhoşluğun evdeki huzuru bozduğu, binlerce yuvanın yıkılmasına sebep olduğu, cinayetlerin önemli bir kısmının sarhoşken işlenildiği, içkinin intiharlara yol açtığı düşünülürse, meselenin ne kadar geniş bir çerçevesi olduğu anlaşılır. Netice olarak şunu söyleyebiliriz: Satılan her damla içki kâr değil, memleketimiz ve insanımız için zarardır. Allah’ın haram ettiği bir şeyden, zaten daha başka nasıl bir netice beklenebilirdi ki?
* Verilen rakamlar Devlet İstatistik Enstitüsü’nün neşriyatlarından alınmıştır.