Makale

Beş Esmâ Beş Dua

Beş Esma
Beş Dua


Senai Demirci

Esmâ-i hüsnâ duamızın ekseni, yakarışımızın yörüngesidir. Rabbimize muhatap olurken, hâlimize göre isteyeceklerimiz, ihtiyacımıza göre dileyeceklerimiz, O’nun hâlimize ve ihtiyacımıza karşılık esmâsının gölgesinde olmalıdır.
Bu yazı vesilesiyle, beş güzel ismin âlemimize düşen izlerini sürerken aldığım notları, o izlerde yürürken dilime ve gönlüme derlediğim dua çiçeklerini paylaşıyorum. Her daim, esmâ-i hüsnâ- nın tadıyla dilimizin duaya değmesi duasıyla.
Âhir
"O’dur... Âhir..." (Hadîd, 3)
Şensin sonraların sonrası.
Her şeyin sonu Senin yanında.
Her işin meyvesi Senin lûtfunla.
Nihayetin yok Senin.
Sana olmaz hitam.
Yokluğumuzu varlığa erdiren Şensin,
Şensin kırılgan varlığımıza veren devam.
Varlık Senin var etmenle beka bulur.
Seninle sona erer bütün hasretler.
Sende son bulur bütün beklemeler.
Şensin güzel eyleyen bütün sonları.
Şensin sona saklayan umutları.
Seninle sonsuzlaşır an.
Senin müjdenle yıkılır zamanın daracık zindanı. Seninle gelir yarınlar.
Seninle var olur sonralar.
Seninle sonsuzlaşır âlem.
Senin veçhine yönelerek bekâ bulur yokluk. Senin nazarına değerek varlığa tutunur yokluk. Şensin sonumuzu nur eyleyen.
Şensin akıbetimizi hayırla süsleyen.
Bütün zevallerin sonunda Senin hıfzın var. Bütün unutulmuşları en sonunda Sen anarsın. Bütün işlerin sonu Seninle hayra erişir. Kapından başka varacağımız yer yok.
Âhir Sanadır varışımız.
Sonunda Sanadır dönüşümüz.
Sende başlar sonsuzluğumuz.
***
Senin lûtfunla varlık evine konuk olduk.
Bugün var, yarın yokuz.
Varlığımızın başı Senin taltifin.
Varlığımızın sonu Senin takdirin.
Senden gayrı yalvaracağımız yok.
Ölüm vaktinde elimizi tut.
Sonumuzu sonsuzluk eyle.
Akıbetimizi hoş eyle.
Kabrimizi gülizâr eyle.
Ecel geldiğinde müjdeni söyle.
Gönlümüze fikrini sal.
Ruhumuzu zikrinle al.
Son anımızda vesveseye yol verme.
Son demde gönle yaramaz şeyler gösterme. Ömürden bir an kaldığında kutlu nazarına konuk eyle her birimizi.
Ahrete bir adım kaldığında cennetin yoluna al bizi.
Nefeslerden bir nefes kaldığında müjdeni fısılda ruhumuza.
Can kuşu kafesten kanatlandığında cennetin göklerinde ağırla bizi.
Son anda şeytanın aldatmasından uzak eyle hepimizi.
Son nefeste nefsimin aldatmalarından halâs eyle beni.
Nefes kesilirken genişlik ver ruhumuza. Sonumuzu sonsuzluk eyle lûtfunla. Sonumuzun sonrasında lûtfunu yoldaş eyle hepimize.
Nûr
"Allah, semâvât ve arzın Nûrudur."(Nur, 35)
Şendendir her çehrede parlayan nur.
Şendendir gözlere bakış veren sır.
Şendendir gönüllere aydınlık veren sürür.
Senin nûrunla gamzelenir yıldızların yüzleri. Senin nûrunla nurlanır ufuklar ve öteleri.
Senin nûrunla kamaşır ışıkların gözleri.
Senin nûrundan bir cilvedir yaz.
Senin nûrundan bir hecedir beyaz.
Senin nûruna penceredir her pervâz.
Senin nûrunu anlatınca yüzleri kızarır güneşlerin. Senin nazarın değince gözlerinin içi güler meleklerin.
Güneşi günümüze lamba;
ayı gecemize kandil eyleyen Şensin.
Senden biliriz göz aydınlığımızı.
Seninle nurlanır kalplerimiz.
Seninle aydınlanır akıllarımız.
Nuruna kandır bizi.
Nuruna daldır bizi.
Nurunu yağdır bize.
Afuvv
"Muhakkak Allah
Afuvv ve Cafûr."(Hacc, 60)
Sen ki affedicisin, Sen ki affetmeyi seversin; Senin affındır biz isyankârların umudu.
Sen ki gizli ve açık pişmanlıklarımıza âşinâsın, Sen ki dergâhına dönenlere nihayetsiz af- fınla kerem eylersin, Sen ki kusurlarımızı bilirsin, yapıp ettiklerimizden haberdarsın; Senin bağışlamanla aklanır yüzümüz. Senin affınla temizlenir kalplerimiz. Senin affınla silinir utancımız. Sen ki, günahlarımızdan pişmanlık duymamızdan hoşnut olursun, dönüp kapına gelen kullarına af kapılarını sonuna kadar açarsın, Sen ki isyanlarımıza rağmen hayat ve rızık bahşedersin bize, Sen ki inkârımıza rağmen af ve mağfiretinle beklersin pişman olmamızı, Sen ki gaflet ve unutkanlığımızı rahmetinin tebessümüyle seyredersin; Senin af- fındır sığındığımız, Senin affındır güvendiğimiz, Senin affındır ümidimiz. Senin rahmetinle temizlenir nefislerimizdeki zillet karanlıkları. Senin kereminle silinir kalplerimizdeki gaflet pasları.
***
Hatalıyız; itiraf ediyoruz.
Kusurluyuz, kabul ediyoruz.
İsyanımız çoktur; biliyoruz.
Çok unuttuk; utanıyoruz.
Unuttuğumuzu unuttuk; hep geç hatırlıyoruz.
Aldandık; affını umuyoruz.
Günahımızı bağışla.
İsyanımızı affeyle.
Rahmetinin dergâhına dönüyoruz.
Hatamızdan döndür bizi.
Unutkanlığımızın kuyusundan kurtar bizi.
Senin affın fazlındandır.
Senin gufranın lûtfundandır.
Bir tek Şensin bizi affedecek olan.
Senin kapın kapanır mı biz günahkârlara?
Pişmanlıklarımızı kime arzederiz yoksa?
Kime tövbe edebiliriz Senden başka?
Senin affının kucağına dökeriz göz yaşlarımızı.
Yüzümüzü kara çıkarma ey Afuvv.
Günahlarımızı bir Sen bilirsin.
Hatalarımızı bir Sen silersin.
Bağışlamanla sevindir bizi.
Gufranının gölgesinde ağırla bizi.
Razı olduklarından eyle bizi.
Ve Senden razı eyle hepimizi.
Âdil
"Ve semâya irtifa verdi ve mizanı vaz’ eyledi.
Mizandan taşmayasınız [diye].
Doğru tutasınız adaletle tartıyı da, aksatmayasınız mizanı [diye]." (Rahmân, 7-9)
Sen ki her şeye zarif oranlarla, hassas ölçülerle bedenler giydirirsin. Sen ki her şeye lâyık olduğu sureti verirsin. Sen ki her şeye ihtiyaç duyduğu yetenekleri bahşedersin. Sen ki her varlığa, varlığı ve hayatı için gerekli her duyguyu, her organı hikmetlice verirsin. Sen ki her canlıya hayatını sürdürecek en uygun, en güzel bedeni verirsin.
Sen ki yerinde ve haklıca yapılan bütün isteklere mutlaka cevap verirsin. Sen ki gerçek ihtiyaçları seslendiren her yakarışa karşılık verirsin. Sen ki zorda kalmışların imdadına, çaresiz kalmışların feryadına, sonsuz adaletinin gereğince yetişirsin.
Sen ki adalet ve hikmetinle her şeye hayat hakkı verirsin, yokluğa varlık hakkı tanırsın. Sen ki her varlığı, ona zarar verebileceklerin şerrinden ve saldırısından koruyansın. Sen ki mahşerde zerre kadar iyiliği, zerre kadar kötülüğü hiç şaşmadan tartarsın.
Sen ki zalimleri zulmüyle bırakmazsın; ebedî cehenneminde hakkını alırsın mazlumların. Sen ki mazlumları mazlumiyetiyle bırakmazsın; ebedî cennetinde sonsuz lûtuflara boğarsın hepsini.
Şensin zulme uğrayanların dayanağı.
Şensin mahzun kalplerin sığınağı.
Şensin mazlumun âhını işiten.
Şensin zalimin zulmünü bilen.
Senin adaletindir sığındığımız.
Senin mizanındır güvendiğimiz.
Senin hesabındır tesellimiz.
Nefsimize zulmetmekten alıkoy bizi.
Senin adaletine razı olanlardan eyle bizi.
Senin adaletinin korkusuyla terbiye et hepimizi.
Adaletinin korkusuyla yumuşat kalplerimizi.
Amellerimizin tartıldığı ’mizan’da güzel eyle aki- betimizi.
Mizanında ağırlığı olanlardan eyle bizi.
Kolaylaştır sorgu sualimizi.
Sana hesap verme inceliğiyle yaşat bizi.
Hükmüne razı eyle bizi.
Zulmetmekten ve zulme uğramaktan uzak eyle hepimizi.
Âlî
"O’nun kürsîsi semâvât ve arzı kuşatmıştır.
Onları korumak O’na ağır gelmez.
Alî O, Azîm O." (Bakara, 255)
Sen ki bütün sıfatlardan âlâsın,
Bütün güzel sıfatlar, bütün mükemmel vasıflar Senin lûtfundur.
Sen ki her türlü tasavvurun ötesindesin,
Hayaller erişemez, akıl sır ermez Senin sıfatlarına. Her şey Senin lûtfunla ulviyet kazanır,
Şensin biricik ulviyet sahibi.
Sen ki kudretinin icrasında pek yücesin,
Kudretini de ulvîyetle icra edersin.
Acz ve kusur Senin hakkında muhaldir.
Zulüm ve çirkinlik Senden nihayetsiz uzaktır.
Sen ki nihayetsiz ulviyetinle birlikte sonsuz yakınsın bize,
Senin yakınlığın ulviyetine engel değil,
Senin ulviyetin yakınlığına engel değildir.
Sen ki yücelik mertebelerinin en yücesindesin,
En yüce mertebemiz Sana kulluğumuzdur.
Sen ki mümkün bütün makamların üzerindesin,
En yüksek makamımız Sana secdemizdir.
★★★
Şensin yüceler yücesi,
Şensin biricik ulviyet sahibi,
Aczimize yüce kudretinle medet eyle.
Fakrımıza ulvî yakınlığınla imdat eyle.
Nihayetsiz ulviyetinle birlikte şah damarımızdan da yakınsın bize.
Sana yakınlıkla şereflendir bizi.
Sana kul olmakla yücelt bizi.
Sen ki bütün tasavvurların ötesindesin; bizi Senden başkasına tezellül ettirme.
Katında yüce makamlar ve kudsî mertebeler ihsan eyle.
Senin huzurunda küçüklüğümüz en büyük izzetimizdir.
Sana muhtaçlığımız ve fakrımız en büyük övüncümüzdür.
Sen ki her şey üzerinde görünen mükemmel sıfatların ve eşsiz güzelliklerin gerçek sahibisin; bize kusurumuzu öğret, eksiğimizi bilmekle güzelleştir bizi. Bize güzelliklerini görecek güzel bakışlar ver.
En güzel sıfatlarla, en yüce vasıflarla vasıflandır hepimizi.
Senin ilmin bütün ilimlerden yücedir; bilmediğini bilenlerden eyle bizi.
Senin kudretin her kuvvetten üstündür; aczini ve fakrını bilip kudret ve rahmetinin dergâhına koşanlardan eyle bizi.
Senin hükmün bütün hükümlerin üzerindedir; emirlerine râm eyle nefsimizi.
İlimle yükselt, hikmetle terfi eyle bizi.
Kudretine teslim olanlardan eyle bizi.
Hükmüne boyun eğenlerden eyle hepimizi.