Makale

Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov

Almâzbek Şabdanbekuulu

Cengiz Aytmatov’un yazmış olduğu hikâye, masal ve mitlerde anlatmak istedikleri çağımız insanının düşüncesini, etiğini, etkiler ve
felsefi düşünmeye iter.

XX. yüzyılın ilk çeyreğinde bütün Türk coğrafyası, derin fikir sancılarıyla kıvranıp dalgalandı. Batı Türklüğü, sömürgeleşme tehlikesine karşı koyabilmek için çırpınırken, Kafkaslar’dan Altaylar’dan, Sibirya’dan Pamirler’e kadar yayılan doğu Türk âlemi, sömürgecilikten kurtulma mücadelesi veriyordu. Bu sıkıntıların beyin çilesini, düşünce azabını yaşayan Türk aydınları, o dönemin şartlarında bile, birbirleri ile ilişkiler içinde oldular. İstanbul’dan Bişkek’e, Bişkek’ten Kazan’a, Kazan’dan Bosna-Hersek’e, Bosna- Hersek’ten Orınbor’a kadar kitaplar, dergiler, gazeteler, düşünceler, umutlar ve dilekler ulaşıyordu.
Doğu’da verilen mücadele, Türkiye’de aydınlar umut ve elemle takip etmişlerdir. 1930’lu yıllara gelindiğinde, artık Doğu Türk âlemiyle Batı Türklüğü arasında oluşan perde, kardeşleri sanki dünya ile ahiret gibi keskin bir ayrılığa mahkum etmişti.
Bu kopuş ve uzaklık 70 yıl sürdü.
Zaman zaman demir perdeden sızan bazı sesler de vardı. Bunlardan biri, Cengiz Aytmatov’un eserleriydi.
1960’lı yıllardan bu yana Aytmatov’un kitapları Türkiye’de yayınlandı. Onun hikâyeleri bize, Kırgız kardeşlerin kendi dillerini, törelerini, geleneklerini, millî varlıklarını nasıl diri tuttuğunun ince mesajları olarak yansıyordu. Acaba Cengiz Aytmatov, eserleriyle böyle bir etki yarattığını hiç düşünmüş müdür, bilmiyorum?
Cengiz Aytmatov, zamanımızda Türk dünyasının yetiştirdiği, bütün dünya dillerinde okunan en büyük yazarlarımızdandır. Dünya edebiyatının, doruğa tırmanmış olan sanat ve düşünce adamıdır.
Cengiz Aytmatov’un kabiliyetini, dünya edebiyatının ilerlemesine kendi hissesini katması hakkındaki düşünceleri sadece biz değil, pek çok yabancı yazar, eleştirmen ve bilim adamları da dile getirmektedir.
C. Aytmatov’un bir özelliği de, bir eseri yazarken çok yönlü veya çok boyutlu düşünebilme kabiliyetidir. Yazar eserlerinde zaman zaman Kırgız örf -âdetine inerek, halkın millî şuura sahip olduğunu göstermeye çalışır.
Aytmatov’un eserlerine bakılınca "Manas" gibi destanlardan beslendiği gözükür ve onun bir özelliği de, Batı ve Doğu medeniyetini uzlaştırabilmektir.
Gerçekten de, birçok yazar ve eleştirmenlerin ifadesine göre Aytmatov’un eserlerinde mitolojiye geniş bir yer verilmektedir. Burda Aytmatov’un mitolojiye özel bir ilgiyle yaklaştığı görülmektedir ve sadece mitlerle sınırlı kalmadan antik uygarlıklara inmeye çalışmaktadır. Günümüzde de yazarın mitoloji anlayışı üzerinde durulmaktadır. Cengiz Aytmatov’un yazmış olduğu hikâye, masal ve mitlerde anlatmak istedikleri çağımız insanının düşüncesini, etiğini, etkiler ve felsefî düşünmeye iter.
Abdurrahim Karakoç, yazar ve şairleri ikiye ayırmaktadır. Bunlardan birisi çöllerde yaşayarak etkilenen yazarlar ve İkincisi ise dağlarda yaşayarak ve onlardan etkilenen yazar ve şairlerdir. Aytmatov’un anlatmak istediği şahıslar zengin bir manevî dünyaya sahip ve medeniyetli olarak tanınır. Üstelik eserde, felsefî ve müsamahalı tipolojileri belirtmek, yazarın temel amaçlarından biridir.
Yazar, insanın doğaya olan düşünce dünyasını genişletmektedir. Hatta hayvanlar dünyası hakkında yazarken, doğanın etik değerlerini vurgulamaktadır. Hayatın gerçek yüzünü gösterirken veya şahısları tarif ederken, oldukça etkili bir anlatıma sahiptir. Örneğin: Cülsarat, Karanar, Taşçaynar ve Akbara’nın karakterinin yansıması, insanların ise Tanabay’ın, Ediğeyin, Boston’un karakter yapılarından geri kalmamaktadır. Yazarın eserlerinde, doğa; insanların yaşamını, ruhsal dünyasını kontrol altına alan etkene benzemektedir. Yani yazarın göz önünde, doğa güzel, hoş ve özgür kanunlarla yaşamaktadır. Bazen doğa sert tavırlarını gösterebilir yalnız eserlerin bitiminde gerçekleri ortaya çıkarmaktadır.
Yazarın felsefî veya psikolojik hedefi; insanoğlunun manevî dünya ve ufkunu açmak, insanı hurafelerden uzaklaştırarak gerçek değerlere dönmesini sağlamaktır.
Aytmatov, eserlerinde insanın temel sorunlarına cevap aramaktadır. Onun estetik anlayışının temelinde, gelecek nesillerin karşısında bir sorumluluk taşıması yer alır. Aytmatov’un eserlerinde dram ve üzüntü geniş bir yer kapsamaktadır. Üstelik üzüntülü olayları anlatırken, yazar devamlı iyimser olarak kalmaktadır.
Yazar; yeni başlamakta olan yazarlar için yeni konuları bularak onları yönlendirmekte, felsefî ve sosyal bakışları genişletmektedir.
Aytmatov’un yeteneklerinden biri de, hayatın problemlerini tespit ederek aktif ve etkili olan his ve düşünceleri uyandırmaktır.
Onun kullandığı söz ve cümlelerin sıradışı yapıya sahip olduğu tartışılmaz. Dünyadaki diğer büyük yazarlar gibi Aytmatov da tekrar oluşamayacak kadar güzel ve hoş bir dünya idealindedir.
Dehaların Gözüyle Cengiz Aytmatov: Yüksek dağların olması ve kendi yaşamıyla devam edeceğini Cengiz tespit etti. Senelerce devam eden Kırgız edebiyatının şan-şöhretini dünyaya öğreten Cengiz, bu günlerde bir kahraman sayılır. Böyle dağların varoluşu devam ederek, yüksekliğini de koruyacaktır. Bu dağların şan-şöhretini yükselten Cengiz gibilere, memnunuyetimiz sonsuzdur. (T. Sıdıkbekov)
Onu, kendi kendiyle barışabilen ve çok yetenekli birisi olarak tanıdım. Son derece mütevaziliği, sadeliği, yardımseverliği ve olduğu gibi gözükmesi hepimizi şaşırttı ve gönlümüzden bir yer kaptı. "Issık-köl" de gerçekleşen forumun güzel geçmesine önemli bir hissesi oldu. (A. King)
Jamila, günümüzde yaşayan insanları olaylarıyla heyecanlandıran, devrimizde yaşanmış olan sevgilerin en düşündürmeye sevkeden bir eserdir. (j- Darl)
Buna, yükseklerde olan şiirler de denebilir. Bu eser, o kadar pırıl ve derin anlamların sahip olduğu için, ifade ederken yanlış bir cümleyle izah edebilirim diye, içimde bir korku gelir. Heyecan verici ve düşünmeye sevk eden eseri anlayabilmek için, herkesin kendi başına eseri okumasını tavsiye ederim. (C. Frederick)
(jamila) jamila- Sevgi konusunda dünyanın en öndeki ve güzellikleriyle sıradışı bir eser- dir.(Loui Aragone)