Makale

Sessizlik Odası

Sessizlik Odası

Doç. Dr. Selçuk ÇIKLA
Erzincan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

Anlamak için dikkat gereklidir. Dikkat, sakin bir yaklaşımla, ağırbaşlı bir düşünüşle gerçekleşir. Yani anlamak için sessizlik, sessizlik anında da dikkat gerekir.

Hep koşuşturma, hep koşuşturma… Kendimize vakit ayıramıyoruz. Sabahtan akşama, evden işe, işten eve hedeflerimiz, rahatımız için koşturuyoruz. O hâlde, bir bakıma bütün yılı kendimize ayırmış sayılır mıyız? Bu koşuşturmaca içinde her gün az veya çok sessizlik odasına kapanıp durumumuzu sorgulamadığımız sürece eksiklerimizi nasıl tespit edebiliriz, yanlışlarımızı nasıl görebiliriz ki? Her güz hâlimizi tefekkür etmezsek iç sorgulamamız, benlik gelişimimiz, kafa ve kalp eğitimimiz, nefis muhasebemiz yerinde saymaz mı? O sebeple zaman zaman sessizlik odasına kapanmaktan başka çaremiz yok görünüyor. Bu kapanmalar mutlaka bazı kararlar almakla neticelenmelidir. Yalnız şunu da bilmek gerekir: Karar almak düşüncenin durmasıdır bir bakıma. Artık bir konuda karar aldığımızda onun üzerinde daha fazla düşünmeye vakit ayırmaz, sadece kararımızı uygulamaya geçeriz. Ne var ki uygulama sırasında birçok aksaklık yaşanabilir. O nedenle alınan bir kararı tekrar tekrar gözden geçirmek, gerekirse uygulama sürecinde yeni kararlar almak da ihmal edilmemelidir. Özellikle orta ve uzun vadeli hedeflerimizle ilgili aldığımız kararlar üzerinde düşünmeye devam etmeli ve ihtiyaç doğdukça yeni kararlar almaktan çekinmemelidir.
İnsanın gelişimine en çok katkı yapan eylemler okumak ve düşünmektir. Sağlıklı düşünceler ve seçici okumalar bizi daima yükseltecektir.
Sessizlik Odası’nda yaptığımız düşünce egzersizleri durağan ve sıradan hayat akışımızı olumlu anlamda hareketli ve sıra dışı yapabilir. Nasıl mı?
Bugüne kadar yazılan milyonlarca kitap sessiz ortamlarda kaleme alınmamış mıdır? Hikmet ehlinin akıl dolu sözleri kalbin ve beynin sükûn anlarında sessizlik odalarında söylenmiş ya da yazılmış değil midir? Milyarlarca yeni bilgi ve buluş; etraftaki gürültülere, günlük hayatın hırgürüne kapalı sessizlik laboratuvarlarında elde edilmemiş midir? İlginç buluşlar, güzel fikirler hayal evreninin sessizlik odalarında aniden ortaya çıkmamış mıdır?
Anlamak için dikkat gereklidir. Dikkat, sakin bir yaklaşımla, ağırbaşlı bir düşünüşle gerçekleşir. Yani anlamak için sessizlik, sessizlik anında da dikkat gerekir. Bu noktada Dücane Cündioğlu’nun Felsefenin Türkçesi adlı kitabındaki şu yaklaşımının ne kadar yerinde olduğunu göreceksiniz:
“İngilizcede anlamak ve durmak birbirine muhtaçtır. Mesela to stand (stood) durmak, kalmak, bâki kalmak, sebat etmek, daim olmak anlamına gelirken, to understand (understanding) anlamak, öğrenmek, bir şeyin manasını kavramak demektir.
Almancada da anlamak ile durmak birbirini gerektirir: Mesela stehen (gestanden) ‘durmak’ demek iken, ver-stehen tıpkı İngilizcede olduğu gibi ‘anlamak’ demektir.
Peki Arapçada farklı mı? ‘Dur-ma’nın bu dildeki karşılığını hatırlamak yeterli: vakafe (tevakkuf). Mesela ‘Arafat’ta vakfe yapmak’ orada durmak demektir. Türkçemizdeki vakıf sözcüğü de aynı köktendir. Öyle ya, hayra sarfedilmek üzre bir kenara konulan ya da başka bir ifadeyle hareketten alıkonulan mallar için vakıf malları demiyor muyuz? Anlamak bu sözcüğün neresinde demeyin de ilk heceyi biraz uzatarak söyleyin: (bir şeye) vâkıf olmak; yani onu derinden kavramak, bütünüyle anlamak.
Türkçeye gelince, biraz olsun dikkat ederseniz, durmadıkça bir hüküm veremediğimizi, asla bir yargıda bulunamadığımızı da anlarsınız... Hâsılı, bu yalan dünyada neler olup bittiğini anlamak için durmaya ihtiyacımız var. Çünkü durup düşünmeye ihtiyacımız var. ‘Ah bir durabilsek, durup bilsek, dursak ve bilsek’ deyip durmamalı da demeli ve hemen durmalı. Durup düşünmeli, düşünmek için durmalı!”
İşte görüyorsunuz; keşfetmek, üretmek, değişmek ve değiştirmek için sessizlik odasına kapanmak şart. Bu kapanmalarda ilk önce ve ömür boyu yapılması gereken en önemli eylem “iç sorgulama” olmalıdır:
Aklı ve kalbi geliştiren, yenileyen, tazeleyen bir iç sorgulama…
Eksiklerimizi tespit edip arınmaya ve ideal bir hayata doğru yönlendiren bir iç sorgulama…
İnsanın kendini kendine bildirecek bir iç sorgulama…
İnsana hakikatleri gösterecek bir iç sorgulama…