Makale

Kur'an Kursu ve Kadın

Prof. Dr. M. Şevki Aydın
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı

Kur’an Kursu
ve Kadın

Öğrenci profilinin değişmesi
Son yıllarda Kur’an kurslarında yeni bir olgu gözlenmektedir: Öğrencilerinin yaklaşık % 95’i kız ve kadınlardan oluşmaktadır. Bu durum, tarihinde, hatta sadece Kur’an kursu tarihinde değil, eğitim kurumlarımızın tarihinde hiç görülmemiş bir gerçekliktir. İlk defa böyle bir manzarayla karşılaşmaktayız.
Kimileri, bu tablonun oluşumunu, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim uygulamasına bağlamaktadır. Eğer gerçek ve biricik sebep bu olsaydı, sonuç, Kur’an kurslarındaki erkek öğrencilerin sayılarının azalmasından ibaret olurdu. Yahut, çocuk ve genç yaştaki erkek öğrenciler azalırken, yetişkin erkeklerle dolardı. Oysa öyle olmadı; erkek öğrenci sayıları hızla düşerken, kız ve kadınlarımız açısından yepyeni bir durum zuhur ediverdi. Sanıyorum, meseleyi böyle bir tek sebebe bağlamak, isabetli olamaz; bunun birden fazla sebebi olsa gerektir. Bu olgunun nedenlerini çok yönlü analiz etmek gerekmektedir.
Kur’an kurslarındaki bu yeni olgunun değerlendirilmesi bağlamında, ilginç görüş ve tutumlarla karşılaşmaktayız. Bu konuda da, hem Kur’an kursu taraftarı konumunda olanlardan, hem de karşıtlarından kimileri, bu olguyu olumsuz değerlendirebilmektedirler. Bir tarafta, bu kursların artık kadınlarla dolduğunu belirterek işlevlerini kaybettiklerine hükmedip üzülenler; öbür tarafta, bu kurumların bayanlarla doldurularak kızların okullarda okumalarına engel olunduğunu, beyinlerinin yıkandığını iddia ederek söz konusu tablodan rahatsız olanlar. Sayıca çok az olan bu farklı iki yaklaşımın sahipleri, mevcut Kur’an kursundan olumlu işlevler beklememe, faydalı olacağına ilişkin bir ümit taşımama konusunda buluşmaktadırlar. Dolayısıyla birbiriyle zıt iki noktada konuşlanmış gözüken bu iki yaklaşımın sahipleri, sonuçta aynı değerlendirmeyi yapmış oluyorlar.
Bu her iki yaklaşımın da gerçekçi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Gerçekte her ikisi de, şayet önyargılı ve karşıtlık refleksiyle meseleyi ele almaktan kaynaklanmıyorsa, en azından sosyolojik gerçekleri doğru okuyamamanın yol açtığı isabetsizlik olarak görülebilir. Aslında Kur’an kursu, kız ve kadınlarla dolmakla, asla bir yıkıma müncer olmadı, işlevini kaybetmedi. Bilakis, değişen şartların gereği olarak muhataplarında farklılaşma oldu. Bir başka deyişle, Kur’an kursu, değişen şartlar karşısında kendine yeni bir öğrenci kitlesini çekiverdi. Yeni öğrenci kitlesine sahip oluşu, bu kurumun işlevlerine yeni boyutlar kazandırdı. Bu kazanımın, onun işlevselliğini artırdığı, imkanlarına yenilerini kattığı rahatlıkla söylenebilir. Dolayısıyla, muhatap/öğrenci düzleminde oluşan söz konusu farklılaşma nedeniyle, öyle bu kurumdan ümit kesme, karamsarlığa düşme veya olumsuz işlevler üstlendiğini iddia etme, makul ve gerçekçi değildir.
Kur’an kursuna bayan eli
Kur’an kurslarında öğrenci profilinin değişmesi, öğreticilerin değişmesi sonucunu doğurdu. Artık erkek öğretici alınmamaya başlandı, mevcutlar da erkek öğrenci kaydolmadıkça bir bir başka görevlere nakledildiler. Son üç yılda, kurslarda görevlendirilen öğreticilerin tümü bayandır. Böylece Kur’an kurslarının genelde çehresi değişmiş oldu. Büyük illerimize atanan bayan müftü yardımcıları da genelde Kur’an kurslarından sorumlu kılındılar. Artık, kurslardaki öğretim, önemli boyutuyla bayanların inisiyatifine bırakılı- verdi. Bu değişim, dindarlığımızın güncelleştirilmesi bağlamında hatırı sayılır ölçekte yönlendirici faktör olabilir.
Kur’an kursundan kadın ve aile sorunlarının çözümüne katkı
Her şeyden önce bu yeni öğrenci ve öğretici profili ile Kur’an kursları, ülkemizdeki özelde kadın, genelde aile sorunlarının çözümüne son derece olumlu katkı sağlama fırsatını yakalamış; bunu çok iyi biçimde değerlendirme sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu sorumluluğunu etkin biçimde yerine getirdiği takdirde Kur’an kursu, Müslümanlar arasındaki kadın aleyhtarı söylemi, dayandığı yanlış din anlayışı desteğinden mahrum bırakmak gibi son derece hayatî bir rol oynamış olacaktır. Bu rol, kadın ve toplumsal hayat açısından olduğu kadar İslam açısından da hayatîdir. Kadın açısından hayatîdir, çünkü kadının canını acıtan tutum ve davranışlar, uygulamalar, en güçlü desteğini yitirecektir. Toplumsal hayat açısından hayatîdir; çünkü, kadın karşıtı anlayış ve uygulamaların neden olduğu toplumsal sorunların, zararların önünü alma yolunda çok önemli bir imkan elde edilecektir. İslam açısından hayatîdir; çünkü insanlık onuruyla, dolayısıyla Kur’an’ın ruhuyla asla bağdaşmayan birtakım olumsuz niteliklerin, ıslah edilemez eksikliklerin, suçların kadına atfedilmesine kaynak gösterilmekten, yanlış yorum ve uygulamalara alet edilmekten kurtarılabilecektir.
Yeni çehresiyle Kur’an kursu, Kur’an, Sünnet ve bu ikisini anlama, yorumlama ve uygulama hususundaki on beş asırlık geleneğin, günümüz kadınının bakış açısıyla yeniden okunmasına katkıda bulunabilir. Bu katkı, kadın sorunlarına içeriden bakış imkanı sağlayacaktır. Kadın sorunlarına içeriden bakış, kimi dışarıdan bakanların yanılgılarını tespitin yolunu açacaktır. Zira, onların örf, âdet ve geleneklerin, kültürün ürettiği değer yargılarını birtakım rivayetlerle meşrulaştırma, yanlış kadın algılarının arkasına dini yerleştirme çabaları daha iyi fark edilerek deşifre edilebilecektir. Bu ise, kadın karşıtı anlayış ve uygulamaların meşrulaştırılıp güçlenmesini sağlayan yanlış din anlayışını ortadan kaldırma çerçevesinde son derece elzemdir.
Kız çocuğuna, kadına karşı uygulanan ayrımcılığın en önemli ayağı, onların eğitimden mahrum bırakılmalarıdır. Özelde kadın, genelde aile bağlamında yüz yüze olduğumuz sorunların, kız çocuklarının eğitimden yoksun bırakılması, kadınımızın cahilliğe kurban edilmesi gerçeğiyle doğrudan alâkası bulunmaktadır. Onun için bu temel sorunla özellikle ve öncelikle mücadele etmek zorundayız. İşte, bu bağlamda arayıp da bulamadığımız bir fırsatı yakalamış durumdayız. Bugün Kur’an kursları, sorumluluğunun bilincinde olarak söz konusu sorunun çözümü hakkında olabildiğince verimli olmaya, çok önemli işlevler icra etmeğe çalışmaktadır.
Kur’an kurslarının bayan öğrenci kitlesi alabildiğine heterojendir; yüksek tahsillisinden okur yazarına, gencinden ihtiyarına, çok farklı yaş ve sosyo-kültürel ortamdan bayanlar bir aradadır.
Hayatında evinin dışına pek çıkmamış, ilişkileri sadece belli kişilerle sınırlanmış nice kadın, kurs sayesinde yeni bir çevreye açılma, farklı kişilerle etkileşim içine girme imkanına kavuşmaktadır. Niceleri, bu kurslarda sorunlarının çözümüne ilişkin birtakım bilgiler edinmekte; hiç olmazsa içini döküp rahatlama fırsatını elde etmektedir. Buralarda her bayan, hemcinslerinden yeni dostlar, arkadaşlar edinerek, hayatına yeni pencereler açmaktadır. Kısacası, Kur’an kursları, bayanların sosyalleşmesi açısından oldukça önemli işlevler ifa etmektedir.
Kurslara gelen bayanlar, tabir caizse, dünyaya yeniden gözlerini açmaktadırlar. Burada aldıkları eğitimle, ufukları açılmakta, hayata daha sağlıklı tutunma imkanına kavuşmaktadırlar. İslâm’ın insana hayat veren ilkelerini, değerlerini tanıyıp kavramak suretiyle tutum ve davranışları, hayatları değişmekte, güzelleşmekte ve bu değişim, tüm aileye yansımakta, ailenin hayat kalitesi yükselmektedir. Müftülüklere bizzat gelerek, eşinin
Kur’an kursuna gittikten sonra olumlu yönde değiştiğini, değişmekle kalmayıp bütün aile bireylerinin olumlu yönde davranış değişikliğine neden olduğunu; dolayısıyla ailece hayata yeniden gelmiş gibi kendilerini mutlu eden yeni bir döneme girdiklerini... söyleyen vatandaşlarımızın sayısı az değildir.
Kursa gelen eğitimsiz bayan, bilginin, eğitimin önemini kavramakta; dinin bunlara nasıl önem verdiğinin farkına varmaktadır. Bu farkındalık, o bayanın bir taraftan kendi bilgisizliğini gidermek için çabalamasına yol açarken, öbür taraftan bütün aile bireylerinin bilgiyle ilişkilerinin gelişmesi için çalışmasına neden olmaktadır. Özellikle de çocuklarının eğitimiyle ilgilenmesine, ne pahasına olursa olsun onları okutması gerektiğinin bilinciyle hareket etmesine yol açmaktadır. Bu eğitim bilinci, onun aracılığıyla aile bireylerinin kafasında da yerini alabilmektedir. Böylece, aile içinde toplu bir öğrenme, bilgilenme seferberliği başlayabilmektedir.
Bu aile içi eğitim seferberliği, özellikle çocukların eğitimi konusunda ebeveynlerin uyanmasına, bu mesele ile öncelikle ilgilenmelerine sebep olmaktadır. Bu arada kız erkek demeden bütün çocukları okutup eğitmenin, dinsel bir sorumluluk olduğu inancı/anlayışı, aileye hakim olabilmektedir. Çocukların eğitimine pek değer vermeyen anne baba, onları okutmak için can atar duruma gelebilmekte; kız çocuklarının eğitim görmesi gerekmediğini düşünenler, bu fikrin İslam diniyle, onun temel değerleriyle bağdaşmadığını, hatta onlara karşı gelmek olduğunu anlayıp ondan vazgeçmektedirler.
Bütün bunları kursa gelen bir bayanın, özellikle yaşlı bir bayanın sağlayamayacağını düşünenler olabilir; ama hemen belirtelim ki gerçek, onların düşündüğü gibi değildir. Onlar kadının, özellikle bizim toplumu- muzda her şeye rağmen aileyi etkileyici gücünden pek haberdar değildirler. Ülkemizde ilginç paradokslar yaşanmaktadır. Söz gelimi, genelde kadın cahil bırakılır, beynini ve yeteneklerini geliştirmesinin önü kesilir; ama çocukların eğitimi ona havale edilir; hatta aileye o yön verir. Ailece kimlerle ilişki içinde olunacağına, kimlere gidilip gelineceğine bile genelde kadın karar verir. Onun için kursta kafası ve kalbi aydınlanan bayan, eşinden başlayarak çoluk çocuğunu, gelinlerini vs. etkilemek suretiyle, onlarda şu veya bu ölçüde tutum ve davranış değişiklikleri sağlamaktadır.
Kur’an kursuna gelen kız öğrencilere gelince onlar, genelde ya temel eğitimi (ilk öğretimi), ya da lise veya dengi bir okulu bitirmiş olup artık hiçbir eğitim kurumunda oku(ya)mayacak, yahut asla okumama kararı al(ın)mış olanlardır. Kurs öğreticileri, bu kızlarımızla özellikle ilgilenerek onların bıraktıkları yerden örgün eğitim kurumlarında eğitimlerini sürdürmelerini sağlamak için çalışmaktadırlar. Okumama kararını bizzat kızımız vermişse onu ikna ederek; kızımız okumak istemesine rağmen aile engel oluyorsa anne babayı ikna etmek suretiyle, sözü edilen kızlarımızın eğitimlerine devam etmeleri sağlanmaktadır. Hiç olmazsa, açık öğretim kanalıyla bunu gerçekleştirmelerinin önü açılmaktadır.
Hafızlık yapanlar ise, özellikle İmam-Hatip Liseleri’ne ve Açıköğretim İlahiyat Önlisans Prog- ramı’na, İlahiyat Lisans Tamamlama Programı’na (İLİTAM) ve İlahiyat Fakültelerine yönlendirilmektedir. Böylece, öğrencilerin başka kulvarlara kayarak, bu emeğin boşa çıkması önlenmekte ve meslekî din eğitiminin kalite kazanmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Kısacası, bugün Kur’an kurslarımız, okullarda çocukların eğitimini teşvik etme konusunda çok önemli katkılar sağlamakta; genel bir eğitim seferberliğini gerçekleştiren önemli bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın ve kız çocuklarının eğitimine katkısı ise, alabildiğine fazladır; özellikle hiçbir kurumun etkili olamadığı noktalarda, başarılı olma özelliğiyle ortaya çıkmaktadır.
Kız çocuklarının ve kadınların cahil bırakılmalarına neden olan âdetler, töreler, kültür, arkalarına yanlış din anlayışlarını yerleştirerek daha da güçlenmiş durumdadırlar. Bugün Kur’an kursları, işte bu yanlış din anlayışlarını silip yerlerine sahih din anlayışını yerleştirerek kız çocuklarının, kadınların eğitiminin önündeki engelleri bir bir kaldırmaktadır. "Haydi Kızlar Okula!" kampanyasına hutbe, vaaz gibi cami içi ve konferans, sempozyum gibi cami dışı etkinlikleriyle çok önemli katkı sağlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, bu konuda en önemli katkıyı Kur’an kurslarıyla vermekledir, denilebilir.
Bütün bunlara rağmen, hâlâ Kur’an kurslarını, kız çocuklarının okullara gitmelerini, onların eğitimlerini engellemekle itham etmek, hangi akılla, hangi bilimsel anlayışla, hangi vicdanla, hangi insafla bağdaştırılabilir? Bütün bunlara rağmen, Kur’an kursları taraftarlığı adına bugün artık kadınlarla, özellikle de yaşlı kadınlarla dolduğu gerekçesine sığınılarak, bu kurumların işlevlerini kaybettiğini iddia etmek veya küçümsemek suretiyle insanımıza karamsarlık aşılamak, nasıl makul ve mazur görülebilir, nasıl hoşgörüyle karşılanabilir?
Kur’an kurslarındaki eğitim düzeyini, çağdaş eğitim bilimlerinin öngördüğü anlayış, yöntem ve tekniklerle yükseltme çalışmaları sürmektedir. Bu kurumlardaki eğitim kalitesi geliştirildikçe, başka hususlarda olduğu gibi, kadın sorunlarımızın çözümüne katkıları da giderek artacak, bu konuda elimiz güçlenecektir. Kadın sorunumuzu çözmeden, diğer bir çok temel sorunumuzu çözüme kavuşturmamız mümkün değildir. Bu konuda Kur’an kurslarından da yaralanmamızın kaçınılmaz olduğunu, artık bütün sorumluların iyi kavrayıp işbirliği yapmaları gerekmektedir.