Makale

Yaşlanan Dünya ve Türkiye

Yaşlanan dünya ve Türkiye
Dr. Kemal Aydın
Dünya Yaşlanma Konseyi (DUNYAK)
Yönetim Kurulu Başkanı/Gerontolog
Yaşlılığı kabullenmek hem erdem hem de olgunluktur

Yaşlılığı kabullenmek hem erdem hem de olgunluk anlamına gelir. Yaşlılar yaşlandıklarını kabul ettikleri ölçüde olgunlaşabilirler.

İnsanlığı büyüten sevgidir. Bizim dışımızdakileri sevebildiğimiz ölçüde insanlaşacağız ve büyüyeceğiz. Unutmamalıyız ki bizim dışımızdakilerden sevgiye en çok muhtaç olanlar yaşlılarımızdır. Tıpkı bizim bir zamanlar onların sevgisine muhtaç olduğumuz gibi. Yaşlılarımıza sevgimizi onların onuruna saygı duyarak gösterebiliriz. Onura saygı duymak sevgide ölçülü olmaktır. Bizler yaşlılara gösterdiğimiz sevgiyle genç kuşağa örnek olmayı başardığımız ölçüde yaşlandığımızda saygıyı hak edebileceğiz.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlılar toplumda giderek artan nüfuslarıyla gündemin ilk sıralarında yer almaktadır. Her yıl biraz daha yaşlandığımızı, dolayısıyla bu geçen süreçte olgunlaştığımızı, durulduğumuzu, kaybettiklerimizi ve kazandıklarımızı fark ediyoruz. Yaşlılarımız yaşanmışlıklarıyla geçmişimiz, örnek aldığımız tecrübeleriyle geleceğimiz. Onlara verdiğimiz değerle geleceğimizi yeniden kuracağız. 21. yüzyılın ortalarından itibaren yaşlı ve genç nüfusumuz eşitlenmiş olacaktır. Biz de nüfus yaşlanması gerçeği ile karşılaşacağız. Eğer bugünden yaşlanma mastır plan ve programlarımızı gerçekleştirmezsek çok hazırlıksız yakalanmış olacağız. Dolayısıyla yakın gelecekte yaşamımızda yaşlılar bugünkünden daha fazla yer alacaktır. Bunun bilincinde olarak toplumsal değerleri merkeze alan yaklaşımlarla yaşlılarımızı biricik değerlerimiz olarak görmeliyiz. Geçmişi olmayanın bugünü ve yarını olmayacağı düşüncesinden hareketle, yaşlılarımızın geleceğini planlamak en önemli stratejik hedeflerimiz arasında yer almalıdır.
Yaşlı dostu Türkiye

Nüfus yaşlanması 21. asrın en önemli demografik trendidir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta (yaşlı sayısı çoğalmakta) bunun sonucu olarak genç yaşlardaki insan sayısı azalırken, yaşlanan insan sayısı artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, eğlence endüstrisine ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir. Zengin ülkelerin nüfusu yaşlanmış ve daha da yaşlanmakta fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşlanma durumu ve hızı henüz öncelik arz edecek kadar önem verilmemiş bir konudur.

Türkiye’de yaşlılar ve yaşlı sağlığı

Nüfusun yaşlanması, bir nüfusun yaş yapısının değişerek, o nüfustaki çocukların ve gençlerin oranının azalmasına karşın yaşlı insanların (60 yaş üstü veya 65 yaş üstü) oranının göreceli olarak artmasıdır. İnsanların yaşlarının ilerlemesi ya da büyümeleri fizyolojik bir süreçtir. Biyolojik olarak kaçınılmaz olan bu sürecin sağlık, sosyal, kültürel ve ekonomik boyutları bulunmaktadır.

20. yüzyıl, dünya nüfusunun yaş yapısında meydana gelen değişim bakımından insanlık tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve yaşlı nüfus özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dikkat çekici oranlarda artmıştır. Yaşlı nüfusta görülen bu artış, dünyanın birçok bölgesindeki doğum hızlarında kayda değer düşüşlerin gözlemlenmesi, beslenme ve temel sağlık hizmetlerinde gerçekleşen gelişmeler sonucu ortalama yaşam süresinin artması ve bebek ve çocuk ölümlülüğünün kontrol edilebilir düzeylere gerilemesi ile gerçekleşmiştir.

Türkiye gelecekte potansiyel sorun olmaya aday konumda olan 65 yaş ve üzeri yaş grupları için programlar geliştirmek konumundadır.

2007’de % 6 olan yaşlı nüfusumuz 2030’da % 10.5’e 2050’de ise % 17.5’e yükselecektir. Önümüzdeki 30-40 sene içinde yaklaşık 17 milyon kişi olacak olan yaşlı nüfusun sosyal politikalar üzerinde kaçınılmaz bir biçimde önemli bir baskı oluşturması kaçınılmazdır. Bu sorun bizim değil insanlığın ortak sorunu olmaya başlamıştır. 21. yüzyıl yaşlılar yüzyılı olarak anılmaya başlanmıştır. Ülkemiz gelecekte potansiyel sorun olmaya aday konumda olan 65 yaş ve üzeri yaş grupları için programlar geliştirmektedir.

Türkiye’de yaşlı nüfusa yönelik sosyal refah hizmetleri:
• Yaşlanma ve yaşlılara yönelik çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının teşviki,
• Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları (3P) Modeli’nin geliştirilmesi,
• Birleşmiş Milletler Uluslar Arası Yaşlanma Eylem Planı’nın ve Ulusal Eylem Planının uygulanması,
• Dünya Sağlık Örgütü, herkes için sağlık ve sağlıklı kentler ve yaş dostu programlarının uygulanması,
• Kurumlararası işbirliği ve network oluşturulması,
• Koruyucu amaçlı sağlık tarama programları hazırlanması ve uygulanması,
• Hastalık ve ölümlere zemin hazırlayan çevresel ve sosyo-ekonomik faktörlerle mücadele edilmesi,
• Aktif ve sağlıklı yaşam tarzının benimsetilmesi ve sürdürülmesine ilişkin programlar geliştirilmesi,
• Temel sağlık, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerine adil olarak ulaşımlarının sağlanması,
• Kendilerine yeterli olabilmelere özendirilmesi,
• Evde bakım hizmetine ilişkin yasal düzenlemenin ivedilikle yaşama geçirilmesi,
• Evde yaşlı bakım hizmeti verecek resmi / gönüllü kişilere verilecek eğitimin standartlarının belirlenmesi, eğitilmesi, istihdam edilmesine ilişkin düzenlemelerin yapılması,
• Yeni geriatri merkez/birimlerinin kurulması, mevcut kapasitenin ve geriatrist sayısının artırılması,
• Uzun dönem bakım merkezlerinin kurulması,
• Son dönem bakımevlerinin kurulması
• Gündüz yaşlı bakımının geliştirilmesi,
• 3. Yaş üniversitesinin kurulması,
• Bakım sigortası uygulamasına geçilmesi,
• Temel sağlık ve bakım hizmetlerinden yararlanma esnasında mali, fiziksel, psikolojik, etik, ayrımcı ve yasal engellerle karşılaşmalarının önlenmesi,
• Yaşamlarını sürdürdükleri konutun içi ve dışında fiziki güvenlik sağlayıcı düzenlemeler yapılması,
• Sosyal yaşama katılımlarının sağlanması,
• Kendilerini çeşitli alanlarda geliştirme ve üretkenliklerini sürdürebilme ortamları sağlanması,
• Kuşaklar arası iletişimi arttırıcı projelerin yaşama geçirilmesi,
• Demokratik katılımcılıklarının yerel bazda desteklenmesi,
• Kent planlamasında yaşlılara uygun mekân ve alt yapı düzenlemelerine yer verilerek ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması,
• Emekliliğe hazırlık amaçlı programlar geliştirilmesi,
• Mevcut kurum bakımı hizmet kalitesinin yükseltilmesi,
• Yeni hizmet modellerinin sektörler arası işbirliği ile yaşama geçirilmesine yönelik eylemlere öncelik verilmesi tüm vatandaşların, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşların işbirliği ile gerçekleştirilmelidir.
Yerel yönetimlere öneriler:
• Bölge Yaşlanma Ajansı’nın kurulması,
• Yaşlanma Koordinasyon Merkezleri,
• Yaşlanma Eylem Planları,
• Yaşlanma stratejileri,
• Yaşlanma Mastır planları.
Yaşlanan Avrupa ve genç Türkiye

Viyana’da gerçekleştirilen Avrupa Konseyi 29. Dönem Aileden Sorumlu Bakanlar Konferansı açılışında konuşan Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, “Avrupa’nın sağlıklı ve istikrarlı bir geleceğe sahip olmasını istiyorsak, gençleri çocuk yapmaya ve sahip oldukları çocukları iyi birer yurttaş olarak yetiştirmeye teşvik etmeliyiz” diyerek, Avrupa toplumunun son yıllarda “doğurganlığını yitirmiş ve yaşlanmış bir toplum olmaya başladığına” ailenin yeniden güçlendirilmesi ve aile dostu politikaların geliştirilmesinin önemine değinerek tekrar ailenin korunmasına yönelmeyi işaret etti.
Avrupa’da yaşlanan müslümanlar

Avrupa’da göçmen yaşlıların sayıları hızla artmaktadır. Bu yaşlı grubun sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek üzere 2002 yılında Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı olarak Hollanda İslam Yaşlı Bakım ve Sağlık Vakfı (ISNOW) kurulmuştur. ISNOW Hollanda’da yaşlanan Müslümanların haritasının çıkartılması ve onlara yönelik sağlık, bakım ve sosyal hizmet politikaları geliştirmek için kurulmuştur. Dönmek veya kalmak, gurbette yaşlanmak konusunda yapılmış çalışmalara az rastlanmaktadır.
İstanbul küresel yaşlanma ve bakım deklarasyonu

Nüfus yaşlanması 21. asrın en önemli demografik trendidir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta (yaşlı sayısı çoğalmakta) ve fertilite oranı azalmaktadır. Bunun sonucu olarak genç yaşlardaki insan sayısı azalırken, yaşlanan insan sayısı artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, eğlence endüstrisine ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir. Zengin ülkelerin nüfusu yaşlanmış ve daha da yaşlanmakta fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşlanma durumu ve hızı henüz öncelik arz edecek kadar önem verilmemiş bir konudur.

02-08 Mayıs 2005 İstanbul, 1. Uluslararası Bakım Kongresi
Katılımcıları aşağıdaki konuları görüş birliği ile kabul etmişlerdir.

1. Yaşlanma, gelişim gündeminin en önemli parçasıdır. 2015 yılına kadar bütün dünyada yoksulluğun azaltılması isteniyorsa yaşlanma konusunun milenyum gelişme hedeflerine dahil edilmesi için çaba harcanmalıdır.
2. Yaşlı popülasyonun büyük çoğunluğu ailelerine, toplumlarına ve ekonomilerine kaynak oluşturmaktadır. Bütün ülkelerde bunların katkıları çok önemli olmakla beraber pek fark edilememektedir. Aslında yaşlılar bir yük olmaktan çok bulundukları ortama bir çok katkı sağlayan insanlardır.
3. Bazı incinebilir, özellikle de çok yaşlı, düşkün, yoksul, dul, özürlü ve yalnız olan yaşlıların kültür ve cinsiyete duyarlı sosyal güvenlik sistemleri tarafından korunma altına alınmaları gerekmektedir.
4. Sağlıklı yaşlanmayı hayat boyunca en güvenli biçimde sürdürmek ve garanti altına almak için yaşlı hayatında en iyi sigorta sağlıktır.
5. Sağlık ve sosyal hizmetler birlikte yürütülmelidir. Temel sağlık sektörü yaşlılara toplum merkezli hizmetleri sunacak ideal bir yaklaşım olarak görülmelidir.
6. Iç ve dış göç, yaşlıların kendi doğdukları yerlerden uzaklaşmalarına ve riske maruz kalmalarına yol açmaktadır.
7. Yaşlılıkla ilgili politikalar ayrımcı olmayan ve sosyal sisteme dahil edilerek etkin ve üretken yaşlanmayı sağlamalıdır; yaşlı kimselerin yalnızca ihtiyaçlarının değil haklarının da olduğu unutulmamalıdır.
8. Geleceğin tüm profesyonelleri (doktorlar, hemşireler, avukatlar, mimarlar, öğretmenler, ev ekonomistleri, fizyoterapistler, beden eğitimi çalıştırıcıları, sosyal hizmetler uzmanları vs.) yaşlılığın çok yönlülüğü ile etkin olarak uğraşmak için uygun eğitim almalıdır.
9. Nüfus yaşlanmasıyla birlikte uygun bakımın daha çok önem kazandığı hayatın son aşamalarında itibarlı, saygın, kaliteli yaşam ilkeleri unutulmaması gereken etik uygulamalardır.
10. Tüm toplumlarda aile, bakıma muhtaç yaşlı kimseleri destekleyen en önemli kaynaktır ve ailede bakımı sağlayanlar böyle bir temel rol oynamada desteklenmeli ve bu böyle kabul edilmelidir.
11. Hayatın hiçbir safhasında yaşlının hakları ayrıma tabii tutulmamalıdır.

Yüzyıllar boyu kültürler ve dinler arasındaki toleransı ve uygulamayı daha da geliştiren, doğu ile batı, zenginle yoksul, gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ile doğal ve tarihi köprü vazifesi gören ve yüzyıllar boyu bu değerlerle beslenen Türkiye nüfus yaşlanması konusunda küresel lider olarak merkez rol oynayacak ideal bir ülkedir.