Makale

Bir Siyah ki Önce Geceye Düştü

Bir Siyah ki Önce Geceye Düştü

Ayşe Nur Menekşe


Sessizce ve ümitle bekledik. Güneş geceye nöbetini devrederken yaşama dair ümitlerimiz hiç tükenmemişti. Gecenin içinden arşa ulaşan dualara eşlik ettik usulca…
Bir anne gibi, bir kardeş gibi, bir evlat gibi, bir eş gibi bekledik. Gözünüzün karasına kavuşmak, kışı bahar etmekti. Elinizi yeniden tutabilmek çocuklarınız için tek teselliydi. Kömür karası olmuş elleriniz bir kere daha başlarını okşasın diye bekledik.
Bir teselli sunmak düştü payımıza… Beklemek yorulmaktı aslında… Beklemek yılların yorgunluğunu unutmaya çalışmaktı.
Bir hayat bin ümitmiş… Bir hayatın içinde ne çok sırlar gizliymiş… Bir hayat hastalara derman, çaresizlere çare, evsizlere ev demekmiş. Yeni doğmuş bebeklere bir hayat nefesmiş… Yeni evlenene bir hayat can yoldaşı demekmiş.
Bekledik sabah olsun diye… Güneş günümüzü her zamankinden daha çok aydınlatsın diye bekledik. Bekledik günlerce… Zaman içinden en güzel haberleri çıkarsın diye bekledik. Zaman yorgun düştü bu bekleyişten… Mekâna sığmadı acının büyüklüğü…
Acı en çok demlediğimizdir şimdi yüreğimizde… Şehitlerine ağlar Soma… Şehitlerine yanar Türkiye…
Masumiyet elbisesini giyen en güzel candı onlar… Siyahı bize sevdirendi onlar… Unuttuğumuz yanlarımıza dokunup bize bizi hatırlatandı onlar… Acizliğimize yanarken, bencilliğimizde kendimizi kandırırken, insanlığı en başından bize öğretendi onlar…
Bembeyaz hayalleri vardı onların… Kömür karası elleriyle hayallerine koştular. Hayallerine alın terini katık yaptılar. Bir hayal bin ölümdü. Her gün madenden bir avuç kömürle umutlarını çıkardılar. Biz onların hayallerine yetişemeyecek kadar yalnızdık.
Omuz omuza vermenizi, başkalarını ötekileştirmeyişinizi, ruhunuzdaki asaleti sevdik. Ölüm sokulurken yanı başınıza yağız bir delikanlı gibi dik duruşunuzu sevdik. Metanetinizi, ölümü şehadet muştusuyla karşılayışınızı anlattık sevdiklerimize… Siyah bir çamurda aldığınız abdest ile tertemiz oluşunuza imrendik. Sizin yüreğinize bakıp kendi vicdanlarımızın kararan yanına ağladık en çok… Bir avuç kömür için bin ömür verenlerin, bir can daha kurtulsun diye canlarını hiçe saymalarına özendik. Dostluğu öğrendik bir daha… Dost olmak, uğruna hayatını ortaya koymaktır. Dost olmak tercih etmektir yeni başlangıçları… Biten bir hayatın bitmeyecek bir bahara çiçek açtığına şahit olmaktır dost olmak…
Sinsi oyunlarla meşgul olanlar bunu anlayamazlar.Sizin nelerden feragat ettiğinizi göremeyecek kadar kör olanlar gökkuşağının renklerinin farkına varamazlar.
Sabırla ve ümitle bekledik… Tüm bekleyenler gibi…
Bir kömür madeninde ışığı görmeye çalışmak, rahat bir nefes almak, çocuğuna yeniden sarılmak… Eşinin istediği o elbiseyi alabilmek için kör kuyulardan hayatın ta kendisini çıkarmak… Bir avuç kuruyemiş isteyen çocuğuna verecek cevap bulamamak… Içinin yangınlarını söndürmek için yangın yerine koşmak yeniden… Çaresizliğin tükenmek olduğunu anlamak bir daha…
Sonra sığınmak Yaradan’a… Tevekkül içinde dua dua açmak elleri… Şehadet getirip bir iki nefes daha almak maden ocağında… Duaya durmuş ellerinizle kavuşmak sonsuzluğa… Geride bir ceket, bir çift çizme, birkaç eşya, azıcık para bırakarak sonsuz rahmete kavuşmak…
Bekledik bir sonraki buluşmayı... “Babam ne zaman gelecek anne?” diyen çocukların sessiz hıçkırıkları düğümlendi en çok boğazımıza… Çocuklara ölüm nasıl anlatılırdı? “Baban bundan sonra sadece rüyalarında gelecek yanına” dendiğinde o küçücük yürek kanacak mıydı? Babasına, ağabeyine sarılamayacaktı. Yolunu gözlediği canı cebine doldurduğu şekerleri ona uzatamayacaktı. Doğmamış kardeşine babasını nasıl anlatacaktı? Annesine nasıl teselli olacaktı? Hayatın omuzlarına yüklediği bu yükü küçücük omuzlarıyla nasıl kaldıracaktı? Babasının ölümüyle bir anda nasıl büyüdüğünü anlayamayacaktı. Büyümek o küçük bedenleri en çok yorandı.
Bir ateş ki, önce maden ocağına düştü sonra yüreklere…
Bir siyah ki, önce geceye düştü sonra günümüze…
Bir ah ki, annelerin, eşlerin, çocukların ve Tür-kiye’nin dilinde…
Sizler hayata veda ederken biz yıkılan yanlarımızı tamir edemeyecek kadar aciz olduğumuzu hatırladık. Merhameti unuttuğumuzu hatırladık bir daha... Bizi biz yapan değerlerimiz ölmüştü sizin ölümünüzle… Kanayan bir yarayı sarmak yerine kanatmanın erdem olduğunu sananların acizliğini gördük.
Sizin ölümünüz insanlığın ölümüydü aslında…
Aydınlık yürekler gördük. Devletin malını kutsal sayan güzel insanları tanıdık acının orta yerinde… Türkiye’ye insanlığın ölmediğini haykırdı Salih’ler, Ali’ler, Hasan’lar…
Maden Ocağı’nın başında sevdiklerini bekleyenlerin acısı Türkiye’nin ve dünyanın yüreğini dağlamışken acıdan vazife çıkaranları gördük. Ölümü umursamayanları... Ocağına ateş düşmediği için yanmayanları gördük.
Oysa zaman birlik zamanıydı. Dirlik zamanıydı bu zaman…
Acıların üstüne örtmek için el ele vermek gerekti. Üşüyen bir eli sıkıca tutmak gerekti. Bir yetimin gözünden akan yaşı silmek gerekti her şeyden önce…
Soma, yüreklerin sancısı…
Soma, hesapların en ağırı…
Soma, vicdanlara çalınmış kömür karası…
Bir ahdi tutma zamanıydı… Soma’da şehitlerin emanetine sahip çıkma zamanıydı bu zaman... İnsanların ölümün kucağına tek tek düştüğü bu yerde acıdan yürekleri dağlanmış aileleri kollarından tutup yerden kaldırma zamanıydı bu zaman…
Hataları telafi etmek zamanı… Daralan kalpleri genişletmek, yarınların öz geçmişini yazmak için yürek yüreğe verme zamanı bu zaman…
Soma’da acının kandilleri yanmıştır çoktan. Bir ölümle bin ümidi paylaşanlardan olmak için… Siyaha çalan hayalleri beyaza boyamak için… Yetimleri sevgisiz büyütmemek için… Şehitlerin yarınlarına sahip çıkmak için haydi Türkiye… Zaman Soma’da ahde vefa zamanıdır.
Soma’nın gerçek sahipleri…
Soma’nın incileri…
Soma’nın en aydınlık yüzleri…
Sessiz gidişinizi telaşlı eylemlere dönüştürenler olsa da ölümünüzle insanlığı yeniden öğrettiniz. Omuz omuza verdiğiniz yol arkadaşlarınızla çıktığınız ebediyet yolculuğunda biz karanlıkta kalanlardık. Siz hiç batmayacak güneşe uğurlandınız.
Yüreklerde yaktığınız o kandil hiç sönmeyecek. Emanetiniz bu milletin emanetidir. Yarınlarınız geleceğimizdir.
Rabbim sizlere rahmetiyle muamele etsin. Mekânınız cennet olsun...