Makale

Allah Razı Olsun Kur'an Kursunu Açanlardan


Fatime Geçici
Din Hizmetleri Uzmanı
Malatya

Allah Razı Olsun
Kur’an Kursunu
Açanlardan

Taşrada en ücra ilçelerin birinde, virajlı ve uzun yolları dolayısıyla kimsenin gidemediği bir ilçe ve o ilçenin bir o kadar uzak bir dağ köyü... "ben oralıyım” derken güzel bir tebessüm beliriyor kadının yüzünde. Yanında da eşi.
- Hocam! Diyor. Bizim hayatımız değişti.
Meraklı bakışlarla dinliyorum. Kadın;
- Yıllar önce köyümüze Kuran kursu açıldığını duyunca sevindik, Kuran okumayı öğreneceğiz diye. Hoca hanım bize çok güzel Kuran öğretti. Ders gördük yani. Biz ders nedir bilmezdik ne güzel şeymiş bir şeyler öğrenmek Benim okumam yazmam yok, hiç okul görmedim, bu sayede ben okul görmüş oldum. Kocası araya giriyor:
- Vallahi hocam bizim hanım kursa başlayalı iyi, güzel, faydalı bilgiler öğrendi.
Ben "nasıl yani" derken, kadın anlatmaya devam ediyor
- Hocamız her gün ders sonunda bize dinimizi anlatırdı, biz de zevkle dinlerdik Artık iyice birbirimize ısınınca ailevî problemlerimizi de anlatmaya başladık. O konuda da yardımcı olmaya çalışırdı. Sabırla dinlerdi ve hep iyiliği telkin ederdi. Bir müddet sonra hepimize ev ödevi vermeye başladı. Benim okuma yazmamın olmadığını bildiği halde bana okumam için kitap verdi.
"Eşinle beraber oku, sonra sınıfa anlatırsın" dedi.
Eşim ilk zamanlar kabul etmedi, çocuklanma okuttum. Daha sonra Allah da yardım etti, ödevlerime onunla beraber çalıştım. Ne güzel kitaplarmış! Okumak ne güzelmiş! Bir müddet sonra okumayı da öğrendim. Biz bütün aile artık hep kitap okuyoruz. Eşimle aramızdaki olumsuz ilişkiler nispeten düzeldi.
"Evet hocam” diyor adam:
- Kitaplara dalınca benimle uğraşacak zamanı kalmıyor.
Hep birlikte gülüşüyoruz. Kadının son cümlesi, bu hizmetin manevi boyutunu anlatmak için manidar
- Allah razı olsun bu Kur’an kursunu icat edenden!
Vaaz için gittiğimiz yine bir dağ köyü. Kendimce çok hazırlanma gereği duymuyorum. Sonuçta bir köy diyorum kendime ne söylesek ilk defa duymuşlardır. Camiye girince büyük bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. Namaz kılarcasına düzgün saflar hâlinde oturmuş, ellerinde kalem, dizlerinde not defterleriyle çoğu genç olan bir bayan cemaatle karşılaşmak ilk anda bizi şaşkınlığa uğratıyor. Vaaza başlıyoruz. Sessizce, duyamamaktan endişe ederek âdeta nefes al-madan bizi dinleyip not almaya başlıyorlar. Vaazın ortasında biri başını kaldırıp oldukça kaliteli bir soru soruyor. Soruyu biraz düşünmem lâzım. Biraz sonra cevaplayacağımı söyleyerek bu kadar bilgiye nasıl ulaştıklarını soruyorum. Biri heyecanla anlatıyor
- Hocam birkaç sene öncesine kadar biz Peygamberimiz ’in adını bile bilmiyorduk. Allah razı olsun müftüden, buraya bir Kuran kursu açtı. Hocamız bize her şeyi öğretti. Kurs ilçeye uzak olduğu için hocamız evini de buraya getirdi. Genç kızlar olarak biz artık onun etrafında dolaşıyor, ondan bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Namaz kılmak abdest almak, birbirimize iyi davranmak... bunların hepsini bize o öğretti. Her gün dua ediyoruz tayini çıkıp gitmesin diye.
Yine bir ilçeden dönerken minibüste bir kadın oturuyor yanıma. Bir müddet sohbet ediyoruz. Çantamı karıştırırken Kur’an-ı Kerim’i görüyor.
- Ben Kuran okumayı biliyorum diyor gururla. Çok güzel diyorum. Nerede öğrendiniz diye sorunca yine güzel bir hikâye çıkıyor karşıma.
- Eskiden biz zannederdik ki, sadece erkekler Kuran okuyabiliyor. Çünkü bizim köyde sadece imam Kuran okurdu. Bir ölümüz olduğunda imamı çağırırdık, o da erkeklerin arasında okur, biz de duyabildiğimiz kadar dinlerdik Birkaç sene önce köye bir Kuran kursu açıldı. Çok iyi bir bayan hoca verdiler. Önce çok bilinçli gitmedik ama sonra Kuran okumayı ve hocamızın öğrettiği şeyleri görünce köydeki bütün kadınlar her gün kursa gider olduk Bizim için günler çok eğlenceli olmaya başladı. Duyduklarımızı eve gelince eşlerimize anlatmaya başladık.
"Şimdiki gençler bizden çok şanslılar bacım” diyor hayıflanarak Ben yeni evliyken abdest almasını bilmiyordum. Eşime sorardım o da tam bilmiyordu. Utana sıkıla imama sorardı. Ben abdesti bizim imamdan böyle öğrenmiştim. Şimdi kimseye bilmediklerimizi sormaya gerek kalmadı. Allah’a şükür bayan bir hocamız var ve ona sorup öğreniyoruz. Bunun bizim için nasıl bir nimet olduğunu bilemezsiniz.
Gezin Anadolu’yu, nerede olursanız olun, Kuran kursunun olduğu bir yerde yüreklerin hep aynı duaya kanatlandığını görürsünüz.
Allah razı olsun Kur’an kursunu açanlardan, buna vesile olanlardan!