Makaleler
-
- 01.08.1995
- Din İşleri Yüksek Kurulu
- 118
- Makale ID: 24212
-
"Ehl-i Beyt Muhiblerine Kelâm-ı Kadim KUR’AN-I HAKİM VE ÖZ TÜRKÇE MEALİ" adlı eser hakkında
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU KARARI
Kur’an-ı Kerim’in aslı, yeni harflerle okunuşu, Türkçe meali, önsöz ve bazı ayetlerin mealine düşülmüş dipnotlardan ibaret olan söz konusu eser, Başkanlığımız Din İşleri Yüksek Kurulu’nca incelenmiş
-
- 01.08.1995
- Mehmet Nuri YILMAZ
- 92
- Makale ID: 22260
-
BAŞYAZI
MEHMET NURİ YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı
ZAFERLERİMİZİN SIRRI
Mü ’min için hayat; imân ve cihâddır. İman; Resül-i Ekrem (S.A.S.) "m Cenâb-ı Hakk ’tan vahiy yoluyla getirdiği her şeye seksiz, şüphesiz ve tereddütsüz inanmaktır. Cıhâd ise; yüceliğine inanılan bu esasların insanlar arasında
-
- 01.08.1995
- Gaffar TETİK
- 100
- Makale ID: 22261
-
RÖPORTAJ:
GAFFAR TETİK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ağustos ayı yaklaşırken, kahraman bir millet olmanın şerefini, onurunu yaşamak en tabii hakkımızdır.
Tarihte kazandığımız parlak zaferlerin tekerrür ettiği Ağustos ayı, Türk tarihinin yönünü değiştirecek iki büyük zaferin hatırasıyla, zamanın sonsuz
-
- 01.08.1995
- Şükrü ÖZBUĞDAY
- 96
- Makale ID: 22262
-
Ağustos Ayı’nın Türk Tarihindeki Yeri
ŞÜKRÜÖZBUĞDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Tarihi şeref ve şanla, kahramanlık ve zaferlerle dolu necip milletimizin anılmaya ve kutlanmaya değer sayısız gün ve aylarının yanında bir ay vardır ki, bu, kahramanlıkların destanlaştığı, bizi biz yapan, bizi tarih yapan
-
- 01.08.1995
- Seyfettin YAZICI
- 104
- Makale ID: 22263
-
BU GÜNLERE NASIL GELİNDİ?
SEYFETTİN YAZICI / Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Kurtuluş savaşı; milletimizin genç- ihtiyar, kadın-erkek düşmanlara karşı yürüttüğü bir ölüm- kalım mücadelesidir. Bu savaş, daima hür ve bağımsız olarak yaşamış, tarihi şan ve şerefle dolu olan Türk milletinin asla esir edilemeyeceğini bir kere
-
- 01.08.1995
- Abdullah CEYHAN
- 79
- Makale ID: 22264
-
Zaferler Kolay Kazanılmaz
ABDULLAH CEYHAN
Dini Yayınlar Dairesi Başkanı
Hayat zor, yaşayabilmek için mücadele şarttır. Mücadeleyi zaferle perçinlemek ise, yaşama azmi, kişiye güven verir. Yaşama azmini yitirenler, peşinen başarısızlığı kabullenmiş demektir. Kötü olan, tasvif edilmeyen de budur. Çaba ve gayretler neticesinde
-
- 01.08.1995
- Doç.Dr.Ali SARIKOYUNCU
- 96
- Makale ID: 22265
-
Malazgirt’ten Dumlupınar’a
TÜRK-AVRUPA MÜCADELESİ
DOÇ. DR. ALİ SARIKOYUNCU
Disiplin ve Değerlendirme Şubesi Müdürü
26 Ağustos 1071’ de Türk Milleti, "Ya muzaffer olur gayeye ulaşırım; ya şehit olur Cennet’e giderim" diyen Alparslan’ın yönetiminde Malazgirt’te kendisine yeni bir anayurdun kapısını
-
- 01.08.1995
- Himmet METİN
- 1583
- Makale ID: 22266
-
ULVİ DEĞERLERİMİZDEN Vatan Sevgisi/ Askerlik / Şehitlik
HİMMET METİN
Kiraz Müftüsü
Yeryüzünde yaşayan her canlının, huzur ve emniyet içinde yaşayabilmesi için kendine göre bir barınak, bir yuva edindiği hepimizin malumudur.
İnsanların yuvası fert olarak ev, millet olarak da vatandır. Huzur ve emniyet bakımından
-
- 01.08.1995
- Hithat BUĞUŞ
- 78
- Makale ID: 22267
-
30 AĞUSTOS VE MANEVİ KAYNAĞI
MİTHAT BUĞUŞ
Ağustos ayı zaferlerin dalga dalga destanlaştığı, milletlerin ve devletlerin hafızalarına ebediyyen silinmez bir mührün vurulduğu, şanlı zaferler ayıdır. Zaferlerle dolu bu ay Türklüğe ve İslâm’a gönül birliğiyle hizmet eden asil Türk Milleti’nin şahlanışıdır. Anadolu’ya
-
- 01.08.1995
- Mustafa TURAN
- 92
- Makale ID: 22268
-
2000’li Yıllara Girerken
Mustafa Turan
Tarih Öğretmeni
Bu günü anlamak, istikbâl için hazırlık yapabilmek, ancak sağlam ve doğru bir tarih bilgisi ile mümkündür. Mazisini bilen, ondan gerekli ibretleri alan milletler istikbâle emin adımlarla ilerlerler. Çünkü medeni milletlerden hiçbiri tarihten uzak
-
- 01.08.1995
- Lütfi ŞENTÜRK
- 111
- Makale ID: 22269
-
MEVLİD KANDİLİ
LÜTFİ ŞENTÜRK / Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Kamerî aylardan Rebiul-evvel’ln 12 nci gecesi, İslâm dünyasında "Mevlid Kandili" olarak kutlanır. Mevlid, Peygamberimizin doğumu demektir.
Bu yıl, bu kutlu gece 8/9 Ağustos 1995 gecesine rastlamaktadır.
Bu doğumla insanlık için yeni ve aydınlık bir
-
- 01.08.1995
- Halit GÜLER
- 91
- Makale ID: 22270
-
BALKANLARDAN
İZLENİMLER
HALİT GÜLER / Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
-5-
Rahat bir yolculuk yaparak Filibe’ye vardık.
Çok şükür şimdiye kadar yaptığımız yolculukların tamamı kolay ve rahat geçti. Bir Osmanlı şehrinden diğer bir Osmanlı şehrine, bir soydaş topluluğundan diğer bir soydaş topluluğuna
-
- 01.08.1995
- Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu
- 261
- Makale ID: 22271
-
KÜTAHYA YEŞİL CAMİİ VE
TEZYİNATINDAN ANLAMLI BİR BÖLÜM
PROF. DR. ABDULKERİM ABDULKADİROĞLU
Gazi Ü. Eğt. Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Bşk.
Kütahya İlimiz’ in merkezinde kâin, nevi şahsına münhasır tezyinatı ile dikkatleri çeken şirin ve güzel bir cami vardır ki adı bugünkü kayıtlarda
-
- 01.08.1995
- Yrd. Doç. Dr. Habil Şentürk
- 114
- Makale ID: 22272
-
Din Eğitimi Üzerine
YRD. DOÇ. DR.
HABİL ŞENTÜRK
Süleyman Demirel Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Görevlisi
Din bir inanç sistemi, bir yaşama tarzıdır. Kişinin inandığı Yüce yaratıcının iradesine tabi olarak hayatına şekil vermesi, O’nun emir ve yasakları çerçevesinde hayatını düzenlemesidir. Din duygusu ise,
-
- 01.08.1995
- Doç. Dr. Abdurrahman Çetin
- 773
- Makale ID: 22273
-
EN MÜKEMMEL ÖĞRETMEN
PEYGAMBERİMİZİN EĞİTİM METODU
DOÇ. DR.
ABDURRAHMAN ÇETİN
Uludağ Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Peygamberimiz (S.A.S.), bir hadislerinde: "Ben muallim/öğretmen olarak gönderildim." Buyurmuştur (l). Gerçekten O’nun hayatı, bütünüyle tâlim ve terbiye ile, yani eğitim ve
-
- 01.07.1995
- Şerafettin ÖZDEMİR
- 126
- Makale ID: 22224
-
SEVGİYİ YAKALAMAK
ŞERAFEDDİN ÖZDEMİR
Nefretin, kinin, husûmetin, sevgisizliğin cirit attığı, boy boy yükseldiği bir ortamda yaşıyoruz. Temeli vahye dayalı Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerine mensub bulunan fert ve toplumlar hoşgörüsüzlüğün, sevgisizliğin girdabında boğulurken, esasında ilâhî düşünce bulunmayan Hinduizm,
-
- 01.07.1995
- Mustafa ATEŞ
- 122
- Makale ID: 22259
-
HAYDAR HATİPOĞLU HOCAMIZIN ARDINDAN...
MUSTAFA ATEŞ
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Rahmetli Haydar HATİPOĞLU, soyadından da anlaşılacağı gibi, bilgin bir aile silsilesinin halkalarından biriydi. 8u silsilenin -son halkasıydı-diyemiyeceğiz. Çünkü (Seydâ) HATİPOĞLU Hoca, çocuklarına da şerefle temsil ettiği mesleğin izzet
-
- 01.07.1995
- Mehmet Nuri YILMAZ
- 323
- Makale ID: 16552
-
BAŞYAZI
MEHMET NURI YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı
HURAFE VE BATIL İNANÇLAR
Bilindiği gibi; Din’in aslında bulunmayan, bir takım yollarla sonradan dine sokulan ve dinî inançmış gibi telakki olunan söz, fiil ve davranışların tümü bid’at ve hurafe kapsamına girmektedir.
O inler tarihi incelendiği zaman
-
- 01.07.1995
- Gaffar TETİK
- 390
- Makale ID: 16553
-
2000’ e 5 kala
Pişmiş tavuğun başına gelmedi horozların başına
gelenler...
Gaffar Tetik
Süreli Yayınlar Şubesi Müdürü
Hiç unutmam, daha 7-8 yaşlarında küçük bir çocukken, büyüklerimizin "Hıdrellez" dedikleri bir geceyi ve gündüzü yaşardık. Akşamları, yemyeşil orman içindeki şipşirin
-
- 01.07.1995
- Halit GÜLER
- 102
- Makale ID: 16554
-
Çağdaş Hurafeler
Halit Güler
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
Hurafeler, dini gerçeklere uymayan, aslı esası olmayan söz ve rivayetlerdir.
Hurafeler; aslında dinde olmayan, sonradan kurnazca dine karışmış veya karıştırılmış boş inançlarla, faydasız işlerle, neticesiz uğraşlarla zihinleri karıştırma ve dini
-
- 01.07.1995
- Din İşleri Yüksek Kurulu
- 79
- Makale ID: 16581
-
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU FETVALARINDAN
ÖLÜ KURBANI
Vasiyeti yoksa, ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez. Ancak bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlanmak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da
-
- 01.07.1995
- Celâl Yıldırım
- 836
- Makale ID: 16582
-
İslâm’a Sokulan Bid’atler
Celâl Yıldırım
Emekli İzmir Müftüsü
Bid’at, sözlükte: Aslında mevcut olmayıp sonradan ortaya çıkarılan şey demektir. Diğer bir anlatımla, sistemin aslında olmayıp sonradan ortaya çıkarılarak sisteme mal edilen bir takım uygulama, kural ve benzeri şeydir de denilebilir.
Dinî terim
-
- 01.07.1995
- Yrd. Doç.Dr. Osman CİLACI
- 1064
- Makale ID: 16583
-
HURAFELER VE BATIL İNANÇLAR
Yrd. Doç. Dr. Osman Cilacı
Süleyman Demirel Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Lügatte hurafe "inanılmaz, uydurma, yalan hikâye ve rivayet1’, bâtıl ise; "Boş, beyhude, yalan, çürük"(1) anlamlarına gelir. Bir diğer açıdan bâtıl, ’Temelsiz ve devamsız olmak” anlamındaki "butlân" kökünden
-
- 01.07.1995
- Şükrü ÖZBUĞDAY
- 193
- Makale ID: 16584
-
Hurafelerin Topluma Zararı
ŞÜKRÜ
ÖZBUĞDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Sözlükte bir şeye başlamak, yeni bir şeyi ilk defa ortaya atmak, ibda’etmek ve inşa etmek, daha önce benzeri olmayan bir şeyi icâd etmek... gibi manalara gelen bid’at kelimesi, literatürümüzde sıkça geçen ve genellikle İslamiyet’in kemale
-
- 01.07.1995
- Yaşar DERİN
- 2689
- Makale ID: 16585
-
Dünden Bugüne
HURAFELER
YAŞAR DERİN / Başkanlık Müfettişi
İslâm’ın en fazla mücadele ettiği konulardan biri, şüphesiz batıl inanç, hurafeler ve bıdatlardır. Bunun için, halkımızı "din" konusunda aydınlatma görevi olan Diyanet Işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı’nın gerekçelerinden
-
- 01.07.1995
- Dr. Fahri DEMİR
- 101
- Makale ID: 16586
-
TOPLUMSAL
ZAAFLARIMIZDAN
İki Bayram Arası Nikah
DR. FAHRİ DEMİR
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
Hadis olduğu da söylenen bir söz vardır: "Halkın dili Hakkın kalemidir." diye. Atasözlerimiz arasında: "Söyleyene değil; söyletene bak." diye de bir deyiş vardır.
Uzun asırlar boyu İslâm Kültürü ile
-
- 01.07.1995
- Kemal GÜRAN
- 1217
- Makale ID: 16587
-
TOPLUMSAL ZAAFLARIMIZDAN FALCILIK
KEMAL GÜRAN
Din İşleri Yüksek Kurulu Emekli Üyesi
Fal, geleceği öğrenme veya geleceğe ait bilgiler verme iddiası ile başvurulan çeşitli yolların adıdır. Fal bakan, falcılığı kendisine meslek edinen kimselere "Falcı" denir. Falcılık ise; fal bakmak, falcının işi manalarına
-
- 01.07.1995
- M.Talat KARAÇİZMELİ
- 553
- Makale ID: 16588
-
TOPLUMSAL ZAAFLARIMIZDAN
NAZAR BONCUĞU
M. TALAT KARAÇİZMELİ
Din İşleri Yüksek Kurulu Emekli Uzmanı
Mahiyeti ve meydana geliş şeklinin, henüz bilimsel bir açıklaması yapılamamış olan nazarı, şöyle tarif edebiliriz: Doğuştan, kendilerinde bulunan bir özellikle, bazı kimseler, bakışlarını yahut düşüncelerini,
-
- 01.07.1995
- Prof. Dr. Şerafettin GÖLCÜK
- 3547
- Makale ID: 16589
-
HZ. İSA KİMDİR?
PROF. DR. ŞERAFEDDİN GÖLCÜK
S.Ü. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Batı dünyasıyla ilişkilerimiz arttıkça Hristiyanlıkla ilgili konulara temas trafiğimiz de yoğunlaşacaktır. Ancak hemen ifade edelim ki bu temaslar sonucu gerçeklerin ortaya konmasından büyük memnuniyet duymaktayız. Hristiyanlarla Müslümanlar
-
- 01.07.1995
- Halit GÜLER
- 109
- Makale ID: 16590
-
BALKANLARDAN
İZLENİMLER
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER HAREKETİ
HALİT GÜLER / Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
Sofya Oteli’nde randevumuza yetişecek şekilde istirahat ederek, Köstence’den Sofya’ya yapılan yolculuğun yorgunluğunu ve karanlığın dehşetini biraz atmaya çalıştık. Sonra Bulgaristan Cumhurbaşkanının
-
- 01.07.1995
- Doç. Dr. İbrahim SARIÇAM
- 244
- Makale ID: 16591
-
Peygamberimiz
Döneminde İslâm Kardeşliği
DOÇ. DR. İBRAHİM SARIÇAM
Ankara Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
İslâm Dini bütün mü’minleri 1 kardeş ilan etmiştir. Kur’an-ı Kerîmde "Mü’minler ancak kardeştirler"(1) buyurulur. Hz. I Peygamberin de konuyla ilgili pek çok hadisi mevcuttur. Bu ayazımızda biz,
-
- 01.07.1995
- Doç. Dr. Nesimi YAZICI
- 93
- Makale ID: 16592
-
ÖRF VE EĞİTİM
DOÇ. DR. NESİMİ YAZICI
Ankara Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Hatıralar oldum olası dikkatimi çekmiş ve imkân bulduğum oranda değişik kişilerin bu türe dahil yazdıklarını okumaya, anlattıklarını dinlemeye gayret sarfetmişimdir. Bana göre herkesin anlatabilecek bir şeyleri vardır ve geçmişin bu
-
- 01.06.1995
- Mehmet KANTARCI
- 103
- Makale ID: 16551
-
GURBETÇİ
MEHMET KANTARCI
19633 senesi, ülkemizde işsizliğin ve sıkıntının zirvede olduğu yıllar. O yıllarda insanımız, ekmek parası kazanabilmek gayesiyle Avrupa kapılarında. Tanımadığı, bilmediği çevre ve insanlarla karşı karşıya. Hepsinin ortak düşüncesi birkaç yıl çalışıp, biraz sermaye edinip, tez elden geri dönmek.
-
- 01.06.1995
- Prof. Dr. Şerafettin GÖLCÜK
- 217
- Makale ID: 24625
-
DİYALOGA
ÇAĞRI
Prof. Dr.
Şerafeddİn Gölcük
Her şeyden önce bir gerçeği tesbit etmekte ve bu gerçeğe hiç bir ön yargı olmadan akıl ve mantık perspektifinden bakmakta yarar vardır. Bu gerçek şudur:
Allah; ilk insandan itibaren, değişik milletlere ve toplumlara, değişik zaman dilimlerinde ve farklı mekanlarda
-
- 01.06.1995
- Prof. Dr. İsmet KAYAOĞLU
- 93
- Makale ID: 24626
-
Geçmişten Günümüze
TÜRK’ÜN HOŞGÖRÜSÜ
.
Prof. Dr. İsmet Kayaoğlu
Selçuk Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Hangi din, dil ve ırka mensup olursa olsun, insanların eşit olduğu, XX. yüzyılda insanlığın ulaştığı, müşterek bir mefkuredir. XIV yüzyıl önce gelen İslam Dini insanları yaratılışta eşit kabul
-
- 01.06.1995
- Dr. Durak PUSMAZ
- 2168
- Makale ID: 24627
-
Dr. Durak Pusmaz
Haseki Eğitim Merkezi Müdürü
Derdi veren Allah,
dermanını da verir...
Hayat hep aynı şekilde devam etmez. İnsan devamlı sıhhat ve nimet içerisinde olmayabilir. Çeşitli hikmetlerden dolayı Allah’ü Teâlâ bazen insanları bu nimetlerden mahrum eder, hastalık ve benzeri musibetler vererek onları dener,
-
- 01.06.1995
- Prof. Dr. Hüsnü Ezber BODUR
- 319
- Makale ID: 24628
-
İçtimaî Yönüyle
Namaz-Zekât Birlikteliği
Prof. Dr. Hüsnü Ezber Bodur
Atatürk Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
İslâm, mü’mini hem bu diinyada hem de ahirette mutluluğa ulaştırmayı hedefleyen bir dindir. Bu hedefe ulaşmak için Allah ile insan arasında kurduğu dikey ilişkinin yanısıra, insanla insan, insanla
-
- 01.06.1995
- Halit GÜLER
- 122
- Makale ID: 24629
-
BABADAĞ CAMİİ VE SARI SALTUK TÜRBESİ
HALİT GÜLER / Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
Üzerimizde unutulmaz tesirler bırakan ve kısa zamanda bizi tatlı hatıralara sahip kılan Köstence’yi geride bırakarak, yine geniş bir ovada Tulça şehrine doğru yol alıyoruz. Yine mısır ve günâşık tarlaları arasındayız. Şimdiye kadar
-
- 01.06.1995
- Prof. Dr. Hüsnü Ezber BODUR
- 1152
- Makale ID: 24630
-
İslam’da Harcama Felsefesi
Prof. Dr. Hüsnü Ezber Bodur
Atatürk Üniv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
İslâmiyet, servetin mutedil ölçüler içinde, cömertlik, hoşgörü, güzel muamele, iyiliklerde yarış, iyi niyet prensipleri doğrultusunda harcanmasından yanadır. Bu yüzden de İslam, dünya haz ve nimetlerine karşı daima
-
- 01.06.1995
- Ahmet AYGEN
- 897
- Makale ID: 24631
-
Ahmet Aygen
Yorulmadan Çalışanlar, Çalışmadan Yorulanlar…
Çalışmak! Hayat ile içiçe olan bir hareket tarzı, hayata bağlanmanın ve anlam kazandırmanın kaçınılmaz kuralıdır. Çalışmayan insan kendini boşlukta hisseder, belirli bir hayat düzeni kuramaz.
Yalnız, çalışma anlayışının çeşitli yönleri vardır. En
-
- 01.06.1995
- Doç. Dr. Nesimi YAZICI
- 111
- Makale ID: 24632
-
ISLAHHANELER
Doç. Dr. Nesimi Yazıcı
Ankara Univ. İlahiyat Fak. Öğr. Üyesi
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in on iki suresinde yirmi üç defa yetimlerden bahsedilir. Peygamberimiz de daha dünyaya teşriflerinden önce babasını, altı yaşında da annesini kaybederek yetim kalmış, önce dedesinin sonra da amcasının bakım ve
-
- 01.06.1995
- Doç. Dr. Hüseyin ALGÜL
- 95
- Makale ID: 24633
-
Peygamberimizin Hadislerinde "ANNE" Kavramı
Doç. Dr. Hüseyin Algül
Uludağ Ürıiv. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de, bize anne- babalarımıza iyilik etmemizi, yaşlandıkları zaman da onlara merhametle davranmamızı emreder; bilhassa annelerimizin hamilelik süresince nice güçlüklere göğüs gerdiklerini
-
- 01.06.1995
- Mustafa TURAN
- 248
- Makale ID: 24634
-
1.000’ inci yıldönümü münasebetiyle
MANAS DESTANI
Mustafa Turan
Tarih Öğretmeni
Gerçeküstü ile gerçeğin, efsane ile tarihin birbirine karıştığı, bir kahramanı, ya da önemli bir tarihsel olayı övüp, yücelten uzun manzumeye biz, destan diyoruz.
Tarihlerinde görkemli zaferler bulunmayan milletler,
-
- 01.06.1995
- Mehmet Nuri YILMAZ
- 79
- Makale ID: 18068
-
BAŞYAZI
MEHMET NURİ YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı
İSLAM’DA ÇEVRE
VE ÇEVRECİLİK
İlk anda canlı-cansız bütün varlıkları kuşatan tabiat parçasının akla geldiği çevre konusu, insanlık için daima bir mesele olagelmiştir ve bugün de devam etmektedir.
Gerek yazılı basında ve gerekse
-
- 01.06.1995
- Şükrü ÖZBUĞDAY
- 2146
- Makale ID: 18069
-
ŞÜKRÜ ÖZBUGDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
İSLAM’DA TEMİZLİK VE ÇEVRE
İslâm Dini, temizliği imandan sayar. Böylece iman etmekle temiz olma arasında doğrudan bir ilişki kurar. Bunun için temizlik bütün tarih boyunca Müslümanların en çarpıcı özelliği olmuştur. İslâm ülkelerini ziyaret eden ilk Avrupalı
-
- 01.06.1995
- Lütfi ŞENTÜRK
- 4287
- Makale ID: 18070
-
LÜTFİ ŞENTÜRK
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi
"Temizlik
İmanın Yarısıdır."
Müslim’in Ebû Mâlik el-Eş’arî (R.A.) den rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif meâlen şöyledir:
’Temizlik, imanın yarısıdır."
Peygamberimiz bu sözü ile temizliğin dinimizdeki yerini en çarpıcı bir şekilde ifade
-
- 01.06.1995
- Din İşleri Yüksek Kurulu
- 138
- Makale ID: 18071
-
DİN İSLERİ YÜKSEK KURULU FETVALARINDAN
TEMİZLİKTE KULLANILAN KAĞITLAR
Taharet için özel olarak imal edilmiş olan kağıtlar üzerine yazı yazılması mümkün olmadığından, bu kağıtların taharette kullanılmasında dinen bir sakınca yoktur.
OJE
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer
-
- 01.06.1995
- Doç .Dr. Abdurrahman ÇETİN
- 146
- Makale ID: 18072
-
Güzelliğin Kaynağı
Doç. Dr.Abdurrahman Çetin
Uludağ Univ. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi
Dinimizin gayelerinden birisi, insanı iyiye ve güzele ulaştırmak; onun iyilik ve güzellik içinde yaşamasını sağlamaktır. Güzel bir çevre, güzel bir hayat ve güzel bir toplum, İslam’ın hedefleri arasındadır.
İslam; adıyla
-
- 01.06.1995
- Mustafa Türkgülü
- 128
- Makale ID: 18073
-
İNSANDA FITRÎ YÖNELİŞ
Mustafa Türkgülü
F.Ü. Veteriner Fakültesi Sekreteri
İnsan ruh ve bedenden ibarettir. Beden ruhun ülkesi, ruh da onun padişahıdır.
Ruh, mutluluğunu Allah’ı bilmekte arar. Allah’ı bilmek ise, O’nun yarattıklarını bilmek, özellikle kendini bilmekle mümkündür.
Her insan, Allah’ın
-
- 01.06.1995
- Şemsettin YAZIRLI
- 126
- Makale ID: 17653
-
HUKUK KÖŞESİ
Yabancı Bir Memleket veya Uluslararası Kuruluşta Hizmet Alma
ŞEMSETTİN YAZIRLI
Diyanet İşleri Başkanlığı I. Hukuk Müşaviri
Devlet memurları, kurumlarının muvafakati, ilgili Bakanın teklifi üzerine Başbakanın onayı ile maaşsız izinli sayılarak on yıla kadar yabancı memleketlerde, yirmibir